bölüm 5 : hoşgeldin. * düzenlendi*

176 116 11
                                    

Meraba arkadaşlar bu benim gerçekten ilk defa istiyerek ve severek yazdığım ve yazacağım bi kitap çünkü artık biri benim yapa bileceğimi söylüyor yapa bilirsin becere bilirsin hep arkandayım diyor o kişi kim biliyor musunuz
ZEYNEP EKEN burdan ona çok teşekkür ederim iyiki varsın daha güzel yerlere gelmen dileğiyle o güzel şefkatli kalbinin asla kırılmasın kendine hep güven geleceğinin güzel olması dileğiyle inşallah tüm emeğinin karşılığını alırsın seni seviyorum iyiki varsın asla pes etme ❤❤

Burda 6 günümüzün sonuna yaklaşıyorduk.koskocaman ormanda 6 gün yerdeki karlar erimeye başlamıştı bile hava kararmaya başladığında açlıktan ölmek üzereydik. Ama maalesef 4su şişesi, 4gofret, 3 kraker kalmıştı ama can ve mert hep az az yiyiyorlardı.Ne kadar az yiyecek yesek  bile en sonda bitticekti.hava tam karardığında şarzı az olan telefonları çıkarıp yolumuza ışık tutuk.
Ağaçlar git gide daha da korkunç olamaya başlıyordu ama benim içimdeki acı halla sönmüyordu. her dakika aklıma o korkunç manzara geliyordu .gözlerim tekrar dolmaya başladığında hızla gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldım .elimdeki telefon ışığını yere doğru tutuğumda o anda gözüme bişi çarptı
"bir ayak izi " korkuyla bağırdığımda
Mert şok içinde benim baktığım yere baktı
"çabuk takip edelim belki bi çıkış yolu buluruz"
" Can haklı çabuk olun!"
Diyerek ayak izini takip etmeye başladık .kalbim o kadar hızlı çarpıyordu ki göğüs kafesimi kırılacaktı .etraf gitgide sisli ve  ağaçlar git gide artıyordu buda bizi çok geriyordu. ayak izleri artık daha az önce basılmış gibi olmaya başlıyodu. Tam 6 gündür buradayız mavinin ölümü üzerinden 3 gün geçmişti .
Onun havlamasını o kadar özlemiştimki.onun beni görünce  heyecandan  ordan oraya zıplamasını ,onun mavi gözlerini  ne kadar özlediğimi anlatamam ama artık o mavi gözlerini. O heycanlanmasını onun mutluluğunu göremiyecem.

BAZI ŞEYLER KAYBEDİLDİĞİNDE  KIYMETİ ANLAŞILIR

Biraz yürüdükten sonra yerde bir ayakkabı bulduk. beyaz bi ayakabı temiz ve güzeldi 39 numara olan bu ayakabı içinin ne kadar sıcak olduğu bu ayakabının yeni buraya düştüğünü beli ediyordu
"acaba burda bizden baş-"
Sözümü bitirmeden mert sakince konuştu
" Orda!"
Şaşırmış bir şekilde can ona dönüp.
" ne orda? "
" bu ayakabının sahibi!"
Şaşırmış ve korkmuş bi yüz ifadesiyle mertin gösteriği yere doğru sakince baktım . ağacın gövdesine sırtı dayalı biri  göründü
hızla ona yaklaştık.Mert hızla yerde yatan gencin elinden tutup  nabzını konturol etti.
"yaşıyor!"
" dur üstünde bi t-short var. Belki üşüyordur benim sweatshirt veriyim."
Diyerek üstündeki sweatshirt çıkarıp çocuğun kolundan geçirerek  giydirdi.
"Alev sen çadırı kur biz hemen geliyoruz."
Başımı sallayarak hızla  çantayı açıp çadırı çıkardım .
çadırın demirlerini  çıkarıp yere serdim. Yavaş yavaş birleştirdiğimde
Mert hızla yanıma gelip çadırı kurmaya başladık yaklaşık 5 dakika  sonrasında çadır kurulmuştu .
" Hazır mı ?  Kaldırıp Getiriyimi?"
" Evet hazır.Bekle  tek başına kaldıramazsın, yardım ediyim."
İkisi hızlıca çadırdan çıkıp
Ağaca yaslanmış olan   çocuğa yaklaştılar ben ise çadırın zincirini açıp onları bekledim .ikiside çocuğu alıp    çadırın  içine  koydular. çocuk dediğime bakmayın bizim yaşlardaydı ama adını bilmediğim  için çocuk diyorum.
" ne arıyor acaba burda" diyi verdi mert.
" bilmiyorum !,Acaba odamı bizim gibi mi ormanda terk edildi"
"Saçmalama can olabilir ama off beynim durdu!"
" Ne bağırıyorsun! mert sanki ben terk ettim sizi !"

Göz devirerek konuşmama rekorumun sonuna geldim .
" İkiniz De safsınız manyaklar şuan ne kavgası ediyorsunuz!"
Bağırarak gürlediğim için sesim ormanda yankılandı.
" Bende ne zaman konuşacak diyordum!"
" Aynen bende şoktayım 2 saniye fazladan konuşmadı!,tebrikler cimcime."
Cana ölümcül bakışlar atarak
" Susun çocuk uyanmasın!"
Mert tek kaşını yukarı kaldırıp bana baktı.
" Çocuk dediğin abin yaşında farkında mısın?"
" Adını bilmiyorum ya hani,genç desem çok saçma olucak , delikanlı desem daha da saçma olucak ama ne bilim çocuk diyiyorum işte!"
" Ay benim cimcimem kızmışmi? ay kıyamam "
Cana bakıp
"Ay peNiM CivCiveM kİzMfŞmI "
Diye cırladım.
" Lan o benim repliğim niye çalıyon!"
Göz devirip sustum.
Aradan yaklaşık  30 dk geçmişti mert ve can çocuğu ısıtmışlardı  hatta canın çantasında olan ağrı kesiciyi bile vermişlerdi.
Artık yavaş yavaş kıpırdamaya başlamıştı bile bu beni içten içe  heycanlandırıyordu sebebini bilmediğim bir heyecan o kadar gün sonra ilk defa haycanlanıyordum.
O anda yorgun ve boğuk  bi ses geldiğinde  hepimiz ona  bakarak  dinlemeye başladık.
"- n- nerdeyim ben!"
"sakin ol güvendesin!"
" Nerdeyim ben!"
" iyi misin!"
Artık gözü açılmıştı ama hiç bişi algılamıyordu öylece boş bir şekilde çadırın üstüne bakıyordu
"D-doruk"
Kaşlarımı çatıp çocuğa baktım .
"Adım doruk"
Kafasını bana çevirip öylece baktı bana.

Bu kalbimin ritmini o kadar alt üst etti ki.
Elim titremeye başlamıştı .
" Cimcime iyi misin?"
Yerimden sıçrayarak cana baktım.
" Efendim ne, ne dedin!"
" İyi mısın ? Elin titriyorda!"
Başımı eyip ellerime baktım .
titriyorlardı , kaşlarımı çatıp.
" İyim bişi yok"

Evet arkadaşlar bu bölüm nasıldı yorumlarda belirtmeyi unutmayınız sizleri çok seviyorum iyi geceler papatyalarım,🖤🖤🌼🌼

ya ölü ya sağ ( DÜZENLENİYOR) Where stories live. Discover now