19. Bilinmezliğin Zifiri Karanlığı

20 7 0
                                    

YENİ AY

-BİLİNMEZLİĞİN ZİFİRİ KARANLIĞI-

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

-BİLİNMEZLİĞİN ZİFİRİ KARANLIĞI-

🌑🌓🌕🌗

Küçükken merak ettiğim çok gereksiz ve değişik şeyler vardı; mesela ölene kadar kaç insanla tanışacağım? diye düşünürdüm. Hayatımda kaç kişinin başrolü üstlenip sonra diziden çıkacağına kafa yorardım. Ne gerek vardı?

Kaç yıl yaşayacaktım? Kaç kitap okuyacaktım?

Ama hiç düşünmezdim ki ben neler yapmak zorunda kalacaktım? Kimin karşısında küçük düşecek, kimin gözünde göklere çıkacak ya da kimin en değerlisi olup, kimin sevmediği olacaktım? Çünkü insanlara takılmazdım hiçbir zaman., kendimle ilgilenirdim.

Peki şimdi ne olmuştu da ben insanlara değer verir olmuştum? Dediklerini, düşündüklerini önemseyip kendimi üzer olmuştum?

Yorgun adımlarım, ıslak kaldırımda ilerlerken ne hissettirdiğini bilmediğim sesler çıkarıyordu. Sağanak bir yağışın ardından dinmeyen fakat hafif hafif dökülen yağmur damlaları üzerime giydiğim deri yağmurluğumla buluştuğunda kumaşın üzerine süzülmeye başlıyordu. Ellerim cebimde, saçlarım açık, esen ve nemli rüzgâra karşı yeni yanan sokak lambalarının sarı ışığı eşliğinde yürüyordum. Hava karanlık değil ama kasvetliydi. Kimlerle karşı karşıya geleceğimi, ne söyleyemem gerektiğini bilmiyorum ama düşündüğüm tek şey; nerede hata yaptığımdı.

Hiçbir zaman hatalarımın sebebini düşünme ihtiyacı duymamıştım çünkü hepsinin nedeni çok açık belli oluyordu ama bu sefer kafamda detaylı olmayan ama yine de işe yaraması gereken planın faaliyete geçmemesi canımı sıkmıştı.

Mesela, Dark Marsh'a gelmeme sebep olan hatam; artık bir insanı bilerek öldürme derecesine gelen güçlerimi kontrol edemeyişimdi. Güçlerimi kontrol edemememin sebebi ise küçükken eğitim almamamdı. Ve bunun nedeni ise tamamen Sebastian Walker'dı. Onun yalanları, onun sakladıkları, onun yanlışları... Ve bunların cefasını yıllardır kendi kızına çektirecek kadar acımasızlığı.

Cadı Topluluğu'ndan Pire ile konuştuktan sonra öylece beklemiş, daha sonra havanın kararmaya başlamasına aldırış etmeden yağan yağmura rağmen kendimi dışarı atmıştım. Rüzgârın daha sert esmeye başlayıp uğuldayan sesini duyduğum vakit bu sese bir topun sürekli olarak yere çarpma sesi eklendi. Yürüdükçe ses yaklaştı -ki aslında ben sese yaklaşıyordum- ve görüş açıma bir basketbol sahası girdi. Yeşil tel örgülerin çevirdiği sahanın içerisinde topu birkaç kere sektirip daha sonra ellerinin arasında tutarak potaya atan ve bu eylemi sürekli tekrarlayan bir kişi vardı. Saçları yağmurdan ıslanmış, alnına birkaç saç teli yapışmış şekilde tek başına vakit geçiriyordu. Tel örgülere yaklaştım ve izlemeye devam ettim. O ise gözlerini bir an bile bana çevirmiyordu. En sonunda top zıplamaktan yorulmuş gibi sahanın bir köşesine yuvarlanırken gözlerim topu takip etti.

AY'IN ÖTEKİ YÜZÜWhere stories live. Discover now