16. ENKAZ ALTI(+18)

2K 23 5
                                    



Efsane bir bölümle karşınızdayım. Yavaş yavaş en önemli sahnelere giriş yapıyoruz. 

İyi okumalar:)


    Akşam yemeğindeki derin sessizlik sonrası odama çekilmiştim. Babam hiç bu kadar sakin kalmazdı. Bugün ipleri elinden bıraktığını fark etmiştim. Karışmadı, sinirlenmedi... Benim için de mi emekliye ayrılmıştı? Ya Karan? Karışmaya çalışsa da başarısız olmuştu. Yüzüme bakıyor ardından babama dönüp susturuyordu bakışlarını.

Dışarıda yağmaya başlayan karı izliyordum. Sigaram bitmek üzereydi. Rahatlamalıydım, zafer çığlıkları atmalıydım. Olmuyordu, içimdeki sıkıntı ağır basıyordu. Sigarayı elimle söndürdüm. Kalabalıkta pembe olan bu kız yalnız kaldığında canavara dönüşüyordu.

Kapım tıkladı ardından açıldı. Kokusundan tanımıştım. Sakinliğinin elbette bir sebebi olacaktı. "Yürü." kalktım. Nereye gittiğimi nasılsa biliyordum. Fırtınanın duruluğuydu bu üzerimizdeki. Öldürüyordu beni. Merdivenleri indim, koridor boyunca geçmişimi film kesitleri gibi önümden geçirdi zaman. Tükendiğimi, gözlerimden akmaya hazır yaşlarımı, çocukluğumun travmalarını hissettim parmak uçlarıma kadar.

Işığı açtı. Mahzenden nefret ediyordum. En son buraya gelişimde Karan'ın annesinin fişini çekmiştim. Oturdum sandalyeye.

Yanağımda hissettiğim yanma henüz hiçbir şeydi. Kemerin sesi vuruşlarından daha çok dikkatimi çekiyordu. Kendimi kapatmıştım. Ne yaparsa yapsın acıdan zevk aldığım sürece beni bitiremezdi. Vücudum uyuşurken tepkisizliğimi fark etmişti. Kolumdan tuttu ayağa kaldırdı.

Merdivenleri çıkıyorduk. Bahçeye vardığımızda ne yapacağını kestirememiştim. Ayak bileğime demir zincir bağlamıştı. Havuza baktım. Havuzumuz kesinlikle derindi. Kolunu tutmaya çalıştım ama çok geçti. "Kendi başına iş yapmayı madem seviyorsun, kendi kendini kurtarırsın." "Yapma!" ittirdi, suya düştüm. Bedenimi buz kesti. Ya donarak ya da boğularak ölecektim. Zinciri zorladım, soğuğa karşı savaştım, havuzdan kurtulmaya çalıştım. Nefesimi daha ne kadar tutabilirdim?

Babamı suyun üstünde göremiyordum. Bırakıp gitmişti. Blöf yapmazdı zaten neyin umuduydu ki benimki? Çırpındım, ne kadar çıkabilirsem çıktım. Elimi uzattım tutunabilmiştim. Kendimi yukarı çektim. Derin bir nefes aldım. Almaya devam ettim. Kendimi yukarı çekecek mecalim dahi kalmamıştı ama çekmiştim. Güçlüydüm ben. Herkesten güçlüydüm. Vücudumdaki hasarın acısı, boğazım, ciğerlerim umurumda değildi. Bu artık işaretti. Kıyamet kopmak zorundaydı.

Kendimi çimlere bıraktım. Öksürüklerim dinmiyordu. Kendime kızdım. Koşan ayak sesleri su dolu kulağıma ilişti. "Eva!" eğildi, avcuna alarak başımı kaldırdı. Kahvenin en koyu tonlarına baktım gözlerinde. Islanmış kaküllerim yüzüme yapışmıştı, geriye ittirdi. Ne olduğunu elbette biliyordu. Gözlerinin dolduğunu gördüm şaşkınlıkla. Alnını alnıma yasladı, korumasına döndü "Mahzenden anahtarları getir." dedi. Bakışlarımı ayırmadım. Yansıttığı duyguların gerçekliğini sorguluyordum.

"Seneler sonra yine mi? O cesur hareketlerinin karşısında sakin kalmasından anlamıştım. Göğsüme bir ağrı girdi, hissettim Eva. Canının yandığını hissettim. "Benim canım yanmaz."

"Eva!" dedi uyarıcı sesiyle. Korumadan aldı anahtarları. Denedi birkaçını. En nihayetinde birisi açmıştı kilidi. Zincir ağırdı, ne yalan söyleyeyim bileklerim yanıyordu. Kucakladı, kaslı göğsüne dayadım başımı. Odama kadar çıkardı, yatağa oturttu. "Sıcak bir duş al. Buz kesmişsin. Hava zaten kötü." kalktım. Elini tuttum. Dövmelerinde gezdirdim parmaklarımı. Banyoya doğru çekiştirdim.

EVA +18 (Kadın Mafya Serisi 1)Where stories live. Discover now