"Son iki gün tatlım..." Diyen cırtlak bir kadın sesi geldi ve telefon kapandı.
Neye 2 gün vardı...?
Lgbt konulu bir kitaptır. Rahatsız olan ve sevmeyenler uzak dursun.
Gemilerden artık nefret ediyordum. Yolculuk boyunca midem bulandı ve iki defa kusmaya gittim. Şuan midem boş ama hala kusmak istiyorum. Tüm kusma serüvenimde James ve Tom vardı. Tom ilk başta soğuk dursa da endişelenmiş ve yanımda durmuştu. James her ne durumda olursam olayım yanımdaydı zaten. İlk günler kendimi kaptırmamak için söz vermiştim ama kalp bu. Laf söz dinlemiyordu. James'dan hoşlanıyordum. Emin olmuştum artık. Kısacık süre de bağlanmıştım. Hala her ne kadar sözleriyle terslese de yine de ilgileniyordu benimle. Terslediği zaman kalbim kırılıyordu ister istemez. Ama artık terslemiyordu. Yani iki gündür. Yaşadıklarım duyduklarım o kadar ağır şeylerdi ki unutulamaz derecede travmalar bırakabiliyordu.
Tekrardan lavabodan çıkıp James'ın yanına oturdum. Bayan Freya dinlenmek için gemideki bir odaya geçmişti. Star ve Andy kaptan kamarasındaydılar. Tom ve Barny karşı koltukta oturuyordu. Diğer koca koltukta da sadece ben ve James oturuyorduk. Barny tom'un dizine yatmış uyuyordu. Benimde tekrardan midem bulanmaya başlıyordu ve acayip uykum vardı. Kafam bir arkaya bir öne düşüyordu. dikelip etrafıma baktım. James kitap okuyordu diğerleri kendi halindeydi. Bir kaç dakika öylece durup James'ı seyrettim. Çok yakışıklı ve pürüzsüz bir yüzü vardı. Benimkine göre beyaz olan ten rengiyle çok hoş gözüküyordu. Sürekli çatık duran kaşları sadece kitap okurken ya da Bayan Freya ile konuşurken düzeliyordu. Önüme dönüp bacaklarımı kendime çektim. Bacaklarıma sarılıp koltuğun kenarına yaslandım ve uyumayı bekledim. Rahatsız bir pozisyonda asla uyuyamıyordum. İki üç kere yerimde kıpırdandıktan sonra tam uykuya dalıyordum ki ensemden birinin asılmasıyla hızla gözlerimi açtım. Kafamı dizine yatıran bir James'la karşılaşmayı beklemiyordum.
"Sakin ol ve biraz uyu. Çok bitkin gözüküyorsun. Yine bir yerlere yığılma." Elini gözlerime koyarak uyumamı bekledi. Dümdüz bir şekilde uzanmak bedenime iyi gelirken saçlarımda dolaşan el ile iyice mayışıyordum. Uykum iyice artarken James'dan tarafa dönerek ona sokuldum. Tepki vermeyerek saçlarımı okşamaya devam etti. Bende kendimi rahat bir uykunun kollarına bıraktım.
-----------------------
"Ell. Kalk hadi. Yaklaştık." İsmimin seslenilmesi ve kolumdan dürtülmemle kötü bir kabustan uyandım. Etkisinde uzun süre kalmayarak kalktım. Tuhaf bir kabustu. Sanki bir canavar ya da onun gibi bir şey ölmemi istiyordu. Ve ben bu canavarımsı şeyi daha önce görmüş gibiydim. Ayağa kalkmamla tekrar koltuğa düşmem ve savrulmam bir oldu.
"Ell!" James hızla yanıma gelip tuttu beni. Tutmasa sanırım koltukdan sonra demirler sonra da denizi boylardım artık.
"Ön tarafa gelin. Kapıdan geçerken aşağı yuvarlanırsınız. " Andy'nin konuşmasıyla dikkatlice tekrar kalktık ayağa. James beni sıkı sıkı tutuyordu. Yavaş yavaş ön tarafa Bayan Freya'nın yanına ilerledik. İkisi beni ortalarına aldı ve iki yerden sıkıca tuttular. Dengede kalmak imkansız gibi gözüküyordu. En azından bizim yani benim açımdan öyleydi. Andy ve Star hiç bir şeye dokunmadan ayakta duruyorlardı. Tom ve Barney kaptan kabinine yaslı duruyorlardı. Biz ise öndeki demirlere tutunuyorduk. Ben hem demirden hem de James'dan tutunuyordum. Yavaş yavaş kocaman bir geçit belli oluyordu.
