Padişah ile Sarayda bir akşam

1.6K 73 11
                                    

O çok dusunceli sanırım. Üstümün kirlendiğini hemen gördü. Acaba Çelebi mi Hünkar mı? Hünkar da çok tatlı.. Saçmalama Hünkar ile olamazsın zaten. Köle misin sen aptal olma. Hem saraya giren bir daha çıkamaz. Hem İskender varken başka birini düşünmek. O benim nereden geldiğimi biliyor. Bana inandı. Ondan başkası olmaz bu zamanda. O zaman neden o hala bana açılmadı. Mal mısın Mila? Daha geleli bir ay oldu buradaki erkekler utangaç, görmüş geçirmiş bile olsa utangaç hemen açılamaz.

Ah Çelebi, tatlı Çelebi! Şimdi beni özlemiş midir acaba?

Yanındaki asker beni Pembe Ağa'ya teslim ettikten sonra gitti. Pembe Ağa da bir cariye çağırdı.

Gül Hatun, Aysima Hatun Hünkar'ımızın mühim bir misafiri. Onu yıkayıp temizce giydirin. Zira attan düşmüş kendisi. Saçını da yapın birşeyler de sürmeyi ihmal etmeyin. Kendisi Padişah'ımızla akşam yemek yiyecek.

"Aysima Hatun. Gidelim üstün başın pislenmiş."

"Olur Gül Hatun."

Beni hamama götürdükten sonra rahat rahat banyo yaptım. Ne zamandır düzgün banyo yapmamıştım. Gül Hatun'un attığı kese ne iyi geldi doğrusu.

Gül Hatun pestemalimle beni Has odanın icinde olan başka bir odaya götürdü. Orada giyinecekmişim. Has oda ne kadar da büyük. Bana verdiği birkaç kıyafete baktım. Madem Hünkar benle oyun oynuyor. Göreceğiz bakalım ne yapacak. Bana elini süremez nasılsa!

"Başka elbiseler yok mu Gül Hatun."

"Var. O zaman şimdilik su elbiseyi giy de, seni bir terzimize götüreyim. "

"Süheyla Hatun, Aysima Hatun Hünkar'ımızın misafiri. Hazırda diktiğin elbise varsa, bu akşam için onu giyecek."

"Madem Hünkarın misafiri o zaman ona, bu elbiseyi vereyim. Bunu aslında Hünkarın yeni gözdesi için hazırlamıştım ama ona başka yaparım. Nasılsa bu akşam Hünkar'ı kimse ziyaret edemeyecek anlaşılan. Yalnız bunun bağrı açık Aysima Hatun. Sen böyle Padişah'ın yanında rahat edebilir misin ki?"

"Buna göre bir örtünüz vardır diye düşünüyorum Süheyla Hatun?"

"Peki bu mor tülü de al o zaman."

Tam istediğim gibi çok güzelmiş. Kolları tülden ve omuzdan sonra kolda yırtmacı olan mor lale desenli siyah elbise. Dekoltesi de var. Gül Hatun saçımı da yaptı. Yaptı dediğim de, demiri ısıtıp dalga vermek. Bizim zamanda yapılanlara benzedi. Bu zamanın makyaj malzemelerini de görmüş olduk. Kokuyu sürünce tamamım. Hünkar benim için namahrem oldugundan dolayı örtümü de örttüm. Ayrıca akşam evime döneceğim için de, siyah içi kürklü mont gibi birşey daha aldım yanıma.

Örtümü örtüp montumu giydikten sonra, Pembe ağa beni teslim aldı. Padişaha gitmek için yola çıktık.

Yolda arkasında 2 cariyesi ile güzel giyimli bir kadın gördüm.

"Pembe ağa hatun kimdir?"

"Aysima Hatun, o Yekpare Sultan'ım."

Yekpare mi? Bu, İbrahim'den sonra tahta çıkacak olan Ahmet'in annesi olmalı.

Adını duyunca, Pembe'nin kulağına "Haseki Sultan mı yani?"

"Evet Hatun. Eğil."

Eğilerek "Kusuruma bakmayın Sultan'ım, tanıyamadım."

"Nereye gidiyorsunuz böyle?"

"Ben yurtdışında seyyah idim, Padişahımız benimle konuşacakmış o yüzden geldim."

"Onunla görüşmek için ne de çok hazırlanmışsınız."

Evet bu resmen günün sorusuydu. "Dünyanin heryerinde krallar yada padişahlar ile görüşürken ihtişamlı olmak gerekir. "

PAYİTAHT'TA AŞK - 17. Yüzyıl Where stories live. Discover now