IV. KAYIP RUH

36.4K 2.1K 414
                                    





Labrinth - Formula
Melanie Martinez - High School Sweethearts
Faouzia - Tears of Gold

🥂

Cehennem.

Hazırlık haftasını tanımlayacak tek bir kelime vardı, o da cehennem.

Bizi neden Yunanistan'a getirdiklerini şimdi daha iyi anlıyordum. Cennetin güzellikleriyle büyüleyip kör etmeye cehennemin acısını unutturmaya çalışıyorlardı fakat bu mümkün değildi. Cehennem bütün gerçekliğiyle yüzüme çarpıyordu.

Son dersimden çıkıp odama doğru yönelmeye başladığımda uykusuzluktan ölme kıvamına gelmiştim. Gözlerim adeta yanıyor, bedenim uyku için yalvarıyordu. Yunanistan'a geleli iki gün olmuştu fakat sınıf ve odam haricinde hiçbir yere gidememiş, neredeyse her dakika gördüğüm denize bile girememiştim. Dağılan saçlarımı umursamadan asansöre yöneldiğimde sıcak havanın tenimi yaktığını fark ettim. Kendimi bambaşka bir hayatın içinde hissediyor, günler önce olduğum konum ile şimdiki halimi karşılaştığımda gülmeden edemiyordum.

Hayatımın değişme ve evrilme hızına yetişemez hale gelmiştim.

Asansöre binip ardımda kalan manzaraya baktım. Camla örülmüş asansör bana net bir görüş açısı sunuyordu. Önümde uzanan deniz bütün berraklığıyla beni çağırıyordu. Güneşlenen, yüzen insanları görmek yüzümü asmama neden oldu.

Bulduğum ilk boşlukta kaçıp denize girmeyi hayal ederek asansörden çıktım ve odama doğru ilerlemeye başladım. Şanssız bir kura sonucu oda arkadaşım Alara olmuştu. Böyle dediğim için kendime kızarak yanağımın içini dişledim. Aslında hiç de kötü bir kız değildi. Pek konuşmuyorduk ama göz göze geldiğimizde ya da konuşmamız gereken durumlar olduğunda bana gayet nazik davranıyordu ki bu istemsizce beni irrite ediyordu. Önyargılı biri değildim, bana kötü davranmadığı sürece kimseyle arama mesafe koymazdım. Alara'ya karşı haksızlık ettiğimi biliyordum lakin istemsizce kendimi engelleyemiyordum. Alara'yı düşünmek bana Pars'ı hatırlatıyor, Pars'ı hatırlamakta sinirlenmeme neden oluyordu. Geçen geceki saçma davranışlarından sonra onu görmemiş, hakkında en ufak bir şey duymamıştım. Gerçi çoğu kişiyi görmemiştim. İç çektim. Görmediğim kişiler listesinde Ayaz'da vardı. Yani elbette uçakta ve evden çıkarken bir araya gelmiştik lakin neredeyse hiç konuşamamıştık. Bana mesafeli veya sinirli davranmıyordu fakat çekindiği belliydi. Babam ile geçirdiğimiz öğle yemeğinden sonra aramızdaki duvar kalınlaşmış gibiydi. En yakın zamanda onun ile konuşup buzları eritmem gerekiyordu. Ailemizin acılarını birbirimizden çıkarmamalıydık zira şu an hayatımdaki en önemli kişilerden biri ağabeyim idi.

Odamın önünde durdum ve kot şortumun cebinden oda kartımı çıkardım. İçeriye girip ardımdan kapıyı kapattığımda elim istemsizce tutulan boynuma yöneldi. Duş alıp bir süre uyuma hayaliyle odanın içinde adımladım. Saniyelerin ardından görüş alanıma giren arkası dönük kişi sayesinde yerimden sıçradım.

Pars ellerini siyah şortunun ceplerine iliştirmiş, camdan dışarıya bakıyordu.

Açık camdan içeri giren rüzgâr kahverengi saçlarını dalgalandırıyor, üzerine geçirdiği beyaz salaş gömleğin havalanmasına neden oluyordu. Ayağına geçirdiği beyaz spor ayakkabıları, bileğindeki saatiyle zahmetsiz bir şıklığa bürünmüştü. Gözlerim geniş omuzlarında ardından dik duruşunda dolaştı. Dünyadan soyutlandığını düşündüm.  Ela gözleri hafifçe kısılmış, düşünceleriyle savaşır gibi bir hale bürünmüştü. Açık camdan gözüken masmavi denize bakıyordu. Beynin de dönüp duran tilkileri merak ediyordum.

RAKİPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin