22. Duvardaki Renkli Yansımalar

25 2 0
                                    

İLK DÖRDÜN

-DUVARDAKİ RENKLİ YANSIMALAR-

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

-DUVARDAKİ RENKLİ YANSIMALAR-

🌑🌓🌕🌗

Sınırlarım vardı benim, koyu kırmızı kalemle ayak ucuma çizdiğim çizgilerle belirlerdim katı kurallarımı. Önüme koyduğum camdan duvarlar, kırılmaz sandığım kalkanlarım vardı ve sınırı geçmek isteyenlerin üzerlerini elimdeki kırmızı kalemle çizerdim ve hatta karalardım ki, silinsinler. Ama anladım ki, sınır çizmek öyle ucu kırık, renkli bir kalemle olmuyormuş. Siyah olacaktı fakat elindeki kalem değil, kalbin. Siyah olacaktı ki, sınırı geçmek isteyenlerin üzerini karalayınca değil, kalbine almaya çalıştığında silineceklerdi.

Kapılarım vardı benim, her kim olursa olsun yüzlerine dahi bakmadan suratına kapattığım. Ama anladım ki araya kalkan koymak öyle sağlam olmayan tahta kapılarla olmuyormuş. Çelik olacaktı, cam olup arkası görünmeyecekti ki, kaybolsunlar. Sağlam olacaktı ki, kendin bile kalkanlarını kaldırmak istemene rağmen kalkmayacaklardı.

Fakat ne sınırlarım siyah çizgiyle çizilmişti, ne de kapılarım sağlamdı, çünkü babam bana hep şeffaf olmayı, hep renkleri öğretmişti bunca zaman. O yüzden hedeflediğim şeyleri hiçbir zaman başaramadım. Ben geri durdum insanlardan ama babam beni bir adım ileri itti. Cam koydum önüme, camı parçalayan o oldu. Zamanla alıştım. Alıştığımın farkına varmadım ama kalbimdeki sızı arttıkça orada birilerinin olduğunu anladım.

Bir suyun içine düştüm, maviydi sonra karanlık oldu. Çekildim, çağırıldım, kendimle yüzleştim. Yansımalardan korkardım, en büyük korkularımı karşımda gördüm. Sessizlikten korkardım, suyun içindeki sessizlikten sonra asıl korkmam gerekenin o olduğunu anladım. Deli olmaktan korkardım ve artık deliydim işte. Gökyüzünün esiri olmak böyle bir şey miydi? Güzel gelirdi ama o boşluğa düşersen dünyanın en acınası şeyiydi.

Gülüyordu. Ben gülmeyi biliyor muydum?

Neşeliydi. Ben mutlu olmuş muydum?

Başardığını haykırıyordu. Ben ne zaman kazanmıştım?

Duvardaki yansımalar hep siyah olanlardı ama karşımdaki kişi, babamın öğretmek istediği üzere renkliydi ve bu daha feci bir durumun içinde olduğumun göstergesiydi.

Konuşuyordu, bana bakıyordu ve suratımın ifadesini gördükçe tedirgin oluyordu, biliyorum. Korkuyordum. Korkmak kendine itiraf etmekte bile zorlandığın bir durumdu ve bunu itiraf eden iki kişi görmüştüm şu ana kadar; biri büyükannenim mektuplarındaki kişiydi, diğeri ise güvenmediğim biri...

AY'IN ÖTEKİ YÜZÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin