2.Kitap-10.Bölüm💫

6.8K 781 124
                                    

Öncelikle üniversiteye yerleşen herkese hayırlı olsun diyerek başlamak istiyorum. Aranızda anestezi bölümüne ya da herhangi bir sağlık alanına yerleşen varsa aramıza hoşgeldiniz ve Allah kurtarsın 😅

İkinci olarak da çok ama çok kısa bir bölümle karşınızdayım. Aslında sadece 'burdayım' demek için attığım bir bölüm. Araya çok uzun zaman girdi ve ben kitaba yeniden alışmakta zorluk çekiyorum ama inanın elimden geleni yapıyorum. Başka diyecek bir şeyim yok ve üzülerek söylüyorum ki düzenli bölüm gelemeyebilir. Yine de dediğim gibi elimden geleni yapacağım ve yazmaya çalışacağım 😘

İyi okumalar 💙

💫

İnsanoğlu sanırım gerçekten söylendiği kadar garip bir varlıktı. Her duruma her olaya uyum sağlayabildiği gibi fark etmese de hemen her duyguyu uçlarda yaşıyordu.

Mutluyken de mutsuzken de dünyayı unutuyor, kendisi hariç kimsenin farkında olmuyordu. Bu iyi bir şey miydi kötü bir şey miydi bilmiyorum ama mutlu olduğumuz sürece çok da fena bir şey sayılmazdı.

Gözlerim ailemin ve arkadaşlarımın üzerinde gezinirken de bunu iliklerime kadar hissediyordum. Hepimizin yüzü gülüyorken daha önemli ne olabilirdi ki?

"Çocukken de böyleydin sen. Mızmız! Yenildin işte kabul et."

İnsan gerçekten sevdiğiyle uğraşıyordu ve hayatımdaki herkese baktığımda bunu görmek değişik hissettiriyordu.

Berkin abimin eli omzumu sarmış, sıcaklığı kalbimin en derinlere sızmıştı. Herkes öbek öbek farklı sohbetlere dalmış olsa da bizden en çok kopmuş olan babamla amcamdı.

Yemeğimizi yemiş sakince çaylarımızı içiyorduk. Serkan ve Beliz de gelmişti. Asrın da gelecekti ama işi çıktığı için gelememişti.

Sakin sakin otururken babamla amcamın birden tavla oynama aşkı kabarmıştı. Annem ve yengem karşı çıkmış,'şimdi sırası mı?' diye söylenmişti ama babamla amcam onu dinlememişti.

Kazanan amcam olmuştu. Babam ise amcamın da söylediği gibi bunu kabul etmiyordu.

"Yenilmedim,sen hile yaptın! Zar tutuyorsun!"

Berkin abimle tüm dikkatimiz onlardaydı. İzel Beliz'le okulla ilgili bir şeyler konuşuyor,Beha da Feda abiyle konuşmaya çalışıyordu. Zira geldiğinden beri gözleri Belizde olmasına rağmen sessizdi.

Bera abim ve Eylem Demirle ilgileniyor,prova yapıyordu. Lale teyzemlerle bir sohbete girişmişti. Akın da Serkan'la telefondan bir şeylere bakıyordu. Cihangir ise hâlâ gelmemişti. Efdal da yarım saat kadar önce salondan ayrılmıştı.

Amcam babama kaşlarını çattı. "Akla gelen ilk bahaneyi sunamazsın bana. Ne zar tutması ya!?"

Babam çocuk gibi omuz silkti. Tavlayı tekrar açtı. Pulları dizmeye başlarken elini bize doğru sallamıştı. "Mahur fincan getir kızım,fincanla atacağız zarları. Göreceğiz bakalım zar tutuyor musun tutmuyor musun?"

Amcam memnuniyetsiz dursa da kendi pullarını önünden alarak kendi dizmeye başladı.

"Yenilen pehlivan güreşe doymaz lafının kanıtısın!"

Berkin abim nefesini oflar gibi bıraktı ve kolunu omzumdan çekti. "Git getir Allah aşkına, başka türlü durmayacaklar."

Gülerek ayaklandım. Kimsenin ilgili bakışlarına nail olamadan salondan çıkıp mutfağa girdim. Masada oturan Efdal'le kaşlarım havalandı. Başını kollarının arasına almıştı, gözleri kapalıydı. Sanırım uyuyordu. Sessizce fincanı alıp mufaktan çıktım.

MAHUR-EHVENİŞERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin