3.Bölüm

1.1K 58 0
                                    

  Aynı evin içinde yaşamak kimseyi aile yapmıyor…

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

  Aynı evin içinde yaşamak kimseyi aile yapmıyor

Hani bir boşluk hissi olur ya, herşeyin boşu boşuna olduğunu anlarsın ya, tam şuan da o anın içindeyim. Rüya olsun istiyorum bu yaşadığım herşeyin ama hepsi
Gerçek
Bunlar oldu ve ben o kadar acı yaşadım ki
Olmuyor, yapamıyorum, yaşadığım onca şeyin bir hata uğruna heba olduğunu kendime yediremiyorumdur belki. Belki inanmak istemiyorumdur. Ama hepsi acı birer gerçek…

Doktorun dediği ile sanki nefes alamadığımı hissettim. Bu nasıl olurdu. Ama kucağımda Alp uyuduğu için sakin olmaya çalıştım. Annemle babamın yanından bir adım geri çekildim. Sonra bir adım daha, bir adım daha ve sonunda kapıya yaslandım. Annem "Kızım" diye ağlamaya başladı. Eğer benim için ağladığını sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Nevra'da tıpkı annem gibi "Annee" diye ağlamaya başladı. Şaşırmıştım. Çünkü yıllarca yaşadığı ailesinden sadece bir söz ile vazgeçmişti. Peki şimdi ne olacaktı. Kafamı kaldırıp Umay Hanım ve Özgür Bey'e baktım. Onlar da bana bakıyorlardı. Sakin olmaya çalışarak "Lütfen bu konuşma dışarıda yapabilir miyiz?" dedim ve kucağımda ki Alp ile dışarıya çıktım. Benim çıkmamla herkes yavaş yavaş dışarı çıktı. Babam "Nevra'yı yanımıza alıyoruz hiçbir şey diyemezsiniz. O benim öz kızım ve onunla ilgili tüm kararları ben vereceğim!" diye sesini yükseltti. Özgür Bey "Siz nasıl isterseniz öyle olsun Recep Bey." dedi sakin bir şekilde. Tamam hadi Nevra'yı anladım. Ama Özgür Bey nasıl bu kadar çabuk 17 yıl boyunca büyüttüğü kızından vazgeçebildi. İşte buna aklım almıyor. Belki onlarda Recep Bey gibidir Dalya. Belki o da kötü biridir ve Nevra'da onlardan kaçıyordur. İç ses illa içindeki notları tüketmen mi lazım? Azıcık sus da şunu bir sindireyim. Tamam Dalya sustum.

Babam, annem, abim ve Nevra el ele tutuşup asansöre bindiler. Abim bana küçümseyici bir bakış attı ve asansörün kapısı kapandı…

Kafamı yan tarafımdaki Kayahan ailesine çevirdim. Hepsi bana merakla bakıyordu. Umay Hanım'a dikkatlice baktım ve Alp'i almasını işaret ettim. Umay Hanım yanıma gelip Alp'i kucağımdan aldı. "Size asla yük olmak istemiyorum. Bu yüzden şimdi buradan gidiyorum." dedim ve merdivenlere doğru yöneldim. Özgür Bey "Gitmeni istemiyoruz Dalya. Seninle tanımak istiyoruz. Lütfen bize bir şans ver. Olur mu?" diye sordu. Olduğum yerde durdum ve onlara döndüm "Size yük olmak istemiyo-" lafım ağzıma tıkılmıştı. "Bize asla yük olmazsın Dalya. Sen bizim öz kızımızsın." diyen Umay Hanım'a dolu gözlerle baktım. "İstersen şimdi eve gidelim ve birbirimizi tanıyalım. Olur mu?" kafamı olumlu anlamda aşağı yukarı salladım. Onlar asansöre binerken ben de merdivenlere doğru yöneldim. İçlerinde en büyük olduğunu düşündüğüm çocuk bana doğru gelip kolumu tuttu. Onun kolumu tutmasıyla beraber yerimden sıçradım. Anında kolumu bırakıp "Bizimle neden asansöre binmiyorsun?" diye sordu. "Ben asansöre binmem." diyerek sorusuna cevap verdim. Kafasını peki anlamında salladı ve asansöre bindi. Bende merdivenlerden inmeye başladım. Ben aşağıya indiğim zaman onlar da beni bekliyorlardı. Yanlarına doğru ilerledim. Ama ayağımı bugün çok fazla zorladığım için topallıyordum. Hepsinin kaşları çatıldı. Kolumu tutan çocuk yanıma ilerledi ve "İzninle" diyerek beni kucağına aldı. O an düşmemek için kollarımı boynuna doladım. "Eğer senin için de bir sorun olmazsa kafanı göğsüme gömer misin? Magazine yakalanmak istemeyiz." dedi. Kafamı göğsüne bastırdım ve hiçbir şey söylemedim. Yüzüme çarpan havayla dışarı çıktığımızı anladım. Etrafım da flaşlar patlamaya başladı. "Özgür Bey Nevra Hanım nere de?" "Barlas Bey kucağınızda ki kız kim?" "Özgür Bey neler oluyor?" Gibisinden sorular duymaya başladım. Kucağında oldum çocuğun adının Barlas olduğunu öğrendim. Kokusuyla yavaş yavaş mayıştığımı hissettim ve gözlerimi kapattım. Gözlerimi açtığımda pespembe bir odadaydım. İlk önce neler olduğunu anlamaya çalıştım. Son yaşananlar aklıma gelince yerimden sıçradım. Hızlıca yataktan kalktım. Hızlı bir şekilde kalktığım için başım döndü. Bu yüzden kendime lanet ettim. Sakince etrafıma bakınca bir banyo olduğunu gördüm. Oraya doğru ilerledim ve içeri girdim. Elimi yüzümü yıkadım ve banyodan çıktım. Sandalyenin üzerindeki çantamın yanına doğru ilerledim ve içinden telefonumu aldım. Saatin 20.00 olduğunu görünce ufak çaplı bir şok yaşadım. Hızlıca kapıya doğru ilerledim ve dışarı çıktım. Aşağıdan konuşma sesleri geliyordu. Merdivenlerden aşağıya inmeye başladım. Ben aşağıya inince herkes bana döndü. Umay Hanım gayet sevecen bir tonda "Uyandın mı kızım? Gel yanıma otur." dedi.

Yok hala uyuyorum. Bir sus iç ses. Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar. Bende şimdi seni kovuyorum iç ses.

Umay Hanım'ın gösterdiği yere oturdum. Hepsi merakla bana bakıyordu. Özgür Bey daha fazla dayanamamış olacak ki "Dalya istersen tanışalım." dedi. Kafamı tamam anlamında salladım ve "Siz nasıl isterseniz." dedim. "Pekâlâ söyle yapalım. En büyük oğlum Barlas 25 yaşında." dedikten sonra beni taşıyan çocuğa baktım. "Tanıştığıma memnun oldum Dalya." dedi ve gülümsedi. Bende ona gülümsedim. "Bu da diğer oğlum Lodos, 23 yaşında." kafamı Lodos'a çevirdim bana gülümseyerek bakıyordu. "Umarım iyi anlaşabiliriz Dalya." dedi. Kafamı aşağı yukarı salladım. "Kızım Ayliz. Lodos'un ikizi. Zaten hastanede kanını alan hemşire oydu." Ayliz'in "Kolunda ki o izler neydi Dalya?" demesiyle tüm gözlerin üzerimde olduğunu hissettim. "Önemli bir şey değil. Bisiklet sürerken düşmüştüm ondan oldu." "Peki neden topallıyordun?" bu seferki soru ise Lodos'tan geldi.

Bunlar neden seni sorguya çekiyorlar ki? Bende anlamadım iç ses.

Özgür Bey sanki benim bu sorulardan rahatsız olduğumu anlamış gibi konuyu dağıttı. "Çocuklar biraz susun da tanışalım değil mi? Oğlum Kuzey. 19 yaşında aranızda çok fazla yaş farkı yok." Kuzey bana bakarak sırıttı ve "Bu bana abi demeyeceğin anlamına gelmiyor Küçük Hanım." dedi. Hafif gülümsedim. Özgür Bey'in "Bu ikizin Batı." demesiyle şaşkın bir şekilde Batı'ya baktım ve "Benim ikizim mi var?" diye sordum. Umay Hanım güldü ve "Evet kızım senin bir ikizin var." dedi. Bana kızım dedi. Bana… Bu çok garip bir duygu. "Zaten Alp ile tanışıyorsun." diyen Özgür Bey'le şaşkınlıktan çıktım. "Evet çok tatlı bir çocuk." dedim. Özgür bey gülümsedi. O sırada içeriye bir kadın girdi. "Umay Hanım sofra hazır." dedi. Hepsi ayağa kalkınca mecburen bende kalktım. "Geliyoruz Dicle." Umay Hanım'a baktım dikkatlice. Ben de mi onlarla oturacaktım? "Hadi kızım yemek yiyelim." diyen Özgür Bey'e şaşkınca baktım. "Ben de mi sizinle aynı sofraya oturacağım?" diye sordum. Özgür Bey'in kaşları çatıldı ve "O evde onlarla beraber oturmuyor muydun?" diye sordu. Kafam sağa sola sallayıp "Hayır. Onlar kendileri yiyor ondan sonra ben oturuyordum." dedim. "Burada öyle birşey yok kızım hepimiz aynı anda sofraya oturur aynı anda kalkarız. Biz bir aileyiz niye ayrı oturalım?" dedi. Bilmem dercesine ona baktım. "Hadi kızım yemek yiyelim." dedi. Ve yemek masasına oturduk…

Yemekten sonra

Onlar sohbet ederken ben onları izliyordum. Dalmış bir şekilde onları izlerken Barlas yanıma geldi. Elimi tutup beni kaldırdı. "Benimle geliyorsun Küçük Hanım"dedi ve yürümeye başladı.

"Benimle geliyorsun Dalya." "Ne oldu abi ne yaptım?" "Sen kimsin de benim sevgilime laf söylüyorsun lan" Bana bir tokat attı ve kafam yana doğru düştü. "Seni yorulunca ya kadar cezalandıracağım Dalya!"

"Bana ne yapacaksın?" diye sordum korkuyla. Olduğu yerde durdu. "Birşey yapmayacağım sana Dalya. Ben senin abinim sana asla birşey yapmam. Yapanı da yaşatmam." dedi. Kafamı aşağı yukarı salladım. "Sadece seninle uyumak istemiştim. Eğer iznin olursa." dedi. Korkmuştum ama bana bunları söyleyen biri neden bana zarar versin ki.

"Bu akşam benimle uyuyorsun Dalya" dedi sinirle. "Neden? Ben kendi odamda yatmak istiyorum. Senin odanda değil." Sinirle soludu. "O zaman senin odanda yatarız." "İstemiyorum rahat bırak beni lütfen." dedim ve ağlamaya başladım. "Kapa çeneni ve yürü Dalya"

Korktum. Hemde çok korktum. Ya yine aynı şeyler olursa diye. Ama bana bu cümleleri kuran biri bana bunları yapmaz değil mi? Bence yapmaz. Yapmaz Dalya. Barlas sana hiç bir şey yapmaz. "Tamam olur. Yatabiliriz." Gülümsedi ve odasına doğru ilerledi. Yatağa ilk o yattı. Ardından da ben. Örtüyü üzerimize örttü ve "Sarılabilir miyim?" dedi. Kafamı evet anlamında salladım. "Teşekkürler Dalya." dedi. Hiç bir şey söylemedim. O bana sarıldıktan bir süre sonra kokusundan dolayı iyice mayışmıştım. Uyumadan önce duyduğum son şey "Sana bunları yapanları öldüreceğim Dalya. İyi geceler güzelim" oldu…

"Vote ve yorumlarınızı bekliyorumm. Bir sonraki bölümde görüşürüzzz"

Ay YüzlümWhere stories live. Discover now