1. KISIM - 9. BÖLÜM

2.6K 197 70
                                    

Hermes Voren

Hermes Voren için en önemli kurallardan birisi de işin vaktinde yapılmasıydı.

Lakin onun sınırlarını zorlayan öğrencileri olduğu sürece bu kurala sadık kalması da zorlaşıyordu. Pekâlâ bu yolu kendisi seçmişti.

Katlanacaktı.

Şimşek adını verdiği öğrenci oldukça yetenekliydi. Ama bir eksiği vardı ki bu her şeyi altüst ediyordu: O da tembel olmasıydı. Evet, üşengeçliği kendisini çıldırtıyordu. Yeteneğinin farkına varması gerektiğini defalarca söylemesine rağmen kendisini hiç de dinlemiyor, aksine okuldan ayrılmak istediğini söylüyordu. Öğrencilerinin üzerine gitmesini, onların peşini bırakmamasını iyi bilirdi. Bu Şimşek adını verdiği öğrencisi de elbette bir gün yola gelecekti.

En azından öyle umuyordu.
~

Hayatının tamamını bu küçük şehirde geçirmek gibi bir planı asla yoktu. Hermes için macera, yeni şeyler, yeni yerler, yeni hayatlar önemliydi. Tabii tedbir, plan, program da dahil. Düzenli bir hayatının olmasını istediği içindi bunlar.

Belki gelecek iki yıl içinde, diye konuştu kendi kendine. Giderim ve bu şehirden de kurtulurum.

"Belki de ticarete atılıp ömrünü oradan oraya para için savrulmaya adamış, ama eline üç beş kuruştan daha fazlası da geçememiş bir gezgin tüccar olurum? Seyyahların arasında dürüstlüğü savunur ama asla dediklerimi yapmayarak sahtekarlık ile daha fazla kazanırım? Belki de ömrünü denizlerin engin sularına adayan bir gemici olur, çıkacak olan fırtınalara karşı dümeni ben kontrol ederim? Yaşım kırkı geçmeden birçok hastalığa yakalanır, ömrümün geri kalanını da sefil içinde suya kusarak geçiririm? Belki de hiçbir meslek edinmeyip okuduğum kitaptaki hayali karakter olan şu "Çenebaz Juji" gibi dünyanın dört bir yanını gezip dağ, taş, bağ, aş görür; yıllar sonra da hayalimdeki aşığımı bulmaya çalışırım?"

Elbette saydığından daha çok seçenek vardı. Ama biliyordu ki bu saydığı, sayacağı seçenekler ona epey uzak olacaktı. Çünkü burada hâlâ babasının dizinin dibinde kalmaya devam edecek oluşu kendisi için sunulan hayallere de imkan tanımıyor, engel oluyordu.

Zaten ondan da hiç haz etmiyordu.

Ve şimdi de onun yanına gidiyordu.

Niçin yanına çağırmıştı yine? Ne istiyordu ki? Beş yaşından beri onun emirlerin itaat ediyordu. Daha ne gibi bir şeyler isteyecekti?

Ona bağlı olmaktan nefret ediyordu.

Kapıyı tıklatıp içeride girdiğinde Usta'nın elinde bir kağıt gördü. Daha doğrusu gümüşi renkte, simli, sanki bir saray davet mektubu bir kağıttı. Üzerinde tam ne yazdığını okuyamasa da nereden geldiği belli oluyordu. Gözlüğünü düzeltip kağıdı masaya koydu ve Hermes'e oturması için işaret verdi.

Hermes hâlâ kağıda bakmaya devam ederken Usta kağıdı onun önüne itti. Kağıdı alan Hermes okumaya başladığında tahmin ettiği gibiydi. Bu saraydan gelmişti ve bir mektuptu.

Okumasını bitirdikten sonra Usta'ya döndü.

"Ne yani oraya mı gideceğim?" diye sordu.

"Evet," dedi Usta ve mektubun zarfını çekmecesinden çıkararak geri koydu. Zarf üzerinde Anderia'nın amblemi vardı. Pek kırış kırış olmuştu zarf. Böylesine önemli bir mektuba neden bu kadar özensizce davranılmıştı ki?

GAZAP DANSI (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now