2.Kitap-4.Bölüm💫

11.3K 1.3K 155
                                    

Sınır 810 oy 250 yorum.

İyi okumalar💙

💫

Bembeyaz kar müthiş bir seyir keyfi sunarken geçtiğimiz yollara bakıyor ama görmüyordum. Beraber bir yemek yedikten sonra zaten Sevda ablayla görüşeceğim saat gelmişti ve direkt yola çıkmıştık.

Beha'yla ilgili bir şey dememişti. Yani eşinle beraber gel diye bir şey dememişti bu yüzden ilk seferi tek başıma atlatmak istiyordum.

Muhtemelen hiç uzun olmayan ama bana upuzun gelen bir sürenin ardından araba tanıdık büyük binanın önünde durduğunda üst üste yutkundum. Kalbimin hızı yine tahmin edemeyeceğim kadar artmıştı. Arabaya bindiğimizden beri süren sessizlik yerini koruyordu.

Sevda ablaya yaklaştıkça artan gerginliğim beni engellerken muhtemelen Beha'yı da aynı sebep engellemişti.

Kemerimi çıkararak tekrar derin bir nefes aldım. Ellerim kucağımdaki çantamın sapına sıkıca tutundu. Anılar tek tek zihnimi doldurmaya başladı.

Elimin üzerinde hissettiğim Beha'nın eliyle ona doğru döndüm. Üzerimdeki gerginliği ve tedirginliği ona belli etmek istemiyordum ama anlaması için belli etmeme de gerek yoktu. Tıpkı abim gibi ben konuşmadan bile beni anlıyordu.

Elimi avcuna aldı, hafif sıktı. "Gelmemem konusunda kararlı mısın?"

Başımı onaylar anlamda salladım. "Evet, bu konudaki düşüncemi biliyorsun."

Değil şimdi gelmesi hiçbir zaman gelmesini istemiyordum. Yani bu konuyu tek başıma halletmek istiyordum, onu karıştırmak istemiyordum. Aslında tek Beha değil kimseyi istemiyordum.

Hayatımdaki problemlerden hayatımdaki insanların haberdar olması beni rahatsız ediyordu. Doğru veya yanlış bilmiyorum ama hasta olduğumda bile kimse bilmesin istiyordum.

Beha dudaklarını ıslatarak başını hafif eğdi. "Biliyorum. Seni zorlamayacağım ama en azından kapının önünde bekleyeyim."

İtiraz ya da onay beklemeden devam etti,yumuşak bir tonda.

"Kötü hissettiğinde, sıkıldığında dışarda seni beklediğimi bil."

Gülümsedim. Elimi tutan elini sıktım. "Bunun için yanımda olmana gerek yok bitanem. Beni hep beklediğini biliyorum."

Bakışlarım camın dışına kaydı. Bir hayli yüksek ve gösterişli olan binaya iç çekerek baktım. Elimin üzerinde hissettiğim dudaklarla tekrar Beha'ya döndüğümde "İyi aferin." Deyişine gözlerimi devirdim.

"Arkadaşın bekler, hadi git sen. Çıkışta da ben kendim dönerim, erken kalkmana gerek yok."

Başını itirazla salladı. "Arkadaşım bekleyebilir."

Elimi tutan elini bırakmadan diğer elimi yanağına yasladım. Hafiften avcuma ve parmaklarıma batmaya başlayan sakalları güzel hissettirdi. Sakal çok yakışıyordu ve izni bitene kadar kestirmemeye kararlıydım.

"Gerek yok hayatım, sen git."

Bir süre gözlerime baktı. En sonunda ikna olmuş gibi "Tamam." Dedi. "Ama çıkınca ara gelirim ya da arabayı sana bırakayım."

Başımı iki yana salladım. Beha'ya söyleniyordum ama araba kullanacak kadar bildiğim bir şehir değildi. Benim bir şey dememe kalmadan Beha hafif güldü, başını alayla salladı.

"Ya da boşver arabayı beni ara sen. Kaybolursun falan bir de seni aramayayım."

Kaşlarım çatıldı. Yanağındaki elimi çektim. Tam olarak Beha gibi düşünüyor olsam da o öyle demesindi.

MAHUR-EHVENİŞERWhere stories live. Discover now