"Çok geç. Pijamanla gelmek zorundasın artık." dedi, Louis. Hafifçe sırıttım.

Kız duyduğu ile üzülürken onu görmemle, "Hayır." dedim. "Daha çook zamanın var."

Louis'nin bana baktığını hissettiğimde ben de ona bakacakken önüne döndü ve Lottie gözlerini Louis'den çekip bana baktığında kaşlarını kaldırdı tedirgin bir ifadeyle.

...

"Bebeğim, geliyor musun?"

Kızlarla bahçede oturmuş yemekten sonra oyun oynarken bana seslenen Louis ile ona baktım. Bebeğim derken bile sesindeki farklılık barizdi.

"Kızlar artık siz de uyuyorsunuz!"dedi, Bayan Tomlinson.

Kalmam için ısrar edeceklerse de zaten bugüne ayrıcalıklı olarak geç yatmalarına fazla fazla izin vermişlerdi. Onlar önden giderken ben de yerden kalkıp Louis'ye adımladım. Elimi eli arasına aldığında beraber odamıza çıktık ve ikimiz de üstümüzü değiştirdik. Louis benden biraz sonra banyodan çıkıp yatağa yaklaştığında dikkatle izliyordum onu.

Yatağa girdiğinde yumuşak, büyükçe yatak başlığına yaslandı. Ben de hızla göğsüne yerleştim.

"Seni üzdüm mü?" dedim, ellerimi minicik sakallarına çıkarıp onları severken. Örtünün üstündeki ellerimizi birleştirdi.

"Hayır."

"Bebeğin olduğumu söyler misin?"

Göğsündeki bana baktığında gözlerime çıkardı bir benzeri dahi bulunmayan, baktığı anda kaybolduğum gözlerini. "Güzel bebeğim, bir sorun yok."

Ona doğru dönüp kucağına yerleştim.

"Var işte, Lou. Sen öyle güzel bebeğim dersin ki ben gerçekten öyle hissederim kendimi. Ama şimdi olmuyor. Birşey var."

"Birşey yok, Harry."

"Evlenmek için daha çok var dediğim için değil mi?"

Bir soluk bıraktığında anlamıştım bu olduğunu. Söylediğim an pişman olmuştum zaten.

Uzandığımda gözüme kestirdiğim, tişörtünü açıkta bıraktığı dövmesine bastırdım dudaklarımı ve boynuna sarıldım.

"Ben onu üzülmesin diye söyledim, Loueh."

Kolları belime dolanırken tam olarak kucağındaydım şimdi. Beni daha çok çekti kendine ve saçlarımdan uzun soluklar alarak öptü.

"Ben sadece bir an önce her anlamda benim ol istiyorum. Seni kendimin yapmak istiyorum."

"O kağıt parçasına ihtiyacımız yok, Louis."

Kollarımı boynuna sarmış kucağında dururken kafasını omzuma koyduğunda, "Yok." dedi ve boynumdan minik bir öpücük aldı.

"Biz evlenmesek mi o zaman?"

Sırıttı.

"Ikinciye yapıyorsun!" dedim, kucağından kalkmak için uğraşırken ama belimdeki kolları buna izin vermezken o bundan fazlaca eğlenerek gülüyordu. Ve bu sırada altımdaki sertliğin farkındaydım ve yutkunarak sonunda durdum. Kucağında kendimi sertliğe bastırdığımda aniden gözleri kısıldı ve kafasını geriye doğru attı. Kısık bir inilti dökülmüştü dudaklarından. Onu böyle etkiliyor olmamla gurur duyuyordum kendimle. Hoş, üstümdeki etkisini bir bilse asıl gurur duyulması gereken kendisiydi ya...

"Sanırım Bay Tomlinson benden epey etkileniyor." dedim, kucağında hafifçe hareket ederken.

"Senin için her an yarı erekte gezdiğimi söylediğimi çok iyi hatırlıyorum."

Two hearts in one home | LarryHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin