32.Bölüm

55 7 0
                                    

Bora'ya tekrar bakabilme fırsatı bulduğumda bana dolu gözlerle gülümseyerek baktığını görmüştüm. Onun üzüldüğünü görmek içimi parçalamıştı.

"Tamam, sen önden git. Biz de geliyoruz." Dediğinde gözlerimi askerle konuşan tekfura çevirdim. Bora'nın yakalanması çok kötü olurdu.

"Bakın burada ne bulduk!?" Diyen tekfurun yaveriyle gözlerim irileşti. Bora'nın boynuna hançeri dayamış, buraya geliyorlardı. Korkuyla baktığım sırada tekfur beni kendine çekmişti.

"Onu da getirin, zindana atalım. Beyin oğluyla neler yapabileceğimizi sonra düşüneceğiz artık." Dediğinde bakışlarımı değiştirdim. Öfkeliymişim gibi bakmaya çalışmıştım, zordu. Çok zordu ona bu kadar aşıkken nefretle bakmaya çalışmak.

"Laçin, neden bana öyle nefretle bakarsın?" Dediğinde kaşlarımı çattım. Ne yapıyordu bu amacı neydi, kafayı mı yemişti? Bana çaktırmadan kaş göz işareti yaptığında anlamıştım ne yaptığını.

Bana birden öyle uzak davranması saçma olurdu. Sonuçta tekfura rol yapıyorduk. Ondan uzaklaşıp tekfurun yanına geçtiğimde tekfur bana bakıp gülümsemişti.

"Sana derim laçin!?" Dediğinde neredeyse oflayacaktım. Beni zora sokuyordu.

"Beni unuttunuz, beni almaya gelmediniz! Ne yapmamı bekliyorsun, kollarına atlayıp sarılayım mı sana?" Dediğimde hafif tebessüm edecekken tutmuştu kendini. Kaşlarını çatmıştı.

"Seni unuttuğumuz yok, yok ise bu kefereye mi aldandın!?" Demişti sinirli bir şekilde. Gerçekten sinirli duruyordu, aşırı iyi oynuyordu.

"En azından o beni bırakmadı, konuşma benimle. Ölmek istemiyorsan tabii!" Dediğimde şaşkınlıkla bakmıştı bana. Muhtemelen konuşmak istiyordu daha fazla ama onu sadece bu şekilde uyarabilirdim. Daha ileri giderse tekfur ona zarar verebilirdi.

Kaleye geldiğimizde onu zindana atmışlardı. Ben ilk fırsatta aradan sıvışıp papazın yanına gitmiştim. Ona haber vermeli ve Bora'yı buradan kurtarmalarını sağlamalıydık.

"Laçin hatun? Bora alpin ne işi var burada?" Dediğinde gerginlikle başımı iki yana salladım.

"Bilmiyorum, ormanda yakalandı. Korkut beye haber verebilir misin? Onu buradan kurtarmazlarsa tekfur öldürecek Bora'yı." Dediğimde onaylamış ve benim hemen gitmemi söylemişti.

Ona güveniyordum, o halledecekti artık. Şimdi benim işim onlar yetişene kadar Bora'yı koruyabilmek ve kaçmasını sağlayabilmekti.

Tekfur onunla birlikte zindana gidince korkudan ne yapacağımı bilememiştim. Onu döverdi, onu mahvedecekti. Ağlamak istiyordum.

Ben de aşağı inmek istiyordum ama ona zarar verdikçe canım yanacağı için belli ederdim ve bu planı tehlikeye atardı.

"Prensesim..." Yanımda bana doğru eğilen küçük kız çocuğunu görünce gülümsemiş ve önünde ben de yere çökmüştüm.

"Merhaba, adın ne?" Dediğimde kız heyecanla kocaman gülümseyip cevaplamıştı beni. "Ben Diana! Annem vermiş bu ismi, prenses olmak istiyorum ben de büyüdüğümde!" Dediğinde gülümsemiştim.

"Bence kesinlikle tam bir prenses olur senden. Ben inanıyorum." Dediğimde fazlasıyla sevinmiş ama utanarak durmaya devam etmişti yanımda.

"Diana!" Annesi olarak düşündüğüm kadın kızını çekmiş ve ben ayağa kalkarken önümde eğilmişti. Afallayarak kadını yerden kaldırmaya çalışmıştım.

"Affedin prenses-" Derken kollarından tutup kaldırmıştım onu. "Affedilecek bir şey yok, sadece konuşuyorduk." Dediğimde kadın şaşkınca bakmıştı. Kıyafetlerinden anladığım kadarıyla köle diye çalıştırdıkları kimsesizlerdi. Bu insanların buradan kurtulmaya ve iyi bir şekilde yaşamaya hakları vardı.

"Minnettarım efendim!" Diyerek eteklerime tutununca kadını tekmeyle ittiren kişiye baktım sinir ve şaşkınlıkla. Kadın yere yapışınca kızı korkuyla ağlamaya başlamıştı.

"Siz kimsiniz de prensesime öyle dokunabiliyorsunuz! Ağlamayı kes ve git buradan! Bu ay size ekmek yok!" Dediğinde kadın telaşla yalvarmaya başlamıştı. Bu defa tekfurun ayaklarına yapışmıştı kadın.

"Affedin efendim, yalvarırım! Kızım henüz çok küçük!" Diye yalvarmaya devam ederken gözlerim dolmuş öfkeyle bakmıştım tekfura.

"Yapma! İnsanlara kötü davranma! Senin hiç canından da çok sevdiğin biri olmadı mı? Onun da o anne ve kızı gibi bir duruma düştüğünü düşün." Dediğimde bana şaşkınlıkla bakmıştı. Benim de kötü biri olduğumu sanıyordu sanırım pislik.

Dünyadan UzakWhere stories live. Discover now