3. KISIM - 29. BÖLÜM

1.6K 132 37
                                    

Hastalık

YU-HAN DEVLETİ:

Yu-Han'ın önemli bir silahı vardı.

Ru-Han'dan ayrılarak kendi devletini kurmuş, yıllar içinde güçlenmeyi başarıp Anderia'ya karşılık verecek duruma gelmişti. Öyle ki Ru-Han ile yapacağı herhangi bir savaşta Anderia'nın kendisine savaş açacağını bilip yirmi yıl önce yarım kalmış işini halletmeye çalışacağını da anlamıştı. Yu-Han eskisi gibi sığınmacıların ve lanetlilerin olduğu sömürge ülkesi değildi. Elindeki imkanları fırsata çevirebilmeyi başarmıştı.

Orbunların desteğini de bu şekilde kazanmıştı. Savaştan sonra birçok lanetli ya kendi isteğiyle ya da zorla Yu-Han'a gönderilip burada köle niyetine çalıştırılmaya başlanmıştı. Yu-Han lanetlilerden faydalanmasını bilip onları koruyacağına dair Batul'a da söz verdi. Selentia ve Batul orbunların öz topraklarıydı. İlk kez orada yerleşmeye başlamışlardı ve bu yüzden de vatan toprakları olarak görüyorlardı. Değerli madenleri ve bereketli toprakları için insanlar ile birçok kez savaşa girmişlerdi. Nihayetinde savaşı orbunlar kazanmış ve eski topraklara hükmetmeyi tekrardan başarmışlardı.

Yu-Han gelen sığınmacı lanetlileri, orbunların kurduğu kamplara göndermişti. Bu sayede lanetliler kendilerini bir nebze olsun güvenli hissederken orbunlar ise onları dışlamak yerine koruyup eğiterek gelecekte herhangi bir savaşa karşı hazırlamışlardı. İnsanların aksine orbunlar lanetlileri kendilerinden bir parça olarak görüyordu. Bir kişinin yaptığı hata yüzünden gelecek onca yarı insan yarı orbunun ceza çekmelerini mantıksız buluyorlardı.
~

Lakin beklenmedik bir şey oldu ve kozları ellerinde patladı.

Öte diyardan gelen bir hastalık hızlıca topraklarına yayıldı. Öyle ki sadece kendi topraklarına değil, Anderia'ya, Ragar'a bile yayılmaya başladı. Hastalık insana bulaştı mı onu yatağa bağlıyor, iki gün süründürüp yaşamını elinden alıyordu. Devletin buna bir an önce el atması gerekiyordu. Çoktan pek çok kişi bu yüzden hayatını kaybetmişti.

Öte diyar ile iletişime geçmeyi başaran Yu-Han; diyardan Cam Tacın en büyük taşlarından birisini çalmayı başarmıştı. Fakat geçitlerden geçerken öte diyara ait olan bir hastalık maalesef ki birisinin bünyesine bulaşmış ve hastalık da hızlıca yayılmaya başlamıştı. Hastalığın sebebi bilinmese de o günden sonra öte diyara da gidilmemişti. Lakin öte diyardan birisi taşın çalındığını, taçtaki taşın sahte olduğunu öğrenirse işte o zaman Yu-Han için işler pek de iyiye gitmezdi. Yine de taşın gücü için denemeye değerdi bu yaptıkları.

İblislerin, perilerin, ay kızların, enklerin, kranların, orman koruyucuların ve daha fazlasının yaşam yeri olan öte diyarın en önemli mücevheri Cam Taç bir enerji tacıydı. Yaratılışın değerli taşlarına sahipti. Taşlar pek çok güç simgelerdi. Öte diyara aitti ve en iyi şekilde korunurdu.

Lakin Yu-Han yıllar süren çalışmasıyla birlikte tacın bir taşını almayı başarabilmişti. Taş pek çok şeyi beraberinde getirecekti. Özellikle de savaşlarda ve iktidarda oldukça işe yarayacaktı. Ama ne var ki öte diyarın hastalığını iyileştirmeye yetmiyordu.

Yu-Han'ın bu duruma bir şeyler düşünmesi lazımdı. Ayrıca çoktan Anderia'nın sınır bölgesine saldırı planlanmıştı ve eğer saldırı gerçekleşirse Anderia bu duruma sessiz kalmazdı. Yu-Han mutlaka bir çare bulmalıydı.

GAZAP DANSI (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now