13.

333 45 247
                                    

bu bolumde ne yazsam acabaa 🤨 birileri gelsin de farkli insanlar gorelim hep ayni tantanalar aa icim sıkıldı

neyse okuyun da sey yapariz 💗💗

...

Hyunjin sabah uyandığında kendini dinç hissediyordu, derin, huzurlu bir nefes aldı ve ayağa kalkıp banyoya ilerledi. Pratik bir şekilde sadece saçlarını yıkadıktan sonra yüzünü de yıkamayı ihmal etmedi. Beyaz havlusuyla önce yüzünü, sonra da kırmızı saçlarını kuruttuktan sonra havluyu direkt çamaşır sepetine attı.

Banyodan çıkıp üstündeki pijamadan kurtuldu ve masaya inmek üzere günlük kıyafetlerini giydi. Telefonunu cebine sıkıştırıp merdivenleri hızlıca indi ve henüz babasının gelmediği masaya oturdu.

Bir süre sonra babası gelince ayağa kalktı, koskoca masada ikisi tek başına oturduğu için hep bu masa Hyunjin için gerici olurdu, yine öyle olmuştu. Babasının kırmızı gözlerinden kaçınmaya çalışıyordu sürekli, babasından korkuyordu o zamandan beri.

"Otur."

Babasının komutuyla atik bir şekilde oturdu yerine, elleriyle oynamaya başladı.

"Nasılsın oğlum."

Bu kelimeyi nadir duyardı Hyunjin, babası oldukça katı bir adam olduğundan Hyunjin'e arada şefkat gösterirdi, çoğu zaman birbirlerini görmezlerdi bile.

"İyiyim baba, ya sen?"

"Olması gerektiği gibi. Her gün seni aynı saatlerde dışarı çıkarken görüyorlarmış, nereye gidiyorsun?"

Hyunjin tereddüt etmeden söyledi cevabını, iyi bir yalancıydı.

"Arkadaşlarımın yanına gidiyorum baba."

"Ne zamandan beri arkadaş'lar'ın var?"

O kadar da iyi bir yalancı değildi hâliyle.

"Uzun zaman oldu, hiç hayatımla ilgilenmediğin için bilmiyorsundur."

"Pekâlâ, bundan sonra ilgileneceğim. Kiminle görüştüğünü, kiminle ne halt ettiğini, yediğini, içtiğini, hepsini bileceğim. Bakalım şu arkadaşların nasıl insanlarmış."

Hyunjin içinden 'Siktir...' diye geçirdi, bu olmamalıydı, bu hem Hyunjin, hem Felix için çok tehlikeliydi.

.

Babası o konuşmadan uzun bir süre sonra masadan kalkmış, şirketine gitmişti. Hyunjin evde tek kaldığında hemen kıyafetlerini değiştirmiş, koşarak evden çıkmıştı. Bunu Felix'e söylemesi gerekiyordu, artık daha dikkatli olmalılardı.

Uçuruma yaklaştığında orada Felix'le beraber birinin daha olduğunu gördü, bu ateş ülkesinden biriydi. Oraya büyük adımlar atıp vardığında Felix ayağa kalktı. Çocuk da arkasını dönüp Hyunjin'e baktı ve hemen ayaklandı.

"Efend-"

Hyunjin hemen çocuğun ağzını kapattı ve gözlerini büyüttü. Çocuk başta anlamasa da sonra söylememesi gerektiğini anladı ve başını salladı. Felix anlamaz gözlerle bakıyordu ikisine de.

Aşk KilidiWhere stories live. Discover now