"Geçmişimde bir yer edinemeyecek kadar değersiz olması, günışığı."

Elleri yanaklarımda gezindiğinde yerde yatmış, tersten yüzüme doğru eğilmiş olan Louis'ye bakıyordum ama ne ağzım açılıyor, ne sesimi bulabiliyordum.

"Sana bir başkasının dokunmuş olduğu ihtmali bile beni öyle siliyor ki o andan, Harry; bunu bilerek sana geçmişimdekileri söylemek istemedim çünkü nasıl hissettirdiğini biliyorum. Çok üzülecektin, üzüldün... Ama sana yemin ederim, sevgilim. Kimseyi şu hayatta aylarca onun için o olmadan, yaşam belirtisi bile veremeden kalbi sökülüp alınmış gibi yaşayacak kadar çok sevmemiştim ben."

İçimden niye bu kadar güzel olduğu ve bu kadar güzel sevdiği için ona kızarken bu aşkın baş rolü olmak inandırıcı bile gelmiyordu. Louis ben seviyordu ve bunun farkındalığı her yüzüme vurduğunda kendimi kaybediyordum.

Ben de ellerimi onun yanaklarına çıkardığımda birşey sorgulayacak gücü artık kendimde göremediğimden dudaklarını dudaklarıma bastırdım ve fısıldadım. Öyle güzel seviliyordum ki, ona haksızlık yapmış ve üzmüştüm. Ellerimi minik sakallarında gezdirerek özlediğim güzel yüzünü inceledim.

"Özür dilerim."

...

"Peki evlenme teklifi?"

Niall'ın sorusu ile herkes sustuğunda Liam'ın gözleri yine Zayn'e kaymış ama onun umrunda olmaması ile üzülerek tekrar önüne dönmüştü.

Liam ile bu konu yüzünden çok kez tartışmışlardı ve her defasında da sonucu Zayn'in hazır olmayışı ve Liam'ın bunu zorla da olsa kabullenişi olmuştu. Bunu çok istiyor olsa da Zayn onun kadar istekli değildi. Onu ne kadar sevdiğine şahit olan biri olarak eğer bunu bilmiyor olsaydım Liam'a iyi gelmediğini düşünebilirdim ama onun tek varlığı, sahip olduğu tek şey gibi en yukarıda tutuyordu Zayn onu. Sadece belki de gerçekten hazır değildi.

"Sanırım oldukça klasik ama beklenmedik bir anda yapardım. Liam orada bir evlenme teklifini aklından geçirecek ama klasik olduğundan benim yapacağıma imkan vermeyecek."

"Kendini açık ettin, Zayn." dediğimde, Liam yine durmayarak, "Bu an yaşanana kadar ben unuturum zaten." dedi ve Zayn umursamadan elini tutup birleşik ellerini dudaklarına götürdü.

"Sen, Louis?"

Kalbime mukayet olmaya çalışarak Niall'ın bunu merak etmesine lanet ettim. Bir anda göğsümde vurmaya başlayan kalbim ile bunun hayalini bile bu kadar çok seviyor olduğum için utanmıştım neredeyse bir başkası kalbimin delici atışlarını hissediyormuş gibi.

"Bilmiyorum. Düşünmedim hiç."

Anında gözlerim yeri bulduğunda dikkat çekmemek için salladığımı farkettiğim bacağımı durdurdum ve hafifçe gülümsedim. Normal görünmeye çabalasam da az önce öyle heyecanlanmıştım ki, gerçekten üzülmüştüm.

"Sessiz, kimsenin olmadığı romantik bir an olabilir."

Niall beni fazla iyi tanıyor olarak oturmak için geriye yasladığım arkadaki elimin üstüne elini koydu. Ona baktığımda gözlerini kapatıp açtı. Bunu sormuştu çünkü Louis'den onun da beklediği bu değildi benim gibi.

Biraz daha oturduktan sonra beraber Niall'ın dairesinden kendi otel dairelerimize dağıldığımızda üstümü çıkarıp yatağa girmiştim. Louis'yi suçlayamaz ya da birşey söyleyemezdim bunun için ama üzülmüştüm sadece. Yine de onun da üstünü değiştirip yatağa girmesini bekledim ve tek bacağımı üstüne atarak sarıldım. Saçlarım göğsüne dağılıyordu.

"Nereye gittin bugün?"

Bir ara Zayn ile ortadan kaybolmuş ve geldiklerinde de oldukça keyiflilerdi.

"Seni barda öpen o şerefsizi buldum ve daha sonra da seni her yerde izleyen bir diğer şerefsizin yanına götürdüm."

Güldüğüm sırada parmaklarını saçlarım arasından geçiriyordu ama hatırladığım ile gülüşüm aniden soldu.

"Sen onu nereden biliyorsun?"

Zayn ile son iki gündür Louis'den öyle çok şey saklamıştık ki artık benim de hangisini bilip bilmediği hakkında kafam karışıyordu.

"Dün gece sarhoştun, gece kulübüne gittiğini biliyordum. Zayn'e söyledim, seni aldı ama arabada bana gelmek için ağlamışsın. 'Ben öpsün istemedim, Lou' diyip durdun."

Dışarıya karşı Bay Tomlinson olan bu soğuk ve ürkünç adamın taklidimi yapması ile göğsüne hafifçe vurdum ve güldüm. O benim Lou'mdu.

Elleri saçlarımdan geçerken aniden durdu ve sakladığımız bir başka şey olan kafamdaki ondan önceki akşam yine beni izleyen adamı kovalarken düşmem ile kafamın kanadığı, Zayn'in temizlediği yarayı buldu.

Henüz o sormadan, "Düştüm." dediğimde, daha önce dizlerim ve kollarımdaki düşerken sürtünmeden dolayı olan yaralara da aynı şeyi söylediğim için inanmayarak, "Harry." dedi ama bu normal bir "Harry" değildi.

"Onu da biliyorum, bebeğim." dediğinde, şaşkınlıkla kafamı kaldırıp gözlerine baktım. Zayn Louis'nin çıldıracağını bilerek söylemediğini söylemişti.

"O gece de dün gibi Zayn seni alıp geldiğinde sen yatarken yaralarını temizleyen benim."

Eğer o gece gelenin Louis olduğunu biliyor olsaydım hiç beklemez ona giderdim ve herşey düzelirdi ama ben bunları bilmediğimden Louis'nin bir kez olsun beni görmek istemediğini düşünerek kafamda kurup durmuştum.

"Benden bir daha birşey saklama, bebeğim. Anlaştık mı?"

Kafamı salladığımda yaranın olduğu yere, saçlarım arasına öpücük bıraktı.

"Acıyor mu?"

"Geçti."

🌈✨

Son iki bölümü hızlı yazmak zorunda olduğum için böyle oldu üzgünüm.

Saçma ama olmak zorunda olan kavga da bitti ve yb yarın.

AAAAAAAAALL MY LOVE! 💙💚 X.

Two hearts in one home | LarryWhere stories live. Discover now