29/Armağan.

17 3 0
                                    

Dışarıdan gelen gürültüler sebebiyle gecenin bilmem kaçında uyandığımda daha yeni uykuya dalmıştım. Doğrulup Adrien'a baktığımda yüzüstü yatmış uyumaya devam ediyordu.

Kapıya daha sert vurulmaya başlandığında irkilip Adrien'a dokundum. Tek bir dokunuşumla yerinden sıçrayıp kendini korumak için elini havaya kaldırdığında hızlıca geri çekilmiştim. "Sakin ol demek isterdim ama birileri kapıyı kırmadan aşağı insek iyi olacak." Uykulu sesim odada yankılandığında bakışlarıyla etrafı süzdü. En son tekrar bende durduğunda dağılmış saçlarını eliyle geri taradı ardından gözleri ikimiz arasında gidip geldi. Kaşlarımı çattığımda yataktan kalkıp yerden beyaz geceliği alıp çıplak bedenime geçirdim. Kapıya vuran kişi artık Adrien'ın adını da söylemeye başlamıştı.

"Kış uykusundan kalkmış ayılar gibi bakmayı bırak da altına bir şey geçir." Saçlarımı geceliğin içinden çıkartıp tekrar ona baktığımda sırıtarak bana baktığını ve dediğim şeyi fazlasıyla yanlış anladığını farkettiğimde yanaklarımın kızarmasını engelleyemedim.

Ayağa kalkıp yerden eşofmanını alıp bir çırpıda giydi ve ipini bağlarken kapıya yöneldi. "Patlama be!" Merdivenleri inerken söylene söylene iniyordu, bende peşinden minik adımlarla bu saatte bu kadar önemli ne olmuşda kapımıza dayanmış kişiyi karşılamak için ilerliyordum.

Adrien kapıyı en sonunda açtığında hayatımda ilk defa gördüğüm bu adam evin içine biran da düşüverdiğinde Adrien elini beline koyup bir kaç adım geri attı. Ben şaşkın şaşkın yerdeki esmer tenli, gözlüklü ve düz saçlı adama bakarken tanıdık bir ses kulaklarıma doldu. "İyi geceler çifte kumrular, rahatsız ettiğimiz için özür dileriz."

Bakışlarım bu sefer Alya'ya döndüğünde pervaza yaslanmış bana baktığını gördüm. Yerdeki adam ayağa kalkıp Adrien'a ters ters baktı ardından içeri girdiklerinde kapı ikisinin ardından yavaşça kapandı.

Karanlık koridorda bir süre öylece dikildiğimizde şaşkınlığımı bir kenara atıp "siz kimsiniz?" Diye sordum. Alya ona sormadığımı biliyor olmalı ki yanındaki adama baktı. Cevap beklercesine üçüne baktım.

"Hâlâ seni hatırlamıyor mu?"

"Sana soruyor zaten aptal."

Adam 'he' gibi bir ses çıkartıp Alya'dan uzaklaşıp bana doğru geldi. Gecelik içimi gösteriyor olmalıydı ama bakışları sadece yüzümde geziniyordu. "Ben Nino," dedi. "Nino Lahiffe. Tekrar tanışmak güzel Leydi Serilda."

"Ha?" Elimi tutup öptükten sonra çıkardığım şaşkınlık nidasının ardından "tamam bu saçma oldu." Dedi ve arkasını döndü.

"Serilda kim?"

"Kitap karakteri?" Aval aval ona baktığımda omuzlarını silkti."Gilded kitabını okumayan da ne bileyim yani." Diye mırıldandığında gözlerimi kısıp Adrien'a baktım, Adrien başını iki yana sallayıp Nino'ya bakmaya devam etti.

"O kitabı okuyan nadir kişilerdensin,Nino." Alya'nın cevabından sonra Adrien "en iyisi neden burada olduğunuzu sabah konuşsak daha iyi olur." Dedi ve elimi tuttu. "Zaten nerede kalacağınızı biliyorsunuz.

Onlar kitap hakkında tartışmaya devam ederken Adrien beni yukarıdaki odamıza doğru sürüklemeye başladı. "Burada ne işleri var ki?" Diye sorsam da sadece gülümsemiş cevap vermemişti. Odadan içeri girdiğimizde kapıyı kilitledi ardından beni kapıyla arasına aldığında yüzünü boynuma gömüp derin nefesler alarak kokumu içine çekti.

"Yarın," diye mırıldandı. "Daha doğrusu bugün, sabah." Dudaklarını boynuma bastırıp geri çekildikten sonra yüzlerimizi aynı hizaya getirdikten sonra elini bacağımda gezdirdi. "Bunu söylemeyecektim aslında ama bir yere gidiyorum."

SADECE İHANET /MARİCHATWo Geschichten leben. Entdecke jetzt