BÖLÜM 14

4.6K 251 60
                                    

Merhaba canlarım.

Serum yiyip kendime gelir gelmez Salya sümük hasta halimle bölümü tamamladım.

Satır aralarında yorum yapmayı ve vote vermeyi unutmazsanız sevinirim 💙

Sizi keyifli bir sancakzade mahallesiyle başbaşa bırakıyorum.

Keyifli okumalar diliyorum 🍀💙

Hatalarım varsa affola.

(Instagram: Ayliz.degisenhayatim)

Çalan alarma söve söve yataktan kalkarken bugün yeni işe başlayacak olmanın verdiği stres üzerimdeydi.

Yeni mahalle, yeni arkadaşlıklar, yeni komşular ve yeni iş.. Bunların hepsi Ankara'da okuduğum süreç dışında hep sıkıcıydı.

İş ortamının nasıl olduğunu, ne giymem gerektiğini bilmediğim için gözümün önüne geçen gün gittiğimizde çalışanların nasıl giydiğini getirmeye çalışıyordum.

Hayat kurtaran kombin Jean ve basic bir tişört giyinip çantamı kaptığım gibi aşağıya indim.

Annemin uyanmamış olduğunu görünce mutfağa geçip dün yaptığım keklerden biraz poşete atıp evden çıktım.

Yan evden Selim abininde çıktığını görünce Anıl'ın evinde Cihangirle çok yakın bir şekilde selim abi'ye yakalandığımız geldi aklıma.

Beni farketmesin diye çömelip bağlı olan ayakkabı bağlarımı bağlıyormuş gibi yaptım.

Eğildiğim yerde bir gölge hissettiğimde onun geldiğini bildiğim için başımı yerden kaldırmadan "hay Allah işe geç kalacağım" diye söylendim.

Gölge varlığını korurken sabahın erken saatlerinde esen hafif rüzgarla aşinası olduğum o kokuyu aldım.

Selim abiden ne kadar utanmışsam yürürken çıkardığı adım seslerinden bile tanıdığım adamı kokusu gelmese onun olduğunu anlayamayacaktım bile.

"Günaydın.. İplere eziyet etmeyi bırakacak mısın?"

Sabah sabah bu kadar aksiyona gerek yoktu bence. Başımı usulca kaldırıp "sana da günaydın.. aynı olmak zorundalar takıntım var" diye yalan söyledim.

Bana bakınca gözlerinin içi gülmesiyle bende ona baktım seyirlik bir adamdı.

"Bence eşit duruyorlar, ilk günden daha fazla geç kalma istersen"

Hatırlattığı gerçekle yüzleşince bağlamak için uğraştığım ipe takılıp düştüm.

Cihangir her ne kadar beni tutmaya çalışsa da boş anına gelmiş olmalı ki sadece kolumdan tutabilmişti.

Can havliyle onuda kendimle beraber yere çekerken pozisyonumuz mahalledeki teyzelere dedikodu malzemesi olacak şekildeydi.

Başımın altında duran eli kafamı yere vurmamı engellemişti ama Cihangir bir dizi yerde diğer dizi vücuduna doğru kırılmış bir şekilde üzerimde duruyordu.

"İyi misin?" Sorduğu soruya sadece başımı sallayarak cevap verebildim.

Üstümden kalmayacağını anladığımda "teşekkür ederim, ama artık işe gitmem gerekiyor" dedim.

Bulunduğumuz pozisyonu yeni farkederken gözleri faltaşı gibi açıldı.

Bir eli başımın altında dururken diğer eli düşerken tuttuğu kolumdaydı.

SANCAKZADE MAHALLESİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin