17. Maske Altındaki Açık Ruhlar

29 12 0
                                    

YENİ AY

-MASKE ALTINDAKİ AÇIK RUHLAR-

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

-MASKE ALTINDAKİ AÇIK RUHLAR-

🌑🌓🌕🌗

Sessiz bir gece değil, sessiz bir gündüz, sessiz bir güneş, sessiz bir aydınlık. Aydınlıktaki kapalı gözler yavaşça aralanmaya başlıyor. Her seferinde özgürlük için baktığım gökyüzüne bu sefer hiçbir şey hissetmeyerek baktım.

İnsanlar, gökyüzüne baktıklarında geceyse yıldızları ve Ay'ı görürlerdi. Bazen kayan bir yıldız olduğunda küçük mutluluklar oluştururlardı içlerinde. Gündüzse, bulutları görürlerdi, bulutlara hayallerini sığdırırlardı. O beyaz pamuk şekerler olmasa bile gökyüzünde denizin huzurunu bulurlardı. Küçük mutlulukları olurdu yine.

O’nunla yaşadığımız küçük evimizin, küçük pencerelerinin önünde saatlerce onun gelmesini beklerdim. Gelince boynuna sıkıca sarılırdım. O mutluluk, insanların gökyüzüne bakınca bile hissedemeyeceği kocaman bir mutluluktu.

Acı, sinirlerimin her bir köşesini kapladı. Babamın elinde tuttuğu bütün yalanları silmek istedim. İnsanlar yine her şeyi yanlış bildiği gibi, ihanetin de sadece birbirine âşık iki insan arasında geçebileceğini zannederdi fakat âşık olduğun bir insana bile, bir süre sonra düşman olabilirdin ama hiçbir zaman nefret edemeyeceğin, düşman gözlerle bakamayacağın birisinin, senin canını parçalayacak derecede yalan söylemesi ihanetlerin en büyüğü sayılabilirdi.

Galiba ihanetin büyüklüğünü belirleyen şey, nefret edemeyeceğinin zorunluluğuydu. Çünkü ihanetlerin en büyük panzehri ona duyulan nefrettir ama nefret duyamamak yarayı daha çok kanatır. Daha çok can yakar.

Gece, güne çoktan döndü.

Gündüz, geceyi ele geçirdi. Yıldızları söndürdü, Ay'ı sakladı ama yine de beklediler onlar ortaya çıkmayı.

Peki, tüm bu masalsılıkta gerçeklik neredeydi? Gerçeklikte kim saklandı? Kim kimi öldürdü? Bütün masallar gerçeklerden esinlenilmez miydi? Tüm bu yaşadıklarımı kafamda kurmuş olmayı diledim. Bir kitap yazarken beynimi patlatacak kadar düşünüp kendi yazdığım karaktere bürünmeyi istedim çünkü o zaman gerçek dünya diye bir şey olurdu. Ama şimdi gerçek diyebileceğim bir dünya yoktu.

Bir rüya görmeyi istedim. Görürken bile hiçbir şey anlayamadığım, uyanınca tamamen aklımdan silinen ama gözlerimi açtıktan sonra dört saniye boyunca hissettirdiği duyguyu hissetmek istedim. Yani zamanı geriye almayı, bütün her şeyin başına dönmeyi istedim. İstedim. Sadece istemekle yetindim. Bütün dünyayı uyutmak, zamanı durdurmayı diledim. Kafamın içinde geçen absürt düşünceleri susturmak, aynı zamanda oluşan sessizliğin çığlığına kulaklarımı kapatmak istedim.

AY'IN ÖTEKİ YÜZÜWhere stories live. Discover now