PAYİTAHT'TA AŞK - 17. Yüzyıl

Padişah ile Bir Akşam

Ertesi gün konağın kapısı çalındı, gelen padişahın ulağıydı. Beni bugün Çelebi ile birlikte akşam üstü sohbete beklediğini söylemiş.

Ne yani koskoca Padişah beni kahveye mi çağırmış!!!  Ayrıca saraya gideceğim ve ilk defa bir padişah göreceğim için çok heyecanlıydım. Kadı, yardımcılarıyla çarşıyı teftişe çıktığında konağın hamamında duş alıp saçlarıma çeki düzen verdim. Ben duşumu bitirip havluya sarıldım. Allah kahretmesin elbiselerim müştemilatta kaldı. Amaan koskoca konak, evde kimse yok zaten.

Sofaya girdiğimde konağın soğuduğunu farkettim. Sobayı karıştırdım. Karıştırma sesi ile kapının açıldığını farketmemişim. Elimde demirle arkamı dönüp onu karşıladım. Havluyla olduğumu görünce şaşırdı, dahası ben hızlıca ona dönerken  havlum düştü elimde demir olduğu için havlumu tutamadım bile...

İskender'in karşısında sürekli çıplak kalıyorum. Adam hakkımda ne düşünecek Allah bilir! İskender utanıp diğer tarafa gidecegine müştemilata giden kilerin kapısına doğru gitti. Elbiselerim müştemilatta. Ben de demiri bırakıp havlumu tuta tuta oraya gidince kapıda karşılaştık. O bana yol vermek için kapı eşiğine iyice yaklaştı resmen kapı eşiğiyle bütünleşti, ben de verdiği yoldan geçmek için kapı eşiğinin diğer tarafına yürüdüm.. Aynı kapı eşiğinden geçerken kokusunu alıp kalbinin sesinden heyecanını anlayabiliyordum

Kapıyı kapatıp hızlanan kalbim ile elbisemi ve kaftanımı giydim.

"Aysima, sana da haber verdiler galiba. Akşam üstü seni alırım birlikte gideriz saraya." Elindekileri masaya bırakıp kapıdan çıkarken "Bu arada, bu eve arada yardımcılarım da geliyor. Kıyafetlerini banyoda giy."

Kıyafetleri unuttum bile dememe fırsat vermeden gitti.

Onun gelmesine yakın getirdiği paketten  lacivert olan elbiseyi giydim. Yırtmaçlarından görünen astar açık maviydi. İskender, zamanına göre çok zevkliydi. Odadan hafif makyajımı yaparak çıktım.

Gördüğünde beğendiği bakışlarından anlaşılıyordu. Gidip sarıldım. Geçen günkü gibi duraksamadı. O da bana sarıldı.

"İskender bu elbiseler vücuduma tam oturuyor." Evet şansa bak tam ayarlamış.

"Hahaha! Birkaç kere beni çıplak gördüğün için aklımda kalmış herhalde." Sesli şaka yaptım sanırım.

"Ben sesli mi soyledim?"

"Aysima Hatun.!"

Sarıldığım boynundan başımı yukarı kaldırıp kulağına fısıldadım "Ne var?"

Yine kalbi hızlı atıyor.

Omuzlarımdan tutup; "Dediklerimi unutma."

"Peki Paşam. Böyle daha kolay olacaksa senin dediğin gibi yapalım."

"Şu Almanca olayı belki kulağına gitmiştir de ondan çağırmıştır. Babanla küçükken Avrupa'yı dolaştığını o yüzden de o dilleri bildiğini söylersin. "

"Bence bu yüzden değil."

Nedenmiş peki?

"Dünki davadaki davalı adam gizli görevdeydi ve isimli biri olduğu belliydi. Bence o, bu durumu padişaha yada vezirlerine anlattı; o yüzden hukuk bilgimi sorgulayacak. Onun için gemi gezileri sırasında bu tarz kitaplar okuduğumu hukuka ilgim olduğunu söyleyeceğim."

"Peki böyle mi gideceksin?"

"Evet. Sen aldın."

"Ben bunun siparişini geçen çarşıya çıktığımızda vermiştim. Bugüne özel değil yani. Bari kolyeni takma. Dikkatleri bağrına çekiyor."