FİNAL - PART 1

1.5K 135 55
                                    

Saraya Saldırı ve Birlik İçinde Savunma

Yüksek bir uğultu kopacak anında.

Çanlar çalacak sonra.

Her şeyin sonu onun başlangıç olunca.

Kopacak büyük bir fırtına.

(KAYIP KİTAP - ALTIN ÇAĞ KİTABINDAN ALTIN GÖZLÜ PRENS'İN KEHANETİNE DAİR BİR ALINTI)
~

Büyük bir uğultu koptu salonda. Öyle ki beraberinde, dışarıda şiddetli bir fırtına esmeye, sarayın yüksek tepesinde bulunan çan da hiç olmadığı kadar sanki tüm ülkeyi ayağa kaldıracakmışçasına çalmaya başladı. Çan iki durumda çalabilirdi ancak: Ya fetihten galip bir şekilde dönerken ya da savaşa giderken sesi duyulabilirdi.

En öne çıkan adam cebinden hançerini çıkarıp öğreticiye saldırmaya çalıştığında kalabalığın içinden birkaç kişi, geneli çığlık atıp koşturmaya çalışıyordu, engel olmak için adama saldırdı. Adam hançerini öğreticinin karnına sokarken buna engel olamadılar. Öğretici bir adım geriye sendelerken büyüsü ile ona karşı kendisini korumaya çalıştı. Öğrencilerden birkaçı onu durdurmaya başardı, lakin zehirli hançer öğreticiyi çoktan yere serdi ve kanlar içinde adamın ölmesine neden oldu.

Kanım ve vücudum donmuş bir şekilde izledim bu olayı. Bir an olduğum yerden soyutlandım ve neler olduğunu anlayamadım. Hermes beni çekiştirmeye başlarken hâlâ gözüm o taraftaydı.

"Koş Luna! Seni korumamız gerek."

Hermes kolumdan tuttuğu gibi kalabalığı yararak dışarıya çıkardı. Etraf karışıktı. Herkes bir oraya bir buraya koşturup duruyordu. Onları bir araya getirmeye çalışan öğreticiler boşa kürek çekiyordu resmen. Çünkü okulda tek yetişkinler yer almıyordu. Küçük yaştaki çocuklar da vardı ve onlar bu alanda mahsur kalmışlardı. Söz dinletmek zor olacaktı.

"İlkin küçükleri koruyun!" diye bağırdı koridordan birisi. "Onları saklayın ve kilitli bir yerde tutun!"

Etrafı siyah bir sis tekrardan sardığında varlıkların gelmiş olduğunu anladık. Bu durum kısa sürdü ve sis tekrardan olduğu gibi dağıldı. Lakin varlıklar yüzünden savunmamız bir hayli zorlaşacaktı.

"Seni saklamamız gerek," dedi Hermes. "Gerekirse saraydan çıkmamız lazım."

Hermes ile beraber nereye gittiğimize dair bir fikrim olmadan ilerlemeye devam ettik. Üst kata hızlıca çıktık ve odasına girdik.

"Hiçbir şeye karışma en iyisi. Öncü birliklerin içine dahil olup da etrafta gözükme. Seni saklamamız gerek. Bu durum ne kadar devam eder, bilmiyoruz. Seni ilkin korumam gerek. Yerini bir şekilde bulabiliyorsa demek ki..."

Duraksadı ve düşünmeye başladı.

"Yerini nasıl bulabildiğini bulmamız şart," dedi daha sonra. "Rüyana nasıl giriyor anlamamız gerek."

Bu soruyu sorduğumda güçlüyüm cevabını vermişti.

"Gerçekten bize yardım edecek kimse yok mu?" diye kendi kendine konuşmaya başladı.

"Her neyse," dedi. Ses tonu bu kez bir hayli endişeliydi. "Bu adam seninle bir bağ kurmuş olabilir. O şekilde senin rüyalarına giriyor olabilir."

Bağ... Ne tür bir bağ kurabileceğini düşündüm. İlk kez rüyamda karşılaşmıştım. Ondan önce hiç görmemiştim. Benden habersiz bir bağ mı kurmuştu?

"En azından seni güçlü birisinin yanına vermem daha iyi olacak. Ama bilmiyorum, kimseye güvenemiyorum ve-"

"Hayır, Hermes. Saklansam dahi beni bir şekilde bulacak. O zaman kaçmanın ne manası var ki? Hiçbir yere gitmek istemiyorum."

GAZAP DANSI (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin