6.Bölüm

555 34 2
                                    

Yol yürüdükçe oluşur…

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Yol yürüdükçe oluşur

  Eve gelince kapıda Özgür Bey'in ve Umay Hanım'ın bizi beklediğini gördüm. Çok güzel ve şık giyinmişlerdi. Lodos'un da tıpkı benim gibi onlara merakla baktığını fark ettim. Kolumla Lodos'u dürtüp "Niye böyle şık giyinmişler? Bugün özel bir gün mü?" diye sordum. Oda ağzını 'bilmiyorum' anlamında büzdü. Özgür Bey ve Umay Hanım'ın yanına gelince Lodos Özgür Bey'e bakıp "Nereye gidiyorsunuz baba? Çok şık giyinmişsiniz." dedi. Özgür Bey ilk bana sonra da Lodos'a baktı. Dudakları hafif yukarıya doğru kıvrıldı. "Bir yere davet edildik. Şoförü bekliyoruz da… Siz nereden geliyorsunuz." dedi. Lodos'tan önce ben söze girdim ve "Lodos beni sevdiği bir yere götürdü. Oradan geliyoruz." dedim. Umay Hanım gülümseyerek "Ne güzel çocuklar. Umarım güzel vakit geçirmişsinizdir. Ama bizim şimdi gitmemiz gerekiyor. Şoför geldi." dedi ve Özgür Bey'in koluna girip yürümeye başladı. Onlar arabaya bininceye kadar arkalarından baktık. Araba hareket edince bizde içeriye girdik. Salona doğru ilerledik. Herkes (Lodos, Kuzey, Batı, Alp[Ayliz hastanede çalışıyor.]) oturuyordu. Alp beni kapıda görünce "Dalya Abla!" diye koşarak yanıma geldi. Boyu kısa olduğu için bacaklarıma sarıldı. Dikkatlice yere çömeldim ve Alp'e sarıldım. O da bana sıkı sıkı sarıldı. 5-10 saniye sonra benden ayrılıp "Lodos abimle nereye gittiniz?" diye sordu. Bana tatlı tatlı bakıyordu. "Abin beni sevdiği bir yere götürdü." dedim. Alp gülümserken Batı'nın kasları çatılmıştı. "Sen daha kim olduğunu bilmeden neden o kızla konuşuyorsun? Onun da Nevra gibi biri olduğunu ne zaman fark edeceksiniz?" diye bağırdı. Barlas hızla ayağa kalkıp "Batı! Dalya'nın nasıl bir insan olduğunu bilmiyorsun. Sana kaç kere daha söyleyeceğim ön yargılı olma diye!" dedi yüksek bir ses tonuyla. Batı çıkmadan önce "İzninizle." dedim ve yukarıya doğru koştum. Lodos arkamdan "Dalya!" diye seslendi. Ama onu umursamadan odama doğru koştum…

YAZARIN ANLATIMIYLA

İçerideki herkes(Lodos,Barlas ve Kuzey) Batı'nın söylediklerinden ve Dalya'nın kırgın bir şekilde yukarıya doğru koşmasına çok fazla sinirlenmişlerdi. İlk söze atılan Barlas oldu. "Batı o senin ikizin! Onla nasıl böyle konuşabilirsin? Daha onun kim olduğunu bilmiyorsun. Saçma sapan işler çevirme Batı!" Barlas'tan hemen sonra da Kuzey sözü devraldı ve "Batı, abicim ne dediğinin farkında mısın sen? Dalya ile nasıl konuşuyorsun. O her kim olursa olsun onunla böyle konuşama hakkına sahip değilsin. Evet, biliyorum, Nevra yüzünden en çok acıyı sen çektin. Ama Dalya'nın böyle biri olup olmadığını bilmiyoruz. Şimdi odana çık ve biraz düşün. Doğru mu yapıyorum yoksa yanlış mı yapıyorum diye." dedi. Batı'nın gözleri dolmuştu. Kafasını 'tamam' anlamında aşağı yukarı salladı. Alp bir köşede sessiz sessiz ağlıyordu. Lodos onları yok saymaya çalışarak Alp'in yanına gitti. Yavaşça Alp'i kucağına alıp odadan çıktı…

DALYA KAYAHAN'IN AĞZINDAN

Odama kendimi zar zor atmıştım. İçeri girdiğin gibi ağlamaya başladım. O o benim ikizimdi. O benim hissettiklerimi hissetmiyor muydu? Beni en iyi onun anlaması gerekiyordu. Ama o beni sevmiyordu ve tıpkı üvey ailem gibi beni aşağılamıştı. Ben ona ne yapmıştım ki? Daha fazla bu konuyu düşünmek istemedim. Çünkü ağlamaktan çok yorulmuştum. Kafamı yastığıma koydum ve ağlamaktan şişmiş olan gözlerimi kapattım. Kendimi uykunun sıcak kollarına bıraktım…

Dalya uyuduktan 3-4 saat sonra

Kaç saat uyuduğumu bilmiyorum ama birinin "Dalya hadi kalk artık." diyerek bana seslenmesiyle uyandım. Babam yatağımın ucunda bana bakıyordu. "Kızım hadi kalk. Yemek yiyeceğiz. Hepimiz seni bekliyoruz güzel kızım." dedi. Babama bakıp gülümsedim. Uyku sersemiyle "şimdi geliyorum." dedim. Babam güldü. "Elini yüzünü yıka da gel. Biz seni aşağıda bekliyoruz." dedi ve kapıyı açıp çıktı. Arkasından bir süre öylece baktım. Sonra kalkıp elimi yüzümü yıkadım ve  aşağıya indim. Herkes masada oturmuş beni bekliyordu. Onlara bakıp "Sizi beklettiğim için özür dilerim." dedim ve benim için ayrılan yere oturdum. Tabağıma birkaç parça yemek alıp yemeye başladım. Masada şaşırtıcı bir şekilde kimse konuşmuyordu. Beni asıl şaşırtan şey ise Alp'in bile konuşmuyor oluşuydu. Normalde çok konuşken ve tatlı bir çocuktur. Yemekler yendikten sonra Umay Hanım'ın sofrayı toplamasına yardım ettim. Özgür Bey ve Umay Hanım benim durgun olduğumu fark etmiş olmalılar ki bana merakla bakıyorlardı. Nedenini çok merak ettikleri kesindi. Ama sormaya cesaretleri de yoktu. Saatin 10'a gelmesiyle yatmak için ayağa kalktım. "İzninizle ben yatmaya gidiyorum. İyi geceler Özgür Bey ve Umay Hanım." dedim ve odama çıktım. Dişleri fircaladıktan sonra yatağıma girdim. O an ise aklımda sadece bir tek soru vardı.'Beni nasıl bu kadar çabuk kabullendiler?'

"Umarım bölümü beğenmişsinizdir. Diğerlerine kıyasla biraz kısa tutmak zorunda kaldım. Ve bence hepinizin aklında olan o soruya da cevap vermek istiyorum. 'Dalya'yı nasıl bu kadar çabuk kabullendiler.' Biraz meraklanın canım.
Oy ve yorumlarınızı bekliyorumm"

Ay YüzlümWhere stories live. Discover now