26.Kan damlaları

660 42 6
                                    

Kadın duymuyodu beni sanki. Artık Dilan'la dip dibeydi. O demiri karnına yaklaştırdıkca boğazımız yırtılır gibi çığlıklar atıyoduk Dilan'la. Ama artık geçti. Dilanın son çığlığı kulaklarımı sağar etmişdi. Ağlıyodu.... Çığlıkları azalıyodu....Sadece hıçkırıkları ve haykırışları duyuluyodu.... Kalbim de şu an öyle bir boşluk hiss etdim ki....

______________________________________________

Dilan'ın çığlıkları bir melodi gibi tekrar tekrar kulaklarım da çalıyodu. Bu gün yalnız onun değil benim de canım yanmışdı. Koruyamadım onu....Ben onu kendimden bile korumaya çalışırken ona n'apdılar? İlk defa çocuk gibi ağlıyodum. Canımdan bir parça dediğim kadına zarar vermişdiler. Canını yakmışdılar....

Can parçam incinmişmişdir? Benimkide soru işte. İncinmişdir....Ben ona söz vermişdim seni koruyacam diğe. Koruyamadım....Allah benim belamı versin. Koruyamadım....

Dünya benim için durmuşdu. Dilan'ın haykırışları hıçkırıklarıyla birleşiyodu. Ben dona kalmışdım. Konuşamıyo, hareket edemiyodum. Öylece Dilan'a bakıyodum.
Canının yangısıyla ağlayan Dilan çığlıklarını yükseltmişdi. Bunun nedeni o manyak doktorun eline aldığı asfalt demiriyle kafasının esdiği gibi Dilan'ın karnıdı dağıtmasıydı.

Artık susamazdım. Belki iki kelime bile olsa konuşsam dururdu.

"DUR! MANYAK KADIN! DUR! YAPMA! ".

Kadın elinin hızını arttırıp konuşa konuşa vuruyodu hala.

"DURMAK MI? DAHA YENİ BAŞLIYORUZ YAAA! ".

Dediğini yapıyodu dakikalarca durmamışdı. Elinin hareketleri daha fazla artıyodu. Ben yalvarıyodum. Ama nafile....Her şey için çok geçdi. Dilanın karnından akan kanlar ağzından akanlarla bir birine karışmış yere akıyodu.

Son kez vurduğu demirden sonra elindekini atıp gitdi. Arkasından defalarca küfürler etdim ama gitmişdi.

Dilan'a döndüğüm de aynıydı. Hala kan damlaları akıyodu kendisinden. Bense hiç bir şey yapamıyodum. Sadece boş boş 'Dilan diyip ağlıyodum. Bir şeyler yapmalıydım. Burdan kurtulamazsak Dilan'ı kayb ede bilirim.

Bunun korkusu bana güç verirken ben sandalyeyi ileri itme çabasıyla uğraşıyodum. Küçük küçük de olsa Dilan'a yaklaşmıdım. Her yerine kan bulaşmışdı. Bir daha tekrardan canım yanmışdı. Dilan'la karşı karşıya duruyodum. Ben bu zincirleri nasıl çözerim? Arkadan bağlanmış olan ellerimi hareket etdirdikce bileğim sürtünüp çiziliyodu. Şu an canım yansa bile gözümü kaplayan öfke bunu hiss etmeme izin vermiyodu.

Elimi defalarce kez oynatmışdım. İp değilki genişlesin şu meret. Hiç bir boşluk da yoktu ki tek elim bile olsa kurtulayım. Elimi oynatırken zincirleri birleştiren kilide dokunmuşdum. Evet. Bir yol var. Şu kilidi açmak için en ufak bir parça bile olsa yeterdi açmama. Etrafı kurcalayan gözlerim yerde duran kocaman deniz halatının ucundakı mıknatısı gördü. Bu mıknatırların gücü oldukca çok olduğu için açmama yardım ederdi.

Ona uzunmam çok da zor değil ama dikkatli olmam lazım. Sandalyeyi yavaş yavaş çok sesli olmayacak şekilde kaydırmaya çalışdım ve başarmışdım. Peki onu ellerimi kullanmadan yerden nasıl alıcam? Tabii ki ayağımla. Ayağımı mıknatısın her iki tarafına koyup kaldırdım. Daha sonra mıknatısı sandalyenin altına koyup geriye doğru itdim. Mıknatıs ellerimin tam altındaydı. Ama biraz yaklaşmam lazımdı. Kendimi arkaya bastırmış ve biraz da olsa ellerimi aşağıya uzata bilmişdim.

Mıknatısın gücü çok olduğu için yaklaştırdığım ellerime yapımışdı. Ufak bir 'tık' sesi geldiğin de ellerim boşalmış. Başarmışdım açılmışdı. Tamamen şu zincirlerden kurtulup ayağa kalktığım da Dilan'a döndüm. Kan damlaları hala akıyodu.

Dilan'ın yanına yaklaşıp vücuduna baktım. Çok kan vardı. Yaşıyodu. Ama nabzı çok düşük. Çabuk olmam lazım. Etrafı kurcalarken şöminenin altında bir kutu gördüm. Ne kutusuydu bu? Aldım ve açtım saç parçası vardı. Bu Dilan'ındı. Saçını da mı kesmişdi? Sinirden artık kafayı yemek üzereydim. Çabuk olmazsam yakalanırız kaçamadan.

Dilan'ı bağladıkları şeylerde de kilit vardı. Ve ben bunu daha şimdi görmüşdüm. Beni bağladıkları zincire yapışmış mıknatısı alıp Dilan'a yaklaşdım. Yanın da durup mıknatısı ayak bileğine yaklaştırdım. Açılmışdı. Sevindim bu duruma.

Diğer kilitlerede aynı işlemi uygulayıp açmışdım hepsini. Küçücük bedeni bana dayanırken ağzından akan kan durmuşdu. Bana kolay olsun ellerimi kullana bileyim diğe sırtıma almak istedim onu ama ya kemikleri zarar görmüşse? Canın daha çok yanar o zaman. Bu yüzden kucağıma aldım.

Merdivene yöneldiğim de siren sesleri yükselmişdi. Ve dışarıdakı karanlıkdan içeri ışıklar sızmışdı. Kurtulmuşduk diğe seviniyodum ama Dilan kendin de değildi.













Sizce Dilan'a ne olucak?












To be continued.......

BANA AİTSİNWhere stories live. Discover now