Buldum. Dostum buldum

397 17 5
                                    

Oktay önündeki dosyaya son kez göz attı ve yanındaki yardımcısına başıyla tamam işareti verdi. Haftalardır bu işi bağlamak için canla başla çalışıyordu. Kendisiyle birlikte  karşısında oturan iki bey ve bir bayanın da durumdan memnun olduklarını yüz ifadesinden okuyabiliyordu. Sa-Ok şirketler grubunun belki de yaptığı en büyük anlaşmayı dakikalar sonra yeni bir boyuta taşıyacaklardı. Elindeki kalem parmaklarının arasında yer değiştirirken aklını hiç bir seyin karıştırmasını istemiyordu. Ama sekreteri içeri girdiğinde dikkatini o yöne çevirmek zorunda kaldı. Bakışlarında ister istemez öfke belirdi. Bu aptala kaç kez toplantıyı bölecek bir durumdan uzak olmak istediğini belirtse de sözünün dinlendiğini düşünüp dişlerini sıktı.

 Zavallı kız ayakları geri geri gitmek istesede yapamadı. Patronunu çok iyi tanıyordu. Bakışları o kadar yakıcıydı ki kendisini bir kaşık suda boğacak kadar öfke yüklü olduğunu  görebiliyordu. Normalde önemli toplantılarda kimsenin rahatsız etmemesi gerektiğini bilirdi. Ama elinden gelen birşey olsaydı keşke.

Genç adam misafirlerinin karşısında öfkesini belli etmemeye çalıştı. Gelmişti bir kere geri gönderirse otoritesini bozduğunu düşüreceklerdi. Başıyla gel işareti yaptı.

Sekreter tedirgin adımlarla yaklaştı ve sadece patronunun duyacağı bir tonda "Efendim size önemli bir telefon geldi." dedi. 

Oktay  kim olduğunu bile öğrenmek dahi istemeden "Şimdi olmaz. Söyle ben birazdan arayacağım." diye belirti. 

"Ama efendim Alpaslan bey ısrarla sizinle görüşmek istiyor."

"Benim onu birazdan arayacağımı söyle."  

"Efendim çok önemliymiş."

"Sen dediğimi yap."

"Bende aynen dediğiniz gibi yaptım. Ama ısrarla sizinle görüşmek istedi. Birde size buldum diye iletmemi istedi."

Oktay bu son sözleri beklemiyordu. İki yıldır taş taş üstünde bırakmamıs bakmadığı yer kalmamıştı. Emin olmak için " Ne dedi." diye sordu. Eğer doğruysa sonunda rahat bir uyku uyuya bilecekti.

Sekreter tekrar "Size bulduğunu.." diye tekrar ettiğinde patronu "Tamam." dedi. Bazı durumların istisna olduğu zamanlardan birini yaşıyordu. Yanında oturan avukatına doğru eğildi ve misafirlerimizle ilgilenin dedi. Cevap beklemeden masadan kaldıp misafirlerinden izin isteyip salonu çıktı.

Odadaki herkes şaşkındı. Birbirine sorgularcasına baktılar ama kimsenin tepki gösterecek lüksü yoktu. Bu anlaşma Sa-Ok şirketler gurubu için ne kadar önemliyse karşı taraf için de bir o kadar önemliydi. Şirketlerinin itibarı atacakları imzalardan çok daha önemliydi. Eğer bugün bu anlaşmayı yapmazlarsa piyasada kulaktan kulağa dolaşacak itibarları yerle bir olacaktı.

Oktay koridorda ilerlerken gözlerinin karası değdiği yerde kömür gibi yanmaya hazırdı.  Bakışlarını gören bir daha karşısına çıkmak istemezdi. 

Çalışanlarda öfkesini bildiğinden midir etrafında fazla görünmemek istemezlerdi.

Oktay aklında cevapsız sorularla savaş verirken hızlı adımlarla odasına yöneldi ve kendisine yetişmek için koşturan genç kadına hemen bağla diye emretti.

Sekreter kız ikiletmeden masasına geçti ve hattı bağladı. 

Oktay masanın üzerinde telsiz telefonu ilk çalışta açtı selam sabah vermeden anlat dedi.

"Buldum. Dostum buldum." 

"Bak şakaysa hiç yeri ve zamanı değil."

"Bu konuda sana şaka yapılmayacağını bilecek kadar tecrübeliyim."

EN ÇOK KİM YANDI?  2 (Acı Aşk.)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin