66~° Nayeon - Hoseok

16 1 0
                                    

"Söz veriyorum. Geri döneceğim." Hoseok beni sıkıca kendine çekti ve gözlerimden yaşlar akmak üzereyken beni sıkıca kollarının arasında tuttu.

"Söz verdin." diye mırıldandım.

"Sözlerimi tutarım. Her zaman tutarım." Fısıldadı ve derin sesiyle kendimi güvende hissetmemi sağladı.

"Seni bekleyeceğim." Göğsüne sokuldum,

"Yalancı!" Hoseok'un geçen yıl bana doğum günü hediyem olarak ve onu hatırlatmak için verdiği oyuncak ayıya bağırdım, Ayının burnuna yumruk attım

Yatağımda yatan hareketsiz bedenini izledim, bana çok fazla Hoseok'u hatırlatıyordu. Yüzü, gülüşü, sesi, kahkahası. Her şey.

"Bana... geri döneceğini söyledin.... söz verdin..." Titreyen sesim fısıltıdan daha az çıktı.

Ne kadar tutmaya çalışsam da kaybın acısı yatağımı ıslatan sonsuz gözyaşları şeklinde ortaya çıkıyordu. Ayıyı aldım ve ona sıkıca sarıldım, Hoseok'un son anısı yeniden kafamda canlandı. Bana söz verdiği gün.

Ona her zaman inandım ve o da verdiği sözleri her zaman tuttu.

İlk tanıştığımızda bana çarptı, kahvemi kıyafetlerime döktü ve bana yeni bir gömlek alacağına söz verdi. Ertesi gün bana yeni bir gömlek verdi. Bana her yıl unutulmaz bir doğum günü yaşatacağına söz verdi. Beni pahalı bir restorana getirdi ve tatlı sesiyle bana şarkı söyledi.

Ancak bu kez sözünü tutmadı.

Bana savaşın olduğu bölgede gönüllü doktor olacağını söyledi. Ona gitmemesi için yalvardım, benimle kalması için yalvardım.

Ama bunun mümkün olmadığını biliyordum. Bir kere kararını verdikten sonra hiçbir şey ona  engel olamaz. onu bırakmak zorunda kaldım.

Bana sorun olmayacağını söyledi. Bana endişelenmememi söyledi

Yalancı.

Birkaç gün sonra bulunduğu bölgede savaş çıktı. Çılgınca ona mesaj attım ve onu aradım ama aramalarıma asla cevap verilmedi, mesajlarıma asla cevap verilmedi.

5 ay oldu.

" geri dönecek misin?" Bir cevap bekleyerek oyuncak ayıya kayıtsızca sordum. Aptal ayı bana cevap vermedi.

Bana geri döneceği ve artık uyumak için bu ayıya sarılmak zorunda kalmayacağım günü umarak, ona sarıldım.

" bir çağrınız var! Çağrıma hemen cevap verin!" Aniden telefonum çaldı. Bu Hoseok'un sesiydi!

Beni ne zaman arasa, o eşsiz zil sesi olurdu. Sesini duyduğum anda telefonuna cevap verebilmem için yapmıştı.

Dik oturdum, uykum tamamen gitti. Gözlerim şokla büyüdü, arayanın kimliğine baktım.

Gerçekten Hoseok'tu.

Hemen telefona cevap verdim, konuşmadan önce tereddüt ettim, "Alo?"

"Nayeon..." Gerçekten oydu. Gözyaşlarına boğulmam için gereken tek şey buydu.

"... Gerçekten sen misin?"

"Evet... Şu anda evinin önündeyim. dışarı Gelebilir misin?"

Gözyaşlarımı silip evden çıktım.

Orada duruyordu; aynı yüz, aynı gözler, aynı bakış.

"Hoseok..." onu kucaklamadan önce kekeledim. Ne kadar süre bu pozisyonda birbirimize sarılarak durduğumuzu bilmiyorum. Söylenmemiş tüm duygularımı döktüm, onun artık geri dönmesinden dolayı rahatlamış ve mutluydum.

Sözünden dönmedi.

"bu kadar zamandır kaybolduğum için gerçekten üzgünüm. Hiç yaralanmadım ama savaş tüm cep telefonu sinyallerini kesti ve seninle iletişime geçemedim. Kore'ye döndüğüm an. Buraya seni görmeye geldim. "

"Sorun değil. Artık geri döndüğüne göre hiçbir şeyin önemi yok." dedim tüm duygularıma yenik düşerek.

"Şimdi geri döndüm, sana verdiğim sözü yerine getiriyorum. Sana başka bir konuda söz vermem için bana şans verir misin?" dedi gözlerimin içine derin derin bakarak.

Gözyaşlarımı silip başımı salladım.

"Ne olursa olsun, hayatın boyunca seninle ilgileneceğime söz vermeme izin verir misin? Bana, yanında kalacağıma ve seni sonsuza kadar tüm kalbimle seveceğime söz verme şansını verir misin?"

Şaşkınlıkla ona baktım.

"Sözlerimi her zaman tutarım, bunu biliyorsun" diye devam etti.

Hala şokta olduğum için cevap veremedim.

"Benimle evlenir misin?" Yüzüğü çıkararak sordu.

kpop one shot (İstek Alınıyor) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin