15.

16 3 0
                                    

Yoongi uyandığında kendini Taehyung'un yerinde buldu. Çocukluk arkadaşı gece bir ara koltuktan kalkıp yere oturmuş olmalıydı. Şimdi Taehyung'un kafası, Yoongi'nin dizlerinin üzerindeydi. Pozisyonu rahatsız olsa da horlaya horlaya uyuyordu. Yoongi yavaşça onun başını kaldırdı ve ayağa kalktı.

"Tae, uyan." diye fısıldayınca çocukluk arkadaşı sıkıntıyla inleyerek gözlerini araladı. Yoongi onu belinden tutarak kaldırdı ve tekrar, artık boş olan, üçlü koltuğa yatırdı. Üzerine de koltuğun kolunda bulunan ince battaniyeyi örttü. Taehyung saniyeler içinde yeniden uykuya dalmıştı. Normalde koltukta olması gereken Namjoon ve Seokjin'den ise eser yoktu.

Yoongi ağır gözlerini ovuşturarak yavaş adımlarla banyoya yöneldi. Akşamdan kalmışlığı iliklerine kadar hissediyordu. Dili damağı kurumuştu. Başı ise alttan alttan zonkluyor, gözleri açık durmakta zorlanıyordu. En son, Jimin ile buluşmak için tekrar Yoona olduğunda bu kadar içmişti.

"Sana demiştim, eğer ablamdan hoşlanıyorsan ona göre davran."

"Öyle yapıyorum. Sana yakın olmak istiyorum hyung. Taehyung ile olduğun kadar yakın olmak istiyorum."

Dün gecenin anıları yavaş yavaş geri gelirken Yoongi ister istemez sıkıntıyla inledi. Yine kendini kaybetmişti. Yine saçma sapan şeyler söylemiş ama en azından pişman olacağı bir şey yapmamıştı. 

Jimin ile yakınlaşmamak çok zordu. Genç evine gelmiş, kendi yatağında uyumuştu. Yoongi nereye kadar "arkadaş değiliz." diyebilirdi ki? Olanlara kendi duyguları da eklenince Jimin'i uzaklaştırmak git gide imkansız bir hale geliyordu. Yoongi nereye kadar kendini çekebileceğinden emin değildi.

Banyoya girmeden önce hemen karşısındaki odasına bir göz attı. Kapı açık, yatağı boştu. Jimin orada değildi. Yoongi bir an dolabına sakladığı peruk ve giysileri hatırlayınca kalbi yerinden fırlayacak gibi oldu. Jimin odasını karıştırmış olabilir miydi? Olabilirdi. Kahverengi, iki kapılı, tahta dolabının kapısını açarken elleri titriyordu ama farkında bile değildi. Yoona'nın eşyaları en arkada küçük bir kutunun içine saklanmıştı. Panikle onları ararken bir yandan da Jimin gerçekten eşyaları bulduysa ona söyleyebileceği yalanları düşünüyordu. Böyle olamazdı, sınava bu kadar az zaman kalmışken yalanı ortaya çıkamazdı. 

Sonunda Yoona'nın kutusunu bulup açtı. Etek, peruk, tişört, ayakkabılar, makyaj malzemeleri... Her şey yerli yerinde gibi görünüyordu.  Yine de hiçbir şeyin kayıp olmadığından emin olmak için kutunun içindekileri tek tek dışarı çıkarıp tekrar yerleştirdi. Hayır, hepsi buradaydı. Yoongi derin bir nefes alarak kutuyu yerine koydu. Yanlış alarm. Yine de Jimin bir daha odasında kaldığında kutuyu başka bir yere koysa iyi olacaktı.

"Bir daha bende kalmayacak." diye düzeltti kendi düşüncesine şaşırarak. Jimin bir daha onun evinde, yatağında yatmayacaktı. Yoongi en azından buna emindi.

Sakin adımlarla odasından çıktı ve karşı kapıyı açtı. Küçük, beyaz banyosu onu bekliyordu. Şu anda, evinin her bir köşeleri arkadaşları tarafından işgal edilmişken banyoda yalnız kalmak iyi gelmişti. Cayır cayır yanan yanaklarını soğuk sularla sakinleştirmeye çalıştı. Aslında duşa girmek istiyordu ama önce Jimin'in hala evde olup olmadığına bakması gerekiyordu.

Hızlıca dışarı çıkıp mutfağa yöneldi. Taehyung hala koltukta horluyordu, Seokjin ve Namjoon muhtemelen gitmişti ve Jimin mutfakta kahve yapıyordu. Jimin, Yoongi'nin mutfağındaydı. Bir yandan arkası dönük bir şekilde şarkı mırıldanıyor bir yanda da kahve yapıyordu. "Günaydın hyung." dedi, Yoongi'nin içeri girdiğini fark edince. Kocaman gülümseyerek kahve dolu bir kupayı ona uzattı. Yoongi bir an karşısındaki enerjik gencin yüzüne boş boş bakmaktan kendini alamadı. Dün gece ikisi de oldukça içmişti ama Yoongi bok gibi hissederken Jimin alkol onu bir gram etkilememiş gibi görünüyordu.

Beauty| YoonminWhere stories live. Discover now