17.

17 2 0
                                    

"Bu son." diye söz verdi Yoongi. "Bu son."

Şu anda son kez Yoona olmak için hazırlanıyordu. Kıyafetlerini giymiş, peruğunu takmıştı. Geriye bir tek makyajı kalmıştı. 

"Umarım son olur hyung." Taehyung, Yoongi'nin yatağında oturuyor, arkadaşını izliyordu. Bağdaş kurmuş, yumruğunu çenesine yaslamıştı. Yüzünde garip bir ifade vardı. Yoongi'nin yaptıklarını onaylamıyordu ama yine de hyung'u hazırlanırken onun yanında olmak istemişti.

Yoongi, Taehyung'a dönerek "Son olacak Tae, söz veriyorum." dedi. Arkadaşı kafasını sallasa da pek ikna olmuş gibi görünmüyordu. Taehyung, Yoongi'nin bugün Jimin ile buluşmasının arkasında yatan sebebi bilmiyordu. Eğer bilseydi muhtemelen onu durdurdu.

Yoongi ona bakarken kalbinin acıdığını hissetti. Bu olayda en çok yıprananlardan biri Taehyung'du. Yoongi yüzünden iki en yakın arkadaşı arasında seçim yapmak zorunda kalmış ve aslında en başta hyung'unun sırrını saklayarak kimin tarafında olduğunu belli etmişti. Jimin günün birinde bu olanları öğrenirse muhtemelen arkadaşlıkları tehlikeye girecekti ama Taehyung yine de Yoongi'nin yanında duruyordu. Öyle ya da böyle ona destek oluyordu.

Taehyung hafifçe gülümseyerek "Tamam, peki. Sana güveniyorum hyung." dedi.

"Ama ben kendime güvenmiyorum."

Yoongi makyajının son rötuşlerini tamamladı, peruğunu düzeltti ve aynadan son bir kez kendine baktı. Karşı taraftan onu izleyen kadın artık bir yabancı değil de Yoongi'nin başka bir benliği gibiydi. Şu son üç ayda kendisine bela olmuş biri, hayatı boyunca bir daha görmek istemediği biri, belki de Jimin'in ilgisini çektiği için içten içe kıskandığı biri...

Derin bir nefes alarak Taehyung'a döndü ve "Hazırım." dedi. Elleri titriyordu. Karnında garip bir ağrı vardı ve yerinde durmakta zorlanıyordu.

"Bu son."

Taehyung hiçbir şey söylemedi. Konuşmadan dışarı çıktılar. Jimin hemen kapının önünde bekliyordu. Bugün siyah saçlarını arkaya atmıştı. Üzerinde lacivert bir tişört ve siyah pantolon vardı. Ona bakarken Yoongi'nin kalbi kıpır kıpır olmuştu. Jimin kocaman gülümseyerek 'noona'sına bakıyordu. Bir an gözleri Taehyung'a kaydığında kaşları çatıldı. Onu burada görmeyi beklemiyordu muhtemelen.

Yoongi'ye hafifçe eğilerek selam verdikten sonra "Hyung yok mu?" diye sordu.

Taehyung iç çekerek "Yok." dedi. "Onunla konuşacak bir şeylerim var da, biz evde takılacağız."

Yoongi bir haftadır Yoona olarak Jimin ile mesajlaşıyordu. İki gün önce ona Seoul'a geldiğini söylemiş ve Jimin hemen buluşmak istemişti. Muhtemelen Yoona'nın diğer türlü kabul etmeyeceğini düşünerek Yoongi'yi de davet etmişti. Tabii ki, bu mümkün değildi ama Yoongi bir kez daha hasta olduğunu söylemek istemiyordu. Artık Jimin ile daha yakınlardı ve genç, hyung'unun hasta olduğunu öğrenirse evine gelmek isteyebilirdi. Neyse ki Taehyung daha basit bir bahane bulmuştu.

Jimin hiçbir şey söylemeden bir an Taehyung'a baktı. Sonra ağzını açar gibi olduysa da sadece kafasını sallayıp dudaklarını birbirine bastırmakla yetindi.

"Size iyi eğlenceler o zaman." dedi Taehyung. Sonra çocukluk arkadaşına dönerek sırıttı. "Noona, sonra görüşürüz." Yoongi'ye 'noona' demek açıkça hoşuna gidiyordu.

Yoongi ona kötü kötü baktı. "Görüşürüz Tae."

Taehyung, Yoongi'nin ince 'Yoona' sesini duyunca gülmemek için dudaklarını ısırdı. Tam arkasını dönüp apartmana geri girecekken bir an durdu. "Jimin'in kalbini kırma, olur mu noona?" dedi. Yüz ifadesi muzip ama sesi ciddiydi. Yoongi ister istemez kafasını salladı. Arka taraftan Jimin boğazını temizledi. Utanmış olmalıydı.

Beauty| YoonminWhere stories live. Discover now