Hasta Yatağında Aysima

1.1K 39 4
                                    

Arkamızdaki iki asker hemen önümüze geçtiler. İki asker elindeki kılıçlarla savaşarak iki adamı öldürdü. Bu arada kendileri de yaralanmasına rağmen hala savaşmaya çalışıyorlardı. O adamlardan biri bana arkamdan saldırmaya çalıştı. Adamın karnımda tuttuğu ellerinden sol bileğini ters çevirerek adamı yere eğip düşürdüm. Ayağımla boynuna ufak ufak bastırdığımda adam bir süreliğine bayılmıştı. Bunu kendimi korumak için YouTube'da izlemiştim. Ama yanımda her zaman tabancam olduğundan dolayı hiç kendimi bu şekilde savunmamıştım. İlk defa uyguluyordum. O arada adamlardan biri kılıcını Padişah'a yönetmişti. Bayılttığım adamın sırtındaki okları ve yayı aldım. Bir hışımla Padişah'ı kılıcını tutan adamın sırtına ok fırlattım. Koşarak Padişah'ın yanına gittim ve onun önüne geçtim. "Padişah'ı almak istiyorsanız önce beni öldüreceksiniz!" Padişah kolumdan tuttu ve yaralanan askerin kılıcını alarak beni arkasına aldı. "Aysima çekil ben hallederim." Kalan 4 adam, 2 Padişah'a 2 bana yönelmiş, kılıç tutuyordu. Yaralanan diğer askerin kılıcını da ben aldım. Ben hayatımda hiç kılıç tutmadım ki. Çok ağır olduğundan dolayı kılıcı hemen düşürdüm o arada gözüm Padişah'a takıldı. Üzerine gelen iki adamı da ustaca etkisiz hale getirmişti. Yanıma doğru geliyordu. Ben ona bakarken adamın biri beni kılıcı ile yaraladı. Sol kaburgamın altından elime sıcak sıcak birşeyler aktı kan geliyordu. Kan bu! Kendi zamanıma gidemeden bilmediğim bir zamanda öleceğim galiba yolun sonundayım. Gözlerim kapanıyor. Hani melekler nerede?

Gözlerimi açtığımda, başımda İskender vardı. Yatağıma oturmuş halde uyuyordu. "Ben öldüm mü?"

İskender zaten kuş uykusu halinde olsa gerek hemen uyandı ve yatağın üzerinde olan elimin üzerine elini koyarak "Mila iyi misin?"

Acım vardı ama onu görünce daha iyi oldum. "İskender."

Gözünden yaş mı geliyordu onun?  Ben mi yanlış görüyordum. "Şşhht! Sus konuşma daha iyileşmedin."

O arada teyzem geldi. Elimin üzerindeki oğlunun elini gördü. Ellerimize bakıp oğlu hemen elini çekince yüzünü bana çevirdi. "Kuzum iyileştin mi? Çok korktuk, İskender ile hep başında bekledik."

Gülümseyerek "Teyze, iyiki varsın."

"Tamam kızım sen sus hadi. Yorma kendini." O arada tekrar uykum geldi. Bir süre sonra yanımda sesler duyuyordum.

"Oğlum böyle birşey mümkün olabilir mi? O senin teyzenin kızı, o kız bize emanet. Sen nasıl elini tutarsın o kızın?"

"Validem, ben Aysima'yı seviyorum. Babama da söyle izniniz olursa, Aysima'nın zevcem olmasını sterim."

"Oğlum, onun senin gibi pırıl pırıl bir oğlanla evlenmesini isterim lakin, teyze kızın o senin. Onun da gönlü var mı?"

İskender sustu bir şey demedi.

"Anladım o da istiyor. Siz gitmeden Paşa baban ile konuşacağım."

Annesine sarıldı ve "Sağol velidem. İyiki varsın."

Daha sonra İskender'in saçlarımı okşadığını anladım. Beni seviyor bu adam yahu.

"Aysima iyi mi Firdevs Hatun?"

"Evet Padişah'ım. Kendisine geldi. Şimdi tekrar uyudu."

"Ala, o zaman. Uyanınca haber verin de yarın gitmeden önce onu göreyim."

"Emredin Padişah'ım."

Padişah'ın gittiğini de duydum fakat gözlerimi açamıyordum hala. Bir süre sonra kendime geldim tekrar. Gözlerimi açabiliyordum şuan. Uyandığımı gören teyzem hemen çorba getirmeye gitti.

PAYİTAHT'TA AŞK - 17. Yüzyıl Where stories live. Discover now