47.Bölüm💫

30.5K 2.3K 939
                                    

8600 kelime

İyi okumalar💙

💫

"Anlaşıldı mı?"

Beha'nın sert sesi boş arazide yankılanırken "Anlaşıldı komutanım" dememizle başını salladı.

Gözlerini tekrar tek tek üzerimizde gezdirirken işaret parmağını bize doğru salladı.

"Kulaklığını kapatan dilekçe yer!"

Gözlerimi devirmemek için kendimi tuttum. Niye kapatalım. Tekrar onaylayınca nefesini vererek "Güzel" dedi. "Başlayalım o zaman. Mağaraya varan haber verecek. Çok dikkatli olun."

Hepimiz daha önceden planladığımız taraflara ilerlemeye başladık. Kısa sürede tek başıma kalırken yumuşak karda bıraktığım izlerle etrafı dikkatle izliyordum.

Yaklaşık on dakika sessizliğin ardından kulaklıktan sesler gelmeye başladı. Hafif boğuşma tarzında gelen bu seslerle bizimkilerin çoktan işe başladığını anlamıştım. Kayaların kenarlarından temkinli bir ifadeyle ilerlerken görüş açım hâlâ açık ve boştu.

"Herkes iyi mi?"

Beha'nın sorusuna ilk cevap Efken'den gelirken baya keyifliydi. "Muhteşemiz komutanım."

Kısa bir an sustu. "Buralar baya güzel"

Dudaklarım büzülürken kaşlarım çatıldı. "Buralar hâlâ sakin. Komutanım acaba beni yanlış yere göndermiş olabilir misiniz?"

Timdekiler gülerken Ferman "Olabilir" dedi. "Biraz daha ilerle karargâha varırsın belki."

Korkut da onu onayladı. "Beha komutan yapmaz diyemiyorum."

Kaşlarım iyice çatılırken çaprazımdaki hareketlilikle yerimde dikleştim. "Ben diyebilirim ama. Beha komutan yapmaz."

Tehditkar çıkan sesimle yan bir şekilde kayaya yaslanırken Beha homurdandı. "Bende burdayım."

"Biliyoruz hayatım. Eğer öyle bir şey yaparsan sevgilim falan demem şikayet ederim seni."

Onlar hâlâ konuşmaya devam ederken benden tarafa gelmeye başlayan adamla sessiz kaldım. Kendince etrafı kontrol ede ede yürürken bakışlarımı hızla etrafta gezdirdim.

Adam tam karşımdan geliyordu. Sağda ve soldaki büyük kayaların arkasında da gördüğüm hareketlilikle keyfim yerine geldi. Kısık sesle mırıldandım.

"Buralar da hareketleniyor"

Göz ucuyla diğer ikisini kontrol ettim. Ellerimi kapatıp açarken adam iyice yaklaşmıştı. Sürekli etrafına baktığı için salak beni fark edemedi. Arka arkaya kayanın yanına geldiğinde keyifle gülümsedim.

Elimle ağzını kapatıp yanıma çekerken eli beline gitti. O silahını çıkaramadan boynunu kırdım. Ellerimi birbirine vurup silkeler gibi yaparken başımı tekrar kenardan uzattım. Gördüğüm toplulukla gözlerim irileşti.

"Hassiktir!"

Beha yüksek sesle "Mahur!" Derken şu an çok umrumda değildi. Ferman güldü.

"Yanında küfretmeyin diye tembihlediğin kıza dön bir bak."

Yerime iyice sinerken Beha onları umursamadan bana yöneldi. "Noldu Mahur?"

"Mitoz bölündü bunlar. 3 kişilerdi 15 kişi oldular."

Korkut "Buralar sakin demeyecektin" demesiyle güldüm.

"Ama bu kadarını da beklemiyordum."

Bir tanesi de hareketlenince yerimde kıpırdandım. "Mahur halledebilecek misin?"

MAHUR-EHVENİŞERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin