Gizemli Sis

11 1 0
                                    

Gördüğüm kabustan sonra James'ın kucağında tekrardan uykuya dalmıştım. Her saat başı kabuslarla ya da ağlayarak uyanıyordum. Bayan Freya ve Grifin'in yanına gidecektim ama onu da yapamamıştım. Akşama kadar James da benim başımda beklemişti. Onun da işlerini engellemiştim. Gün boyu tek yaptığım şey yatmak ve yatmak ve daha çok yatmaktı. En son bir yarım saat önce uyanmıştım ama James uyuyordu. Uyanmaması için sabit bir şekilde yarım saattir öylece yatıyordum kucağında. bir süre daha öyle yatmaya devam ettim. Hem James'ı uyandıran hem de beni rahatsız eden şey Yousef ve Andy'nin içeri el ele girmesi dikkatimi çekti. James'ı uyandırmadan yavaş bir şekilde kucağından kalktım ve yatağa oturdum ama James uyanmış olacak ki yattı yerden belime kollarını dolayıp yatmaya devam etti.

"Tekrar uyanmışsın Ell. İyi misin? Daha rahat mısın? Mektuptan sonra kendine gelemedin. Özel konuşmak ister misin o konuları?" Youseff'in ilgili konuşması beni yeniden duygulandırmıştı. Dolu gözlerimle cevapladım onu.

"Olur. İçimi birine açmak belki iyi gelebilir. Bir de sana soracaklarım var. Onları da konuşuruz." Yavaşça James'ın kolundan kurtulup saçlarına öpücük kondurdum. Arkasını dönüp yeniden uykuya daldı. Biz ise kafeteryaya doğru yola koyulduk. Aynı katta ama farklı bir koridorda bir odaya girdik. Girer girmez tekli koltuğa oturdum ve bacaklarımı kendime çektim ve kafamı arkaya attım. 

"Önce ben başlayayım. Sonrasında da senin konunu konuşup keyifleniriz." Dediğim şeyle Youseff'in yanakları hemencecik pembeleşmişti. Gözüme çok tatlı gelmişti böyleyken. Ufacık gözüküyordu.

"Tamam öyleyse. Başla bakalım. Bölmek yok konuşmak yok soru sormak yok." Elini ağzına fermuar çeker gibi yapıp karşımdaki masanın dönerli sandalyesine oturup bana yaklaştı.

"Tamam öyleyse. Öncelikle bu-" Tam bahsediyordum ki içeri Austin daldı.

"Bensiz içini mi dökeceksin? Papucum ne çabuk dama atılmış." Yalandan yaptığı suratıyla ikimizi de gülümsetmişti. Tekli koltukta yana kayıp onun oturabileceği kadar yer açtım.

"Olur mu öyle şey. Gel yanıma." Yanımı pat patlayıp kollarımı açtım. Gülümseyerek yanıma oturup bana sarıldı. Ön tarafımdan da Youseff dibimize yaklaşıp oturduğu yerden ellerimizi birleştirdi. Derin bir nefes alarak başladım

"Öncelikle tüm bu olayların başı 8 yıl öncesine dayanıyor. Ve burada yaşayan Michael de bu konuya dahil."

İkisi de bana dikkat kesilince en başından her şeyi detaylıca anlattım. Anlatırken arada bir ağlıyor ve beni teselli ediyorlardı. Sonrasında yeniden anlatmaya devam ediyordum. Yaklaşık bir saat kadar uzunca konuşmuştuk. Bazen sorular soruyorlar ve gülmem için şaka yapıyorlardı. Onlar da olmasa her halde ben bu kadarcık yaşadıklarımla şu an da yok olmuştum her halde. Hayatıma bir anda giren insanlara normalde güvenmezdim bir tehlilke görürdüm ama Youseff ve Austin, İkizler ve Jack , kardeşim olduğunu öğrendiğim Ansy ve şu an hayata tutunma sebebim olan James. Sonrasın da ise Bayan Freya ve Grifin tüm hayatımı onlara verebileceğim kişiler olmuşlardı. Babamda öyleydi. Ne kadar hala daha tam olarak tanıyamasam da o kadar yakın hissediyordum ki. Oluşan atmosfer beni mayıştırmıştı. 

"Bu kadardı. Yaptıkları bunlar yani." Burnumu çekerek Kafamı Austin'in omzuna yasladım.

"Kısaca tüm her şey bu piçin altından çıktı yani."

"İğrenç yaratık gördüğüm ilk yerde aynısını ona bende yapacağım. Hatta Youseff senle beraber yapsak daha iyi olur. Yanımda yandaş durursun." Onaylayarak gülümsemişti ve el çakmışlardı. Onların hallerine kıkırdarken kapı iki defa çalınıp açıldı.

"Acıkmış olabileceğinizi düşündük. Saat dörde geliyor nerdeyse." James'ın cümleleriyle üçümüzde önce birbirimize sonrasında saate baktık. Gerçekten de saat dört olmuştu. Odaya önce James tepsiyle sonrasında da Andy ve Jack aynı tepsilerle içeri girdi.

ABDUCTEDWaar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu