Bölüm 40

42 6 4
                                    

Barış...

Kafamın üstüne çıkmış patileriyle bana pıt pıt vuran sabah şekeri ile gözlerimi açtım. "Şeker kız orada ne işin var acaba?" diye sordum ve aldım onu oradan. En son olanları hatırlamaya çalıştım. Ece, hastane, sakinleştirici aklıma gelince hemen yerimden kalktım. Sabaha kadar deliksiz uyumuştum. Rüya bile gördüğümü hatırlamıyorum.

Sakinleştici nereden çıktı ne alaka diye yeniden aklıma geldi ama o soruyu sonraya bırakmaya karar verdim ve yataktan çıktım. Ece neredeydi ve nasıldı? Şu an önemli olan buydu. Buradan çıkıp yanına gidebilecek miydim? Ya da çıkmanın bir yolunu bulabilecek miydim bakalım. Bildiğim tek bir şey varsa o da hemen onun yanına gitmem gerektiğiydi. Zaten çoktan gitmiş olmam gerekirdi sakinleştirici yapmasalar bu saate kadar uyumazdım. Kahretsin.

Tam odadan çıkacakken üzerime bir baktım ve pijamalarla olduğumu anladım.

Dolaba gidip kapağını açtım içinde bir çok elbise vardı. Canım anneciğim her şeyi düşünmüştü malum. Bana uygun olanları çekip aldım ve üzerime geçirdim. "Şeker kız candy sen burada bekle. Aaa bir dakika mamanı da koyalım öyle gidelim" dedim ve mama dolu olan poşete uzandım. Şeker sevinçle yanıma geldi ve yemeğine gömüldü. Başını okşadım ve tekrardan kapıya yöneldim.

Yavaşça Ece'nin odasının önüne geldim yine de bakayım belki gelmiştir diye umarak. Kapıyı tıklattım ama ses gelmedi. Kalbim güm güm atmaya başladı. Beni rahatsız eden tanıdık bir his vardı.

Korkuyla kulpu çevirdim içeri girdim oda boştu. Kalbim sıkıştı hala gelmediyse durum vahim olmalıydı.  Hızla odadan çıktım. Merdivenleri inmeye başladım ve çarptığım kişiyle geriye doğru sendeledim.

Ece...

Gelmişti buradaydı. Hiç düşünmeden gittim boynuna sarıldım. "İyisin" dedim. Yüzüne baktım ve "İyisin çok şükür." dedim. Ece şaşırmış bir şekilde bana baktı ve sonra yanındakilere baktı. Sonra da yüzünü ekşiterek elini karnına götürdü.

Hemen geri çekildim "Özür dilerim bir an için dikkat edemedim" dedim içim cız etmişti nedense. Sonra bende yanınkilere baktım.

Bu o kılkuyruk ve patrondu. Neden o kılkuyruk burada ve koluna girmişti ki hah. Sinirim bozulmaya başlamıştı bile.

"İyiyim önümden çekilirsen odama çıkacağım."dedi buzlar kraliçesi Diana.

"Evet dinlenmesi gerek" dedi uyuz sırık da ve beni itekleyerek yanımdan geçip gittiler. Beni itekledi ya beni. Ben şimdi sana bunun hesabını sormaz mıyım lan diyerek tam peşine düşüyordum ki patron kolumdan tuttu çekti beni.

"Bana bak delikanlı merak etme Ece iyi. Güçlü bir kız o böyle yaralar ona koymaz. Ama sana mühim bir görev veriyorum." dedi.

Kaşlarımı kaldırdım ve "Ne görevi?" dedim merak ederek.

"Ece'ye gözün gibi bakacaksın iyileşmesi için elinden geleni yapacaksın ve yanından ayrılmayacaksın. Ne isterse yapacaksın. Yaptıklarının cezası say bunu. Ayrıca" dedi ve derin bir nefes aldı.

"Bir daha saçma sapan hareketler yapmayacaksın yoksa bu defa Ece'nin seni pataklamasına izin vermem bunu bizzat ben yaparım." dedi ve pat pat omzuma vurup gitti.

Yüzümde şapşal bir gülümseme vardı. Ece iyiydi ya gerisi önemli değildi. Bu benim için bir ceza değildi.

Sonra aklıma yeni bir sorun geldi.
İyi de Ece olanlardan sonra beni yanına yaklaştırmazdı ki...

...

Otostopçu Kız (Tamamlandı) Tahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon