15.İstiyorum!

1.3K 49 6
                                    

Ayaklarını dizlerime uzatıp geriye yaslandığın da bana çok güzel ama sinsice bir gülüş atdı.

En sonun da eve varmıştık.

______________________________________________

İndiğimiz de eve hayranlıkla bakan Dilana bakmaktan eve bakamamıştım bile. Bana dönen Dilanla buluşmuştu gözlerim. Bir anda bana sarılan Dilanla şaşırmıştım.

"Burası çok güzel çok teşekkür ederim".

"Ne demek küçük kız".

"Dağ evim gibi burası".

"İnşallah burası bize iyi gelicek, kafamızı toplayacağız".

"Bana huzur vericekmiş gibi hiss ediyorum".

"O zaman hisslerinizin gerçekleştiğini görelim mi küçük kız? ".

"Okeyy".

Diyip önden eve doğru yürüyen Dilana eşlik etdim. Evin anahtarlarını kapıda duran güvenlikden almışdık. İçeri geçtiğimiz de Dilan ayakkabılarını kenara fırlatıp evin ortasına koşdu.

Gerçek bir çocuk gibiydi. En ufak şeylere de böyle içten seviniyodu.

"Barann, biz burdan hiç gitmeyelim. Ben buraya bayıldım".

Bana bakarken arka arkaya yürüyodu. Bu yüzden salona giriş yapmak için yapılmış, üçlü merdivene takılıp düştü.

"Ayy.... ".

"İyimisin? ".

"İyiyim, iyiyim sakarlığımı burda da sergiliyorum merak etme sen".

Yanına yaklaşıp el uzatdığım da önce elime baktı ama sonra gülümseyip tutdu.

"Açmısın? " diye sorduğum da Dilan kafasını salladı.

"Hemde nasılll ".

"Ne yiyelim? ".

"Bolenez soslu makarna? ".

"Yapa bilirmisin? ".

"Tabi aşkoo, neden yapamayım ki? ".

Bu sözleri söylerken ben Barandan önce mutfağa geçmiştim. Bu evde sevdiğim şeylerden biri şu oldu ki, mutfakta yaptığın şeyleri salondakiler göre biliyodu. İsterseniz salondakilerle de sohbet ede biliyodunuz.

Baran koltuğa yayılmış, bacaklarını aralamış oturodu. Bende malzemeleri ayarlamaya başlamışdım. Geleceğimizi söylediğimizden her şeyi hazırlamışdılar.

Makarnayı iki saatdir arıyodum en sonun da bulmuşdum. Onu da çok yükseğe koymuşdular.

Arkamda hiss etdiğim beden beni korkutmuşdu. Hızla arkama döndüğüm de Baranın yüzüne temas etmişdim.

Makarnayı alamadığımı gördüğü için gelmişdi sanırım. 'Elime düşdün dermiş gibi bir gülüş atıp ellerini belime doladı.

"Çok küçüksün küçük kız".

"N'apa bilirim? ".

Elleri beni hızla mutfak tezgahına yerleştirdi. Sonra da bacaklarıma koydu koca ellerini.
Gözlerime değil de dudaklarıma yöneltmişdi fikirlerini.

Kalbim hızla atarken oda bacaklarımı okşuyodu. Gözlerimi kapatmamak için çabalıyodum. Ama artık pek mümkünsüzdü, çünki ellerim omuzlarını kavramıştı.

"Yapma ama böyle Karabey "  diyerek fısıldadım yüzüne.

"Şştt....Küçük kızım".

Dudakları dudaklarımı kendinin yaptığın da karşılıksız bırakamadım onu. Ellerim boynunu iki yandan da tutarken onun bacaklarımı okşayan elleri durmuyodu.

Mutfakta öpüşme seslerimiz yankılanırken, arsızca hala öpüşüyoduk. Naif ama etkileğici öpücükler beni mahv ediyodu. İstemeden de olsa dudaklarından ayrılmış ve gözlerinde kayb olmuşdum.

"Beni etkilemeği her seferin de nasıl başarıyosun küçük kız? ".

Ellerim hala boynundaydı. Sorduğu soru beni utandırmamıştı. Hatta onu yeniden öpmek istememe neden olmuşdu.

"Dudaklarını istiyorum küçük kızım. Onlar sadece bana ait olsun istiyorum".

Bunları söylerken boynuma yanaşmışdı. Biz n'apıyoduk böyle? Doğrumuydu bu yakınlık? Ama şuan duyduğum yoğun hissler düşünmeme izin vermiyodu.

Boynumu öpüyo daha doğrusu sömürüyodu. Anlaşılan kendinden izler bırakmaya meyillenmişdi. Ellerimle saçlarını okşamaya başlamışdım.

"Beni kendine mahkum ediyosun küçük kızım"
diyerek boynuma fısıldamışdı.

Sonunda dayanamayıp, boynuma yaptığı işkenceden dolayı dudaklarımın arasında minik bir inilti çıkmıştı.

"Ahh... Baran? ".

Beni duymazmışcasına işine devam ediyodu.

"Baran? ".

Boynumdan güçlükle ayrılıp gözlerime baktığın da 'ne? diye soru sorduğunu anlamışdım.



Sizce Dilan ne diğecek? Çok merak ediyomusunuz?

                 To be continued....

BANA AİTSİNKde žijí příběhy. Začni objevovat