Bir yol düşünün ...
Çıkmak zorunda olduğunuzu hissettiğiniz bir yol. Kendini buna öyle inandırmışsınız ki sanki yaşamanız buna bağlı gibi hissediyorsunuz.
Uzun bir yol, kenarlarında göğe uzanan ağaçlar var .
Adımlarınız içinizdeki karmaşad...
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Sarp pek bir getirmek istedi bu bölümü sizlere :)))
Keyifli okumalar :)))
Bazı insanlar büyük bir kısır döngünün ortasında kalakalırlar.
En çok kaçtıkları şeylerle tekrar tekrar önlerinde yolları kesişir. Kaçmaya çalışır başaramazsın , gittiğin her yerde buluverir seni.
Bazen pes edip teslim olursun ve acı çekmeye alışmaya bakarsın.
Ama bazense baş kaldırır savaşırsın ve ufak tefek yaralarla sağ çıkıp mutluluğa kavuşursun..
Sarp 'ta öyle yapmak istiyordu.
Bu defa Kenan 'a baş eğmek yerine onun başını ezmek istiyordu. Yıllardır onu hapse tıkamanın bir yolunu aramış fakat asla yaş tahtaya basmayan eski patronu hep paçayı kurtarmıştı.
Hala ağlamaktan kızaran gözleri sızlıyordu ve biraz olsun rahatlamak adına göz kapaklarını aşağı indirdi .
Karşısındaki koltukta bacaklarını iki yana ayırmış yayılarak oturan adamın bakışları üzerinde hissediyordu ama aldırış etmeden gözleri kapalı öylece duruyordu.
" Benden korkmuyor musun artık ?"
Yüzünde belli belirsiz bir gülümseme oluştu samimiyetten uzak . Cevap vermedi.
" Peki şuan silahımı çektiğimi ve tam kalbinin üzerine nişan aldığımı söylesem yine korkmuyor gibi m i yapacaksın ?"
Yine cevap vermedi . Çünkü biliyordu ki Kenan Akbulut'un en nefret ettiği şeydi ondan korkulmaması. Etrafında barındırmazdı güçlü insanları.
