29. SICAK SAVAŞ

123 12 1
                                    


  Selamlar... Bu bölümü kaç defa baştan yazdım hiç bilmiyorum bile. Daha fazla bekletmemek için kısa kestim. Hala içime sinmiş değil fakat umarım siz beğenirsiniz.


Onca duygulu sözün perde arkasında büyük ihanetler saklanıyordu. Sevmediğini biliyordum ve bu canımı çok yakıyordu. Ona sarılırken mutlu olmamalıydım, karnımdaki kelebekleri katletmeliydim. Bunu yapmak oldukça zordu. 

 Elimdeki içki bardağıyla oynuyordum. "Yavaşça girdin hayatıma. Büyük bir parçası oldun. Sonra her şeyim oldun. İyisiyle kötüsüyle bu yolu birlikte yürüdük. Ne zaman kaybetmenin eşiğinde olsak ellerimizi daha sıkı tuttuk. Bana duygularımı hatırlattın, hissetmeyi öğrettin ardından sevmeyi hissettirdin bana. Şimdiyse nefreti gösteriyorsun." sakindim.

 "Nefret mi?" bardağı kafasında kırdım. "Orospu çocuğu!" tekme attım karın boşluğuna.

  "Nasıl yaptın lan bunu? Hayatını feda ettiğin ailen seni bok parçası gibi sağa sola atarken ben sana her şeyimi verdim. Ailemdin Dora, sen benim sığındığım evimdin. Her şeyi biliyorum, Kutuner olduğunu biliyorum." sinir her zerreme işlerken karşımdaki bu adama acımayacaktım.

 Söylediklerimle şaşırdı ama bu çok kısa sürdü ki saçıma yapışmıştı. Yüzümü bar masasına vurdu. Kafamı kaldırırken bacağının ortasına dizimi geçirdim. Masanın ucuna bu kez ben başını vurdum toparlanmasına izin vermeden yumruk attım çenesine. 

 Boğazıma yapıştı ve duvara vurdu sırtımı. Nefesim kesilmişti. Elini çekmek yerine gırtlağını sıktım. Bırakmıştı beni. Kırık cam ucunu tutacakken tekme atmış ve düşmüştüm. "Sana zarar vermek istemiyorum Eva," öfke dolu mavi gözlerine baktım. 

 "Karan olmasaydı öldürecektin lan beni geri zekalı!" yerden hızlıca kalkıp bacağını kollarımla kavrayarak cam kapıya uçtum. O sırt üstü düşmüştü ben ise üstündeydim, yüzüne yumruk atmaya başladım. Bileklerimi kavrayıp engellemişti. Elbette benden güçlüydü ancak bu kaybedeceğim anlamına gelmiyordu. 

  Parmaklarımı gözüne soktum. Bağırışları çığlığa dönüştü. Bunu fırsat bilip doğruldum ve ayağımdaki topuklu ayakkabımla yüzüne vurdum. Ayağımı tuttu, dengemi zor sağlıyordum. Ayakkabıyı ayağımdan çıkardım ve yüzüne vurdum. Ayak bileğimi elleri gevşerken çekmiştim. 

 Onunla dövüşerek ölümünü sağlayamazdım ki adamlarım da henüz gelmemişti.

 Diğer ayakkabıyı da yere atıp koştum barın içine doğru. Cam kapıda kendimi kesmeden geçmeye çalıştım. 

 Kesici bir şeyler aramaya başladım. Kafama darbe alana dek. İçki şişesini geçirmişti. Eli küçük bir çekmecedeyken çekmeceyi elinin üstüne kapattım. Yine eli boğazımdaydı. Bağırışlarımız boş barı doldururken bitirici bir hamle düşündüm. 

 Ensesine yumruk geçirmeye başladım. Dora'yı bırakıp çekmeceden elime ilk geçen bıçağı karnına sapladım ve çıkardım. Omzundan ittirdim, yere düşmüştü. Her yerimden ter akıyordu, nabzım fazla hızlı, kanım kaynıyordu.

 "Seni sevmek istemiştim Dora." biraz bekledim. Her yerim acıyordu. Bıçağı kalbine sapladım. Kocaman bir çığlık atmıştı.  "Kalbimi kırmamalıydın. Çünkü ben sineye çekmem, düşünmeden kalbini yerinden söker atarım." diye kulağına fısıldadım.

 "Yabancı olduğun bu aşk duygusu öyle bir şey değil Eva. Kimi seveceğini kendin seçemezsin. Sen beni sevmedin, sevemezsin de. Yalnızca borçlu hissettin bana. Yanında duran tek kişiydim çünkü. Sen Laçin'i seviyorsun, her ne kadar kendine itiraf edemesen de." oluk oluk ter akıyordu alnından, nefes nefese zar zor konuşuyordu. 

EVA +18 (Kadın Mafya Serisi 1)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin