Aydan Doğan Fedaileri "SAMSARA" (Serinin İkinci Kitabı)

BÖLÜM 14: ÇEMBER

"Ne yaparsan yap başladığın yere dönersin rotan çember oldukça..."

Jelyn: Aaaaaa!..
Mia: Jelyn! Hayır hayır hayır!

Bir boşluğa bağırıyordu. Jelyn aralarından çoktan ayrılmıştı. Alya ile bakıştılar. İkisi de ne yapacaklarını şaşırmışlardı. Tüm bunlara inanmak istemiyorlardı. "Ne olur uykuda olayım, bunlar bir rüya olsun" düşüncesindelerdi. Odadan çıktılar. Salona indiklerinde Mia telefonunu aldı ve Victor'u aradı...

Miracle: Kim o arayan ya? İki gram keyfimiz var içine s*çmasınlar.
Victor: Mia arıyor... Efendim?
Mia: V-Victor... Bir sorun var.
Victor: İyi misin? Ne oldu?
Mia: B-Beden Hırsızı...

Gerisini getiremedi. Telefon kapandı. Victor şok içinde Miracle'a baktı.

Miracle: Off...

Alya: Mia, ne yapacağız?
Mia: Bilmiyorum. Bilmiyorum!

Genç kızların yanaklarından aşağı sıcak göz damlaları düşüyordu. Olayları sorgulamaya bile güçleri yetmiyordu. On dakika boyunca oturdukları yerde hareketsiz olarak durdular. Ancak Victor ve Miracle geldiğinde başlarını kaldırabildiler.

Mia: Victor...

Mia kendini sevdiği adamın kollarına attı. Sıkıca sarılıp yüzünü omzuna gömdü. Alya Miracle'ın sesi üzerine kapıya bakıp onu içeri davet etti. Victor Mia'nın yüzünü kendine çevirip gözyaşlarını sildi.

Victor: Geçti, ben yanındayım.
Mia: Victor, Jelyn...
Victor: Ne oldu?
Alya: O kişi her kimse Jelyn'i kaçırdı.
Miracle: Jelyn şu Morrinson'un kızı mıydı?
Alya: Evet. Babası öğrense kim bilir neler olur...
Miracle: Öğrenecek zaten ama hemen değil. Ne yapacağız Victor?
Victor: Bilmiyorum, Beden Hırsızı'nın kim olduğunu bilmiyoruz ki.
Mia: Jelyn'i bulmalıyız.
Victor: Bulacağız, söz veriyorum.
Miracle: Üzülerek söylüyorum ki bunu burada hoş beş ederek yapamazsınız. Bir an önce harekete geçmeliyiz.
Victor: Beden Hırsızı öylece bir kızı kaçırıp kuytu köşelerde beklemez. Ya çoktan şehri terk etmiştir, ya da...
Miracle: Ya da bir büyüyle üzerini kapatmıştır.
Victor: Onun bir cadısı varsa...

Sofia: Kimseden ses yok. İçimde bir his var.
Jackson: Ablam aradı. Esas Cadı'ya gidiyorlar.
Sofia: Ne?!
André: Neden?
Jackson: Beden Hırsızı'nı bulmak için.
Sofia: Beden Hırsızı birine mi saldırmış?
Jackson: Mia'nın arkadaşı, Morrinson'ların kızı Jelyn.
Sofia: Manyak mı bunlar? Neyle karşı karşıya olduğumuzun farkında bile değiliz.
André: Hata üstüne hata yapıyor. Yürüyün, başlarına bela açmadan gidelim...

Miracle: Esas Cadı'nın bize yardım edeceği ne malûm?
Victor: Şansımız varsa anlaşırız. Yoksa bile bir şekilde halledeceğiz.
Miracle: Şu an sorguluyorum, niye bu lanetli yere döndüm diye. S*ktir olup gideceğim yarın be!
Victor: Küfür etmeyi ne zaman bırakacaksın?
Miracle: Sen mezarımın başında veda konuşması yaparken.
Victor: Yine çok komiksin.
Miracle: Senin kadar olamam. Siz de ağlamayı kesin be. İçim bayıldı of.
Mia: Miracle seninle uğraşacak durumda değilim.
Miracle: Kayıplar vermeyi öğrenmeniz lazım. Vampir dünyasına girdiğiniz anda bir savaşa dahil oldunuz, ve kayıpsız bir savaş düşünülemez.
Victor: Yeter.
Miracle: Bir şeyleri öğrenmeleri gerek.
Victor: Yeri ve zamanı değil.
Miracle: Pekâlâ, nereden bulacağız bu Esas Cadı'yı?
Victor: Bir düşün bakalım. Tüm cadıları öldürülmüş bir şehirde cadıların temsilcisi nerede yaşar?..

Tabii ki ormanın ortasında, kasvetli ve kocaman bir şatoda. Bu şato Esas Cadı ve Fremont cadıları tarafından yapılmıştı. Ölü cadıların ruhları bu şatodaydı. Asla da çıkmayacaklardı. Ayrıca, vampirler davet edilseler bile Esas Cadı'nın onayını almadan içeri giremezlerdi. Çünkü burası yüzyıllar önce sınır büyüsüyle korumaya alınmıştı.