16 ♦ Final / Part 2

1K 37 0
                                    

"Hastanın durumu iyiye gidiyor," diyor doktor. Vücudu yağsız sütü tolere etti, yumurta sarısı vermeye geçiyoruz."

Günlerdir ilk defa rahatlıyorum sanırım. İzel'in annesi, Arzu ve Arzu'nun annesinde de aynı şeyi görüyorum.

Üçümüz de rahatlamış şekilde koltuğa çöküyoruz.

Üç dört dakika sessiz kalıyoruz. Bir hemşire gelip İzel'i yıkamaya götüreceklerini söylüyor. Arzu uyuyakalmış.

Bir telefon çalıyor, İzel'in annesi çantasını karıştırıyor.

"Alo? Ah, çok özür dilerim Uygar Bey... Evet, nihayet bulundu... Teşekkürler."
Yavaşça ayağa kalktıktan sonra bizim onu duyamayacağımız kadar uzaklaşıyor.
Düşünmeye başlıyorum. Bu duruma nasıl geldiğimize anlam veremiyorum.
Ölümün hem bu kadar uzak, hem de bu kadar yakın olmasına...
Sadece anlam veremiyorum işte.
İşte düşünmek de bu şekilde son buluyor, bir faydası olmadığını anladığınızda.
Birkaç dakika sonra İzel'in annesi yanımızda bitiyor. Bana baktığını fark ediyorum.
"Aras, biraz konuşabilir miyiz seninle?" diyor.
Başımı yukarı aşağı sallıyorum, o da mesajı alarak yanıma oturuyor.
"İzel'in en iyi..."
Düzeltiyor.
"...en özel arkadaşının sen olduğunu duydum ve İzel'in bile bu tür bir arkadaşlık kurabilmesi beni çok mutlu etti. Şu birkaç zorlu günde de senin ona verdiğin değeri gördüm, o yüzden senin de bilmen gerektiğini düşündüm.
"Çalıştığım yer Adana'da bir şube açacak ve bu şubenin başında bulunmam için bana teklif getirdiler. Terfi etmiş olacaktım, fakat İzel'in burada ne kadar mutlu olduğunu bildiğimden reddetmeyi düşünüyordum. Ancak sen de anlarsın ki kızımın burada daha fazla kalmasından taraftar değilim."
Mesajı almamı ister gibi bana bakıyor. Gidiyorlar.
***
İZEL
"Gelmedi..." diye mırıldanıyorum. "Bana veda etmeye tenezzül bile etmedi."
"İzel," diyor Arzu. "Sana veda etmenin onun için ne kadar zor olacağını düşün bir. Zaten her şey için kendini suçluyor. Sen hastanedeyken başından ayrılmadı. Yakında seni arayacaktır. Hadi git lütfen, uçağını kaçıracaksın."
Anonsun sesi kulaklarımda çınlıyor.
"^^^ Nolu Sabiha Gökçen - Adana uçuşu için son çağrı! Lütfen kontroller için 121 Nolu kapıya geliniz!"
Arzu, annem, teyzem ve ben son kontrollerden geçiyoruz.
Sanırım bu sefer gerçekten ona veda ediyorum.
Arzu ve Teyzemler, Adana'daki evimize yerleşmemize yardım edecekleri için bir hafta kadar bizleler.
Galiba yeni bir hayata adım atıyorum.
Evet, arkadaşlar FINAL bölümümüz sorularınızı cevaplamış oldu. Güneş Gözlüğü ikinci bir kitapla devam edecek!
Hatta kitabımızın adı, kapağı ve konusu bile belli!
Rüya Kapanı (Güneş Gözlüğü-2)
"Hayatımın en kötü tecrübesini yaşayalı 4 yıl oldu." diyorum Kemal'e. "İşte ondan sonra Adana'ya taşındım. Sonra da üniversiteyi okumak için Ankara'ya geldim. Aylin'le de Adana'da tanışmıştık, öyle karar verdik ev arkadaşı olmaya..."
***
Bu sabah ilaçlarımı almamış olmanın korkusuyla el yordamıyla feneri yüzüne tutuyorum.
Hayır, bu gözleri nerede görsem tanırım.
Uzamış, eskisinden bile uzun.
Yüz hatları da kabalaşmış biraz,
Ama hala bir erkek çocuğu gibi bakıyor bana.
Nefesi yüzüme çarpıyor, bense feneri elimden düşüyorum.
Fısıldıyor;
"Seninle yarım kalmış bir vedam var."

Güneş GözlüğüOnde histórias criam vida. Descubra agora