12 - Eskiden çok naziktin.

1 0 0
                                    

Uyanmıştım, içimde dün geceden beri olması gereken fakat yeni yeni oluşan endişeyle. Şimdi oluşmasının bana ne faydası vardı? Paris de vardı sahada, Daemon da. Artık buradan geri dönemezdim, çoktan gelmiştim buraya.

İçimdeki endişeler daha yeni yeni içimi kıvırırken Paris yavaşça yanıma doğru yaklaştı. Elinde bir kılıç vardı ve bana uzattı, almam için.

"Aptallıkta eline su dökemem Esila…" dedi kılıcı elime vererek. "...sana bizimle antrenmana gel dedim, git ağabeyime meydan oku demedim aptal." dedi sinirle, haklıydı da.

Ben gidip kendi başına açmıştım bu belayı. Kılıcı nasıl tutacağını bile bilmeyen ben bir meydan okumayı kabul etmiştim, üstelik rakibimin ne durumda olduğunu bile bilmeden.

Önceki hayatımda kendimi savunabilmek için kurslara yazılmıştım, Hera bu eğitimi almamı istemişti. Ona o zamanlar benim bu kadar üzerime geldiği için kızmıştım belki de ama şu an ona yüzlerce kez teşekkürümü sunuyordum. O olmasaydı şu anda olduğumdan daha fazla titriyor olacaktım. Gerçi eğitimlerin ne kadar faydası olmuştu bana bilmiyordum. Biri saldırırsa ilk hamlelerini engelleyip kendimi savunacak kadar şey biliyordum fakat çocukluğundan beri dövüş ve kılıç antrenmanları yapan biriyle nasıl kapışabilirdim bilmiyordum.

Üstelik Paris ile dövüşürken onu bile bitap hale getirip kendisi dinç bir halde durabiliyorsa ben ne hale geleceğimden korkmaya başlamıştım. Özellikle de Paris'in 1.90 civarı olduğunu göz önünde bulundurursak, şimdi keşke bu meydan okumayı hiç kabul etmeseydim diyordum.

"Umarım neyin içine gireceğini bilerek risk almışsındır…" dedi Daemon gülümseyerek. Bu durum onun hoşuna mı gidiyordu? Hayır neyin içine gireceğime dair hiçbir fikrim yoktu, kötü bir risk almıştım ama kendimi deneyecektim, ümidimi kaybetmeyecektim. Kaybedeceksem de gülümseyerek çıkacaktım buradan, ona bu tatmini vermeyecektim. "Çünkü sana hiç acımayacağım, Paris ile nasılsam aynı antrenman olacak."

Kafamı Paris'e doğru çevirdim, bana 'sakin ol sorun yok, halledersin.' bakışlarını yolladı. Nasıl rahat olmamı isteyebiliyordu? Burada bir düelloya girecek olan o değildi sonuçta, rahat olması doğaldı. Üstelik az önce beni aptallıkla suçlamıştı, yani sorun olmadığına pek inanmıyordum. Ortada büyük bir sorun vardı fakat o sanırım içimi rahatlatmak istiyordu, mutlu olmamı ve rahat girmemi istiyordu bu dövüşe çünkü zaten birazdan ben yeterince rahatsız hissedecektim. Gözlerimi tekrardan Daemon'a odakladım.

"Benden öğreneceğin ilk şey; rakibini asla küçümsememek olacak, aileden ya da değil." Bakışları karardı ve arkasından aldığı bir kılıcı bana doğru uzattı, Paris'in verdiği kılıç elimdeyken. Sanırım onun bana verdiği tahta kılıcı kabul etmiyordu, bu gerçek kılıçlarla yapılacak bir kavga olacaktı demek? Beni öldürecek miydi? Neden başka türlü gerçek kılıçlarla idman yapacaktık ki? "...sevdiğin biri ya da ezeli düşmanın, acımayacaksın kimseye…" Arkasından kendine de bir kılıç aldı, kılıfını çıkardı. Onunki de benimki kadar keskin ve korkutucuydu. "...çünkü olası bir dövüşte kimse tereddüt etmeyecek, seni tek hamlede ezip geçecekler..." Gözleri okyanusun en derin tonlarına büründü. "...umarım sen de varını yoğunu adarsın buraya." diye bitirdi diyeceklerini.

"Şüphen olmasın." dedim ne dediğimi bile bilmeyerek, neyden şüphesi olmayacaktı? Benim yenileceğimden filan mı? Bu kendime olan güvenim neydi benim böyle? Umarım bu hızla başlayan cesaretim dövüşe başladığımızda balon misali sönmezdi.

"Gardını al." dedi otoriter bir sesle, kılıcı sağlam bir şekilde elimde tuttum ve ayaklarımın yere bastığından emin oldum.

İlk hamleyi ben yapmak istiyordum bu sebeple hızla üzerine atıldım, dikkatini dağıtırsam bu bana fırsat yaratırdı. Üzerine doğru yürüdüm ve kılıcı savurdum, hayatımda hiç kılıç tutmamış biri olarak iyi gittiğimi düşünüyordum. Kılıcımla ona yaptığım hamleyi kendi kılıcıyla benimkine vurarak savurdu, sonra da hiçbir şey olmamış gibi benden hamle yapmamı beklemeye devam etti. Benim mi saldırmamı istiyordu? O savunma pozisyonunu almış bir haldeyken ben tekrardan üzerine doğru gittim ve kılıcımı yeniden üzerine doğru savurdum. Yine kılıcıyla kendini siper etti, hamlem yine başarısız olmuştu.

Olseian'ın LanetiWhere stories live. Discover now