52~° Nayeon - Chanyeol

17 1 0
                                    

Chanyeol bir gülümsemeyle uyandı ve giyindi. Bu gün Nişanlısı Nayeon ile randevusu olduğu gündü. 3 yıldır nişanlı bir çifttiler ve Chanyeol ona nasıl evlenme teklif edeceğini merak edip duruyordu.

Evden Hızla ayrıldı ve Nayeon gelmeden önce parkta olduğundan emin oldu..

"Oppa" Nayeon sırtını okşadı ve ona sevgiyle gülümsedi. Chanyeol gülümsedi ve onun ellerini tuttu

"Hazır mısın?" Chanyeol dedi ve onu köşedeki şirin bir kafeye götürdü.

Yaklaşık bir saat yemek yedikten ve ardından yürüdükten, sohbet ettikten sonra Chanyeol nişanlısına eve dönmeyi teklif etti

"Oppa, haydi bir oyun oynayalım!" Nayeon şakacı bir şekilde Chanyeol'ün kolunu çekiştirerek onun da kendisiyle birlikte zıplamasını sağladı. Gülümsedi ve "Ne oyunu?" dedi.

"Bir gün iletişim kurmayalım. Mesajlaşma, arama, buluşma, yok. Bir gün dayanırsan yemin ederim seni sonsuza kadar seveceğim!" Nayeon gülümseyerek dişlerini gösterdi.

"Hımm tamam! Anlaştık! Bir günlüğüne dayanabilirsem benimle evleneceğine söz ver." Chanyeol dedi ve doğrudan gözlerinin içine baktı. Onun gözlerindeki, üzüntüyü ve acıyı görünce kendini tuhaf hissetti. Aklına gelen düşüncelerden kurtulmak için hemen başını salladı. Ayrıca kızın normalden biraz daha solgun olduğunu fark etti. "E- tabii ki." Nayeon gülümsedi.

.

Chanyeol söz verdiği gibi yaptı. Bir gün boyunca Nayeon ile hiç iletişime geçmedi ve bu onu deli ediyordu. Saat sabah 12'yi gösterdiğinde hemen kızı aramak için telefonunu almaya koştu. Tuhaf bir şekilde, Nayeon onun çağrılarının ve mesajlarının hiçbirine cevap vermedi.

ertesi gün Chanyeol, cebinde bir elmas yüzükle kızın ailesinin evine gitti. Kapı ziline basarken gülümsedi. Kısa bir süre sonra kızın babası kapıyı açtı. Nayeon'un ebeveynleri perişan haldeydi. Ne olduğu hakkında hiçbir fikri yoktu ve bu yüzden ne söyleyeceğini şaşırdı. "Sorun ne?" Chanyeol dikkatlice sordu.

"Na- Nayeon gitti. Sonsuza kadar gitti."  annesi bunu söyledi ve ağlayarak yere çöktü. Chanyeol kendisine verilen yeni bilgiyi sindirmeye çalışırken dudağını ısırdı.

"Bu çok çocukça bir şaka olsa gerek. Nayeon dışarı çık!" Chanyeol gerçeği kabul etmek istemeyerek bağırdı.

"Dışarı çıksan iyi olur Nayeon! Şaka yapacak havamda değilim." Chanyeol oturma odasına girdiğinde yavaşça yere düştü.

"Bu doğru olamaz! Onunla daha dün buluştuk! Oyun oynuyorduk! Eğer oyunu kazanırsam beni sonsuza kadar seveceğine yemin etti!" Chanyeol bağırdı ve ağlamaya başladı.

Bunu duyan anne ve babası daha da yıkıldı. "B- bu doğru. O seni seviyor." Nayeon'un babası bunu söyledi ve Chanyeol'e sarıldı. "Neden?" Histerik bir şekilde ağlarken Chanyeol'ün sesi yumuşadı.

"Uzun süredir mücadele ediyordu. Şimdi dinlenme zamanı." Chanyeol'un sırtını okşadı.

"B- ben anlamıyorum." dedi Chanyeol.

"Çok uzun zamandır lösemiyle mücadele ediyordu. Şimdi dinleniyor... sonsuza kadar." Annesi ağlarken hıçkırıyordu. Chanyeol ona yavaşça baktı. Saçını çekti ve ağladı. "O- o nerede?"

Kızın ailesi Chanyeol'ü nayeon'un  yerine götürdü. "Burada. Burada dinleniyor." Annesi Chanyeol'ün elini mezarına doğru çekti. Chanyeol taşa baktı. "Nayeon..." diye bağırdı.

Kızın ailesi bir süreliğine Chanyeol'u yalnız bıraktı "Bebeğim bunu nasıl yapabildin?" Chanyeol diz çöktü ve gözyaşlarını serbest bıraktı. "Beni kandırdın bebeğim. Sonsuza kadar birlikte olacağımıza söz verdik ama önce sen gittin." Chanyeol derin bir nefes aldı ve içini çekti. "Ben kazandım ve ben de seni sonsuza kadar seviyorum." Tekrar ağladı. Mezarın hemen yanına küçük bir çukur kazıp yüzüğü çıkardı. Yüzüğü gömdü "Benimle evlenir misin?"

kpop one shot (İstek Alınıyor) Where stories live. Discover now