Beha'nın rahat tavırları aklıma gelenin başıma geldiğini düşündürürken usulca koluna dokundum.
"Sen niye bu kadar rahatsın?"
Şimdiye çoktan tansiyonun yükselmiş olması gerekiyordu. Bana cevap vermeden konuşan ikiliye yöneldi.
"Gidelim hadi karakola."
Feda abi onu başıyla onaylayarak "Siz çıkın, Beliz'i çağırıp geliyorum." Dedi. O salona dönerken "Nolmuş?" Dedim sabırsızca. "Niye karakolda Cihangir?"
Altun ailesinden kim olay çıkarıp ya da bir olaya karışıp karakola düşmez deseler vereceğim iki isim yalnızca Cihangir ve İzel olurdu.
Efdal "Yanlış anlaşılma olmalı." Diye mırıldandı. Hâlâ şaşkın ve şokta gibi duruyordu. Gözlerimi devirerek koluna vurdum hafif. "Ya nolmuş diyorum?"
Efdal'in yerine bizden birkaç adım uzaklaşıp dış kapıya yaklaşmış olan Beha cevapladı. "Bagajında günlerdir aranan bir cesetle yakalanmış,olan bu."
Kaşlarım şaşkınca havalanırken açılan gözlerimle güldüm. "Şaka yapıyor olmalısınız." Kendi kurduğum cümleyle kendim bir şeylerin farkına varırken kaşlarım çatılır gibi oldu. Gözlerim telaşsız bir tavırla vestiyerin aynasından yakalarını düzelten kocama kaydı.
Sonra kendi kendime başımı iki yana salladım. Yok canım,o kadar da değildi.
Efdal'in sıkıntılı tavrıyla dudaklarımı ıslattım. "Tamam sakin ol hallederiz,elbette bir yanlışlık olmuş olmalı."
Efdal geçiştirircesine başını salladı. Feda abi ve Beliz'in de gelmesiyle evden çıktık. Tek araba gitmekte karar kılıp Feda abinin arabasına yerleştiğimizde arka koltukta Efdal ve Beliz'in arasındaydım.
Beliz ve Feda abi sürekli telefondan bir şeyler yaparken Efdal da sanırım Destan'la konuşuyordu. Beha ise direksiyonda ritim tutturduğu parmaklarıyla arabayı kullanıyordu.
Herkes Cihangir'in derdine düştüğü için fark etmiyordu ama kocamın hâli hâl değildi,ben fark ediyordum.
Çok uzun sürmeyen bir yolculuğun ardından karakola geldiğimizde oyalanmadan içeriye girmiştik.
Elindeki dosyalarla karşısındaki polis memuruna bir şeyler söyleyen Destan bizi fark edince dosyayı memura vermiş ve hafif omzuna vurarak yanından göndermişti. Elindeki telsizin köşesiyle alnını kaşıyarak ona gitmemizi bekledi.
"Kardeşim hakkındaki tutuklama kararını görmek istiyorum."
Destan saliselik Beha'ya bakıp Feda abiyi cevapladı. "Göremezsiniz."
Feda abinin kaşları çatıldı. "Anlamadım? Bir savcı olarak görmek istiyorum."
Destan tek kaşını kaldırarak başını hafif yana eğdi. "Bir savcı olarak göremeyeceğinizi bilmeniz gerekiyor."
Beliz ılımlı bir sesle Feda abinin koluna dokundu. "Feda tamam,sakin ol. Haklı olduğunu biliyorsun."
Efdal "Destan bu nasıl olabilir?" Diyerek başka bir konuya değindi. Başını iki yana salladı. "İmkansız hatta."
Destan da başını iki yana salladı. "İmkansız falan değil. Hiçbir şeyin kesin olmadığını defalarca kez belirtmiştim."
Efdal şaşkınca açtı gözlerini. "Ne yani Cihangir'in yapmış olabileceğine inanıyor musun?"
Feda abi "Ne saçmalıyorsunuz siz?" Diye araya girdi. "Benim kardeşim öyle bir şey yapmaz."
Destan derin bir nefes aldı ve sakince olayı özetledi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAHUR-EHVENİŞER
Humor"Bir kalbe iki aşk da sığıyormuş sevgilim; bir vatan bir sen..." Küçüklüğümden beri bir kalbe iki sevginin sığacağına hiç inanmazdım. Bir sevgi varsa bununla yetinmeliydik. Biri varsa diğeri eksik olmalıydı. Annem varsa babam,babam varsa annem olmay...
2.Kitap-11.Bölüm💫
En başından başla