52

462 34 0
                                    

Kapının açılma sesine uyandım. Gözlerimi açıp kimin geldiğine baktım. Aşağıdaki askerlerden biriydi. Bana baktı sonra yatağın diğer yanına baktı. Bende onun baktığı yere baktığımda Barış ile yüz yüze gelmemiz kaçınılmaz oldu. Nerdeyse burunlarımız deyecek mesafedeydik. Gözleri kapalıydı ama kasılan vücudundan anladığım kadarıyla uyumuyordu. Ben salak gibi geri çekilsem mi diye düşünürken Barış gözlerini açtı. Gözlerimin içine baktı. En derinlere, en saklı sırların olduğu arazi de dolaştı.

Asker: Bölüyorum ama aşağı gelmeniz gerek.

Bir hipnozdan çıkmışım gibi kendime geldim. Kendimi geri çekip yataktan kalktım. Bütün eşyalarımın üzerimde olduğuna hızlı bir karar verip odadan çıktım. Nefesimi düzenlemeye çalışırken aşağı indim. İçten içe kendimi toplamam gerek diyerek kızarken salona giriş yaptım. Fulya abla ve Çınar albay koltukta oturuyorlardı. Hasan abi yanıma geldi.

Hasan Abi: Sendende ifade alınacak Yasemin.

" Tamam abi. "

Merdivenden inen Asker ve Barışa'a baktım. Gözlerinde bir ışıltı ile yanıma gelirken ben koşar şekil polis memurunun yanına gittim. Asla kaçmak değil amaç, sedece ifadeyi veriyimde olsun bitsin. En başından herşeyi anlatıp tekli koltukta oturan Mete'nin yanına gittim. Koltukun kol kısmına yaslanıp salondakilere baktım. Albay ile göz göze geldik. Teşekkür eder gibi başını eğdi. Bende onun gibi başımı eğip karşılık verdim. Polisler Barış'tan da ifade alınca, albayı ve ailesini geçici bir süre lojmana yerleştirmek için konuştular. Albay iki ara bir dere bizim içinde bir daire ayırdı. Bu konu işime geldiği için ses etmedim. Alperen annesi ile yukarı valiz hazırlamaya çıktı. Polislerin işi bitince geçmiş olsun dileyerek gittiler. Beste abla kapının önündeydi. Evin etrafını korumak için gelen timin, bir kişi hariç hepsi dışardaydı. Albay ayağa kalktı.

Çınar Albay: Hasan bizimkiler yoplansın, çıkalım. Bu gün başka bir sorun istemiyorum.
Yasemin sende yarın karargaha gelip tekrar iş başı yapıyorsun.

Barışa döndü.

Çınar Albay: Seninle ilgilide aklımda bir şeyler var.

Barış: Emredersiniz.

Evdeki önemli herşeyi toplayıp çıktık. İçten içe şüpheye düşüyordum. Albaya söylenek ile iyimi yaptım diye. Onun ve ailesininde hayatını tehlikeye atmıştım ama bu konudaki en belirgin gerçek Dervişin bir hain olduğu ve bizimde vatan için canımızı feda edeceğimiz.

Sakin sessiz bir yoldan sonra karargaha yakın olan bir lojmana geldik. D binasında olan iki daire ayrılmış. Biri, birinci katta diğeri dördüncü. En üst kata albaylar yerleşirken Barış ve ben birinci kattaki daireye geldik. Albay ile ayrılmadan önce son söylediği, sabah beşte askeriyede olmamız oldu. Sadece beni değil Barışı da çağırdı. Eve girip kapıyı kapatınca oturma odasını bulup ilk gördüğüm koltuğa kendimi atmak oldu ilk işim. Barış kısaca evi gezdi ve yanıma geldi.

Barış: Dört oda var ve tahmin edersinki mutfak bomboş.

" Bir gün aç kalmaya alışıksındır diye düşünüyorum."

Barış: Ayıp ettin, bir gün neki.

Gülerek ayağa kalktım.

" Hadi yatalım sabah erken kalkcaz."

Barış: Tamam

İçten içe filimlerdeki klişe olan " yatalım" sahnesini yaşamadığım için mutlu bir şekilde boş bulduğum ilk odaya girdim. Tek kişilik yatak görünce r yapıp başka odaya girdim. Burdada iki kişilik yatak ve bir adet Barış olunca karşı odaya girdim. Gördüğüm çift kişilik yatağa aşk ile koşmak üzereyken kapı çaldı. Büyük bir sabır çekip kapıya geldim. Arkamdanda Barış geldi. Kapıyı açınca karşımda Fulya ablayı buldum.

Ne Oluyor ?Where stories live. Discover now