23. Kabul Edilmek İstenen Kişilikler

11 0 0
                                    

İLK DÖRDÜN

-KABUL EDİLMEK İSTENEN KİŞİLİKLER-

Hoppla! Dieses Bild entspricht nicht unseren inhaltlichen Richtlinien. Um mit dem Veröffentlichen fortfahren zu können, entferne es bitte oder lade ein anderes Bild hoch.

-KABUL EDİLMEK İSTENEN KİŞİLİKLER-

🌑🌓🌕🌗

Bir varmış, bir yokmuş derlerdi masalları anlatmaya başlarken. Bu cümle bile aslında masalların hiçbir zaman gerçek olmadığını çok açık bir şekilde belirtiyordu. Bir vardı, sonra bir yoktu ve burada bile bitebilirdi bir masal ama uzattıkça uzatarak gerçek olmayan şeyler anlatmaya devam etmişlerdi.

Çok masal dinledim. Babam bir çocuğun yüreğindeki o boşluğu basit masallarla doldurmaya çalıştı hep. Çok masal dinledim ve hiçbirisi mutlu sonla bitmedi. Dinlemeyi bıraktım sonra kendim okudum ya da zorunda kaldım bilmiyorum, yine öldüler benim zihnimde, yine yaşamadılar.

Bir prenses vardı öldü, bir prens vardı gömüldü. Kötü karakter öldürüldü bunu kahramanlık olarak adlandırdılar, halbuki bu da cinayet değil miydi?

Koştum koşabildiğim kadar, ağaçların arasına girdim. Geri döneceğimi bile bile aksi yöne koştum, bu oyunun ne galibi olmak istiyordum ne de kazananı ama oyundan çekilmek gibi de bir seçenek yoktu. Beni bayılttılar, iki gün boyunca küf kokan bir zindana kapattılar çünkü bana yapılan basit bir bayıltma büyüsü değildi ve ne kadar zayıf olduğumu görmek istediler. Beni bir zindanda tuttular çünkü bir tutsak olduğumu düşünmemi istiyorlardı fakat bunun amacını anlayamadım, sadece koştum.

Soluklanmak için bir ağaca sırtımı yaslayıp durduğumda kafamı kaldırıp gökyüzüne bakmaya çalıştım ama ormanın içinde olduğum için ağaç yapraklarından dolayı göremiyordum.

Işıklar yandığında yıldızlar giderdi ve onları görmek için karanlıkta kalmayı mı bekleyecektim?

Yavaş yavaş yürümeye başladığımda, sırf dengede durabilmek için adımlarımı sert atıyordum ve bu da kuru toprakta ayak izimin çıkmasına sebep oluyordu. Aldığım nefes genzimi yakıyor boğazımda bir düğüm oluşturuyordu. Sabredemiyorum artık, her şeye alışmaya çalışmak iyice beni benden çıkartıyordu ve kim olduğumu unutuyordum.

Dark Marsh'da, evimden başka gidebileceğim bir yerim yoktu ve burada evimin yerini kocaman bir saray almıştı. Bir illüzyonun içerisindeydim ve yansımalarda ben yoktum.

Ormanın iç taraflarına doğru yürüdükçe, gündüz vakti olmasına rağmen sanki hava iyice kararıyordu ve ışıkları bulabileceğime inandırdım kendimi. Elim kapüşonumun yakasına takılan Cadı Topluluğuna ait broşa gittiğinde parmaklarım soğuk bir metale dokunmayı beklerken sadece bir kumaş parçasına dokudum. Başımı eğerek yakama bakmaya çalıştım ama broş orada değildi. Düşmüş olamazdı, düşmemeliydi.

Hava aynı Dark Marsh'daki gibiydi, toprak oranınki gibi kuruydu. Ağaçlar aynıydı ama buranın tek bir kelime fazlalığı vardı. Belki de daha fazlası... Alterego.

AY'IN ÖTEKİ YÜZÜWo Geschichten leben. Entdecke jetzt