BÖLÜM 16

3.5K 224 45
                                    

Merhabalar.

Uzun bir ara vermek zorunda kaldım.
Duyuru bölümünde de yazdığım gibi yorucu ve hüzünlü günleri bir nebze geride bırakırken sizleri daha fazla bekletmem ayıp olacağı için yeni bölümle geldim.

Bir aksilik olmazsa kaldığımız yerden aynı düzenle devam edeceğiz.

Sizleri Sancakzade Mahallesine alıp doğum günü annesi olarak uyumaya kaçıyorum.

Keyifli okumalar diler yorum ve votelerinizi beklerim.💙🍀

Annemle konuştuktan sonra daha huzurlu hissediyordum kendimi.

Yatağa oturup çalan telefonumu elime alınca Cihangirin aramasına hiç şaşırmadım.

Annemle sarıldığım süreç boyunca camdan çatık kaşlarıyla bize bakmış annem odadan çıkar çıkmaz ise hemen balkona çıkmıştı.
 
Aramayı cevaplandırıp yerimden kalkarak balkona ilerledim.

"Güzelim"

Telefonu açar açmaz kullandığı hitap şekliyle sırıtıp balkona kapısını kapattım.

"Cihangir"

Sesimi duyunca derin bir nefes alıp "Zeynep teyze odandaydı ve çok gergin duruyordu, kötü bir şey mi oldu?"

Sorduğu soruyla pür dikkat bizi izlediğini anlamış oldum.

"Cihangir annem bizi öğrenmiş"

Başımı kaldırıp gözlerine baktım ufacık şakadan zarar gelmezdi değil mi?

"Katiyen onay vermediğini ısrar edersem buradan taşınacağımızı söyledi" dedim.

Söylediklerimle an be an değişen yüz ifadesiyle elini havaya kaldırıp "hemen geliyorum ben konuşayım Zeynep teyzeyle" diyerek balkon kapısına yöneldi.
  
Ciddi ciddi gelecekti.
  
Panikle "dur dur ne yapıyorsun Allah aşkına bu saatte ne konuşacaksın" dedim.
 
"Ne demek müsade etmeyecekmiş onu da geçtim buradan taşınmanıza göz yumamam, ha gerekirse herşeyi sineye çekerim ama yine de seni gözümün önünden ayırmam" dedi.
 
O güzel yüreğinden öpmek istedim sırf beni görmek için düşündükleri benim için çok değerliydi.
  
"O güzel yüreğinden öperim" aklımdan geçenler dilimden dökülünce ne dediğimi sonradan farkettim.
  
"Öp güzelim" Cihangirin dalga geçer gibi konuşmasıyla utancımdan eziyet ettiğim alt dudağımı ısırmayı bırakıp "güzelin miyim gerçekten?" diye sordum.
  
Boş sokakta Cihangirin kahkahası yankılanınca "gülmesene" diye çemkirdim.
  
"Gündüzler çuvala mı girdi? Bütün mahalleyi ayağa kaldıracaksınız.!"

Yan pencereden Ceylan ablanın kafasını çıkarıp fırça atmasıyla çocuk gibi "hep Cihangir yüzünden" diyip suçu ona attım.
  
Cihangir öyle mi? der gibi kaşını havaya kaldırıp beni taklit ederek "güzelin miyim gerçekten?" dedi.
  
Bu sefer kahkaha atma sırası ceylan ablaya gelmişti. Eliyle kendine hava yapıp "romantik komedi filmi tadında muhabetinizi sabaha bırakın artık" diyip bana el sallayarak "mahallenin havasından mı suyundan mı ne ya gelen deliriyor" diyerek pencereyi kapatıp içeriye geçti.
 
Dudaklarımı büzüp kaşlarımı çatarak Cihangir'e bakmamla "en çok benim güzelimsin bir tek benim güzelimsin" diye bağırmasına şahit oldum.
 
Sanırım tek şahit olan ben değildim.

Zira aşağıdan gelen tıkırtılar bizim evdekilerinde şahit olduğunu gösteriyordu.

"İyi geceler.."

Telefonu kapatmadan son kez gözlerinin içine bakıp gülümsediğimde Cihangir;
 
"Sen varsan benim her gecem her günüm iyi" dedi.
  
Odama geçip kendimi yıllar sonra bu kadar huzurlu bir uykuya bırakırken bu günleri özleyeceğimden habersizdim.
  

SANCAKZADE MAHALLESİ Onde histórias criam vida. Descubra agora