15. Kırılamayan Camdan Duvarlar

31 11 0
                                    

YENİ AY

-KIRILAMAYAN CAMDAN DUVARLAR-

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

-KIRILAMAYAN CAMDAN DUVARLAR-

🌑🌓🌕🌗

Acı hissediyorum.

Bir keresinde, "Bazen tek bir an, tek bir hatıra, zamanın öncesinden acıyı getirir..." demişti babam. Ama buna alışmam gerektiğini ve bu acının ancak ölümle dineceğini de belirtmişti.
Ölüm hissediyorum, tam yanı başımda.

Acı hissediyorum, benden daha yakında.

Benim öğrenmemi istemediği şeylere her zaman saygı duymuştum ama o saygı bile içimde yerini büyük bir boşluğa bırakınca, daha öncesinin hiçbir önemi kalmadı. O kadar çok sızı hissediyorum ki tüm suskunluğumu alıp götürecekmiş gibi.

Karşımdaki suskunluğuna rağmen oluşan çaresizliğine acıyorum.

Bir arabadayım. Ağaçların, binaların ve insanların yanından hızlıca geçip gidiyoruz. Yanımda çok az tanıdığım bir adam, tüm sessizliğiyle arabayı kullanıyordu. Teypten çalan hiç bilmediğim bir müzik kulaklarımı dolduruyordu.

Midemdeki ağrı yavaş yavaş geçmeye başladığında, elimi karnımın biraz üstüne bastırmayı bıraktım. Martin, derin derin bir şeyler düşünüyor gibiydi. Konuşmaya cesaret edebilir miydim bilmiyorum ama onun bu sessizliği, beni sorgulayan cümlelerinden daha fazla rahatsız ediyordu.

Başımın ona dönük, gözlerimin onu dalgınca izlediğini, onun koyu mavi gözleriyle karşılaşınca fark ettim. Refleksle çenemi aşağı doğru indirdiğimde arabadaki dijital saatte gördüğüm rakamlarla bakışmaya başladım. Zamanı takip ediyor, dakikalar birbirini kovaladıkça kelimeler boşlukta yayılmayı daha çok reddediyor, konuşmak daha fazla zorlaşıyordu.

On dakika geçti. On beş dakika geçti.

Midemdeki bulantı tekrar kendini göstermeye başladığında arabanın git gide hızlandığını fark ettim. Martin'in gaza basan ayağı daha çok baskı yaptığında kolları titredi. Yüzüne bakmaya çalıştım ama sağ çehresi dışında göremedim suratını. Gözlerindeki duyguyu anlamak istedim ama o, ne durdu, ne de yüzünü çevirdi. Parmakları daha çok kavradı direksiyonu. İncelemek böyle mi oluyordu Martin? Endişeyle.

On yedinci dakikada dudaklarımdan, endişemi belli edecek ses tonunda bir şeyler dökülmüştü sonunda. "Martin?" dedim sorar gibi ama bunu kekeledim mi yoksa duygularımı hissettiremedim mi bilmiyorum. Çünkü bana bakmadı. Beni duydu mu ondan da emin değilim. "Martin!" dedim tekrar. Sesim biraz daha yüksekti bu sefer. "Martin arabayı durdur." İşte bu sefer emindim ki endişemi anlamıştı. Çünkü her kelimem titreyerek ve korkarak çıkmıştı. Tekrar kusacağımı hissettim ama midem boştu ve bu yüzden ağızıma gelen acı tatlar dışında bir şey olmadı.

AY'IN ÖTEKİ YÜZÜWhere stories live. Discover now