49.Bölüm💫

40.8K 2.3K 1.2K
                                    

15.732 kelime taslak ile başladım düzenlerken 15.980 kelime oldu. Lütfen oy vermden geçmeyin 🙏

İyi okumalar 💙

💫

Hafif esen hava çıplak bacaklarıma değerken yüzüme çarpan rüzgarla gözlerimi kapatıp açtım. Abimin omzumdaki eli koluma indi. Aşağı yukarı yavaş yavaş sıvazlarken gülümsedim.

Feda abi birkaç dakika önce çalan telefonuyla içeriye girmişti. Bizimkiler hâlâ hazırlanamadığı için bu sakinliğin tadını çıkarıyordum.

"Hadi girelim, üşümüşsün."

Omuz silktim. "Üşümedim. İyi böyle." Yanağını saçıma yaslarken alayla "Hı-hı" dedi. "Giydiğin eteğe bak. Üşümemen imkansız. Başka bir şey giyseydin ya."

Hazır Beha'nın tansiyonu yükselmemişken tabiki değiştirmeyecektim. "Kabanım uzun."

Derin bir nefes bıraksa da bir şey demedi. Bakışları bahçe duvarının üzerinden yolda ve kenardaki ağaçlarda geziniyordu. Birkaç dakikalık sessizliğin ardından "Hayat Hanım" diye söze girmesiyle gerildim.

Sustu. Yutkunduğunu hissederken "Ona niye uzaksın?" Diye sormasıyla ben yutkundum bu sefer. Elini saçıma çıkardı. "Caner Bey'le daha yakınsın sanki. Bir şey mi oldu?"

Dudağımın içini ısırırken bunun bende farkındaydım. Başımı göğsüne iyice yaslarken "Hani" dedim kısık sesle. "Annem öldükten sonra bir gün seninle oturup konuştuk ya."

Üvey oluşumuzu unutacağımıza dair bir konuşmaydı. "Evet" dedi anlamaz bir sesle.

Başımı sallayıp devam ettim. "Sana bir soru sormuştum hatırlıyor musun?"

Saçımı okşayan eli dururken buruk bir tebessümle devam ettim. "Annem bunu bizden niye sakladı,neden daha önce söylemedi diye sormuştum"

Bedeni gerilirken acıyla "Yapma" deyişiyle hatırladığını anladım. Dolan gözlerim rimel yüzünden yanarken kırpıştırdım.

"Sende başkasına anne deriz diye korkmuştur demiştin."

Elimi belinden çekip gözümden akan bir damlayı sildim. Dudaklarını saçıma bastırdı. "O zamanlar çok sevinmiştim buna. Birimiz üvey de olsak annem bizi çok seviyordu ve bu beni çok mutlu etmişti."

Titreyen sesimle dudaklarımı birbirine bastırdım. "Sonra bu aileyle tanıştım ve her şey o kadar zor geldi ki. Baba ayrı mesele anne ayrı meseleydi içimde."

Bir de bütün bunlardan sonra abilerimle savaşmıştım. Burnumu çektim. "Baba ne demek bilmiyordum, babamla öğrendim bunu. Ve ona alışmak kolay oldu. Ama anneme yakın olmaya ona yaklaşmaya hep korktum sanki."

Başımı kaldırıp abime baktım. Bakışları bana döndü. "Onu annem olarak görürsem alışırsam, annemize haksızlık ederim,ihanet ederim gibi geldi hep. O biz başkasına anne demeyelim diye yıllarca bir şeyleri saklamıştı ve Hayat Hanım'a anne demek bana çok ağır geldi."

Burukca gülümserken başımı tekrar göğsüne yasladım. "Bunun yanlış olduğunu çok geç farkettim. Onun bir suçu yoktu,sadece kızına yakın olmak istiyordu. Ama bu sefer de o benden uzak durunca cesaret edemedim."

MAHUR-EHVENİŞERWhere stories live. Discover now