39

815 53 4
                                    

Dünya bir döngü ile ilerler. Mesela ceylan ot yer, aslan ise ceylanı. Bu bir doğa kanunu. Zamanın da bu vatanın evlatları herşeyi arkasında bırakıp savaşa gitti. Şimdi ben canımı vermişim, çok mu? Ufak da olsa bir pişmanlığım yok. Hatta ordan uzaklaştık dan sonra Karan bir kenarda dürbün ile askerlerimin olduğu tarafa baktı. Ve dediki " seninkilere yardım geldi." İşte bu kelime geri kalan endişe duygumu da alarak gitti. Kaçtığımız kampa geri geldik. Karan adamlarına toparlanmalarını söyleyip beni sıkıca bir ağaca bağladı. Kampa yaklaşan araçlar ile bir kaç adam otarafa gitti. Havalar iyice ısındı. Ah şimdi denizde olmak vardı. Yada kumsal da güneşlenmek. Ama işe bak ki bir gurup teröristin yanındayım. Annem ben küçükken hep şey dersi ; sakın sana biri şeker vericem dediğinde gitme kızım. Ah anne ah, şu anda şeker bir kenara dünyaları verseler yine gitmeyeceğim yerler var. Mesela Karan'ı öldürmeden öbür tarafa gitmeyi düşünmüyorum. Gelen araçların orda duyduğum seslerden dolayı otarafa döndüm. Arkası dönük iki adam, tam karşılarında dört adam ve onların odak noktası olan Karan vardı. Ne konuştuklarını azda olsa duydum.
" İyi oldu."
" Katılıyorum, öbür taraf sıkıyordu."
" E madem sıkıyordu burda biraz eğlen. Bak şu kızı varya ( bana dönüp beni gösterdi. Bütün adamlar bana döndü. Aralarından tanıdık gelen bir yüz ile bakışlarımı Karan'a kitledim.) asker o, git iki hıncını al zaten bugün beni çok uğraştırdı bunun bir cezası olacak. Değilmi güzelim." Karan'a kilitli olan bakışlarım yavaşca yanında duran Erdem'e kaydı. Bana bakan biri anlamasın diye gözlerimdeki nefret ile Erdem'e bakmaya devam ettim.
" E hadi geçelim." Karan adamlar ile kampın arkalarına doğru gitmeye başladılar.

Dört saate yakın dışarda bekledikten sonra beş tane adam yanıma geldi. Bir daha demin arabadan inen adamlardan biriydi. Adamlardan biri yanıma gelip beni çözdü. Sürükleyerek bir arabanın bagajına attı. Cenin pozisyonunda zar zor sığdım bagajda biraz hareket edip daha çok yerleştim. Anlamadığım boğuk seslerden sonra araba çalıştı. Dağlık arazi de hızlı hızlı süren salağı çıkınca dövmek için yemin edip sabırla bekledim.
Bekledim.
Bekledim.
Ve durduk. Biraz daha bagaj da kaldıktan sonra açılan kapak ile dışarı çıkartıldım. Yanımdaki adama döndüm.
" Bu arabayı kim kullandı?"
" Ne yapacak kullananı?"
" Sen söyle, gerisi ben ve onun arasın da." Adam pis pis güldü. Sonrada bir gurup arasında duran adamı gösterdi.
" A bak şu."
" Çağrı mısın bi." Adam salak salak sırıtarak beni orta da bırakıp adamı çağırmaya gitti. Aslında şu an kaçmak mantıklı olurdu, tabi etrafım sarılı olmasaydı. Bende bekledim. Adam gitti ve şoförü çağırdı yanıma yandan yandan gülerek gelen adama baktım.
" Buyur yavrum beni çağırmışsın."
" Evet, arabada giderken bayrağa etkilendim sürme şeklinden. Kendi kendime bir söz verdim. Yerine getirmezsem içimde kalır."
" Tabi yavrum seninle her türlü fanteziye varım."  Bende pis pis gülüp adama yaklaştım.
" Ne güzel, o zaman benim yapacağım şeylere ses etmezsin.". Salak salak güldü. Arkadaki hareketliliğe bakınca Karan'ın buraya doğru geldiğini gördüm. Hemen arkasında bana bakan Erdem'i ise es geçtim. Adama daha çok yaklaşıp kafayı gömdüm. Adam bağırarak geri gitti. Burnunu tutuyordu. Ayağımı kaldırıp karnına tekme attım. Dengesini kaybedip yer düştü. Hemen yanına gidip tekme atmaya devam ettim.
" Yasemin! Dur lan."  Karan'ı duymazlıktan geldim. Arkamdan beni tutan kollar ile geri çekilmek zorunda kaldım.
Karan yanıma gelir gelmez tokadı yapıştırdı. Ağzıma gelen kan tadı yüzünden yere tükürüp Karan'a baktım.
" O Karan , hala bebe gibi vuruyorsun." Diyerek kahkaha attım. Karan bir anda boynuma yapıştı. Arkadaki Erdem'in bir adım atıp durduğunu gördüm. Karan beni öldürecekmiş gibi bakarken benim aklımda tek bir soru vardı. Erdem'in bana karşı olan sevgisi bitti mi? İşte bunu düşünmek dözlerimin dolmasına neden oldu. Tabi Karan'ın boynumu sıkmasın dan dolayı nefes alamadığım içinde olabilir. Gözlerim yavaştan kararmaya ve yüzüm karıncalanmaya başladı. Tam o anda boynumda ki el çekildi ve ciğerlerime hava doldu. Bir yandan temiz hava almaya çalışırken diğer yandan öksürmeye başladım.
" Götürün atın bunu bir yer, akşam ben uğrarım ona." Kollarımı tutun adam çekiştirerek bir yere soktu. Taştan ahırı andıran yerde, tavandan asılı olan zincirlere bağlayıp gitti. Bir anda gelen kahkaha atma isteğini bastıramadım ve deli gibi gülmeye başladım.
Bir olaya kırk açıdan bakarsan delirirsin, bir açıdan bakarsan ise insanlar sana anlayışsız der. Ben kırk açıdan baktım ve hala anlamadığım şeyler var. Ve herşeyi anlayınca delirip buraları yakıcam. Hem yanıcam, hem yakıcam.

Ne Oluyor ?Where stories live. Discover now