34. TARİH TEKERRÜR

132 10 3
                                    


  Selamlar... Kitabı bitirmek üzereyim. Bundan sonrası diğer seriler ve yepyeni karakterlerle olacak.

İyi okumalar...

 İnanılmaz bir baş ağrısıyla açtı gözlerini. Etrafa baktı, depo beklerken kendisini bir evin içinde bulmuştu.  Güneş ışıkları gözünü kısmasına sebep oluyordu. Duvar saatine baktı. Evden çıktıktan üç saat sonrasıydı. 

"Uyandın sonunda." dedi Behram salona giriş yaparak.

 "Allah'ın cezası manyak!" ayaklarında ve elinde kelepçe vardı.

 "Uf sus Eva. Çok boş konuşuyorsun bazen." bileğindeki kelepçeyi çözdü ve suyu uzattı. Vücudunun buna ihtiyacı vardı, nazı bırakıp içti. Kelepçeyi tekrar takmasın diye bir şey yapmadı. Ayağında olanlara bir çaresi yoktu çünkü.

 "Anlatman için sormam mı gerekiyor?" oldukça sinirliydi. Bugün ölmezse Behram'a dünyayı zindan edecekti. 

 "Elimde olsa anlatmaz, hatta seni bayıltmak yerine öldürmüştüm emin ol. Ne yazık ki yapamıyorum."

 "Nedenmiş?" ortada çıkılamaz labirent vardı, fark ediyordu.

 "Cidden sesini duymak istemiyorum. Anlatacağım ve bitecek!" 

 Sakince lafa başladı. "Örgütte soyadının imzasını taşımak isteyen tek sen değilsin. Biriyle anlaştım, eğer seni içten çökertirsem yanımda olacağının sözünü verdi. Her şey tıkırında işliyordu, Dora'da aradan çekilmişti, senin de başında bin türlü bela vardı, artık rahattım. Şirkette olduğumu bildin, aramandan anlamıştım. Sen kötü hissettiğin zaman kimseyi aramazsın. Kendi kendini yer bitirirsin. Saklandım, odaya gelmeni bekledim. Şimdi de buradayız."

 "Kimdi? Ares mi, Sadi mi?"

 "Sadi. Laçin ve senden bahsettim. Serra'nın üzülmesine dayanamıyordu zaten. Hem senin hem Laçin'in işini bitirecektik."

 "Neden geçmiş konuşuyorsun? Kim engelliyor? Baban mı?"

 "Bu kadar yeterli. Artık yalnızsın. Biz istemediğimiz sürece kimse seni bulamayacak, umuyorum ki günün sonunda geberirsin."

 "Bana bu nefretin ne? Aramızı düzelttiğimizi sanıyordum."

 "Ya ne düzeltmesi kızım? Senin şu kibrinden de ortalığı karıştırmalarından da bıktım usandım. Anla artık, sevilmiyorsun. Kimse seni sevmiyor, sevmeyecek. Tüm dünya etrafından dönüyor sanıyorsun, insanların hayatını bok yolunda altüst etmekten başka bir halt ettiğin yok!" kusarcasına bakıyordu kadına.

Bağırışlarına devam etti. "Aileni katletmekle neye övünüyorsun anlamıyorum ki! İyi mi oldu? Yapayalnızsın, çevrende her kim varsa çıkardan başka işleri yok, olmayacak. En azından ailen vardı, bir nebze biz vardık. Onları da kendi elinle ittin. Kendi mezarını da açtın yanlarına, hayatımda gördüğüm en salak kadınsın. Dua et, yat kalk şükret şimdilik sana dokunamıyorum. Var ya, aslında öldürsem herkes için iyilik yapmış olurum. Günahtan çok sevaba girerim. De işte..." son sözlerini tiksinircesine sarf ederek gitti.

  Eva put kesilmişti. Ne açlığı, ne yorgunluğu, ne kaçmayı düşünebildi. Kalbinin ezildiğini hissediyordu, gerçekler hiç bu kadar can yakmamıştı. Haklıydı, Ilgar bile çıkar için elinden tutmuştu. İşi bittiğinde çöp gibi atacaktı. 

 Ağladı, bu kez içine içine değil, hıçkıra hıçkıra ağladı. Kimsenin sevgisine ihtiyacı yoktu ama son zamanlarda taşıdığı yükler onu fazlaca tüketmişti. Gözlerinin kapanmasına engel olmadı, biraz uyusa her şey rayına girer gibi geçirdi aklından.

EVA +18 (Kadın Mafya Serisi 1)Where stories live. Discover now