PALYAÇO [GAY]

Fifty three

Adam 'tamam' der gibi gözünü kapatıp açtı.
" Benim kim olduğumu boşver Recep, oğlun elimde."

Aferin işte böyle der gibi baktım.Tekin başını eline yaslamış gergince bizi seyrediyordu.

" Şahin'in adamı olduğunuzu biliyorum, Şahin'in etrafında kim var kim yoksa hepinizi teker teker öldüreceğim.Görünen o ki öldürmeye de senin oğlundan başlayacağım." dedi adam, role iyice girmişti.

" Beni bulamazsın Recep boşuna uğraşma, boş tehditlerini de sonraya sakla." dediğinde kısa kesmesi için kaş göz işareti yaptım.

" Oğlunla son kez konuşmak ister misin?"

Recep abi telefon sinyalini takip ettirip bizi ifşalayamazdı.Bunu deneyeceğini bildiğim için ekipte kullandığımız özel telefonlardan almıştım.

Adam telefonu Tekin'e uzattığında ondan önce davranıp elinden aldım ve sesi hoparlöre verdim.Telefonu masanın ortasına koydum.

" Baba?" Tekin kısık sesle konuştuğunda karşı taraftan bir titrek nefes sesi geldi.

" Oğlum..Nasilsun? Bir yerunde bir şey var midur?"

" Ben iyiyim baba ama bu adam niyeti bozmuş." dedi.

" Korkma oğlum,senun kılına zarar gelmesune izin vermem."

Gülümsedim.

" Batı nerede Tekin?" diye sordu arkadan oyunumuza dahil olan Şahin.

" Bilmiyorum patron, ikimizi farklı yerlere götürdüler." dedi Tekin bana bakarak.

" İkinuzi de kurtaracağuz uşağum hiç endişe etmeyun." dedi Recep abi net bir dille.

" Baba olur ya..Bana bir şey olursa hakkını helal et." dedi Tekin duygulu bir tonda.

" Ne deyusun uşağum ağzunu hayra aç, tövbe de." Recep abi azarlar gibi konuşunca Tekin'in dudağı kıvrıldı.

" Sen benim bu zamana kadar hiçbir tercihimi kabul etmedin, saygı duymadın baba ama." Durdu ve derin bir nefes aldı.
" Ben buna rağmen seni hep çok sevdim."

" Bende seni seviyirum uşağum, sen benim oğlumsun.Bağursam da, dövsem de, sövsem de canumu verirum senun için." 

Recep abinin üzüntülü sesiyle vicdan azabı çekmeye başlamıştım ama bir kere bu yola girmiştik.Dönüş yoktu.

Tekin, Recep abinin sözleriyle dumur olmuş gibi dondu.

Karşımdaki adama kaş göz işareti yaptığımda telefonu eline aldı.
" Yeter bu kadar, çok dokunaklıydı gerçekten tebrik ederim." dedi sesini alaycı çıkararak.Tek kaşımı kaldırıp adama baktım.Sanki yıllardır bu anı bekliyormuş gibi rol yapıyordu herif.

" Oğluna veda et Recep, çünkü bu son konuşmanızdı.He bu arada helvadan bana da bir tabak ayırmayı unutma sakın. " Telefonu kapatıp hevesle bana baktı.

" Nasıldım? Rolümü iyi yaptım mı?"

Ona garip bakışlar atarken kafamı salladım.
" İyiydin bravo, bu anı mı bekliyordun?" dedim.

" Ben severim oyunculuk, rol falan." dedi gülümserken.

" Belli." dediğimde Tekin düşünceli bir şekilde dışarıyı seyrediyordu.

" Rahatla oğlum biraz ya." dedim elimi koluma koyarak.
" Baksana nasıl korktu senin için."

" İlk defa sevdiğini söyledi bana." dedi kafasını bana çevirerek.Gözleri dolmuş gibiydi.

" Bu sayede bir ilki de yaşatmış olduk sana." dedim, saçlarımı geriye taradım.
" Ben nasıl bir çocuğum böyle ya, muhteşem ve fevkâlade bir insanım."