36

757 47 1
                                    

Melek annelere geldik. Annem kapıyı çalarken babam elinde üst üste tuttuğu yemekleri, düşürmemeye çalışıyor. Gülerek elinden bir iki bir şey aldım. Açılan kapıyla otarafa döndüm. Melek anne güler bir yüz ile karşıladı bizi.
" Hoşgeldiniz, buyrun buyrun geçin içeri." Annem önde en arkada ben olacak şekilde içeri girdik. Çalışanlardan biri babamın elindeki yemekleri aldı. Sonra bana döndü.
" Alıyım isterseniz ben onları."
" Hayır gerek yok, buyrun ben bırakırım "
" Peki." Çalışan ile birlikte mutfağa gittik. Elimdekileri bıraktım.
" Bardaklar nerdeydi acaba?"  Çalışanın gösterdiği dolaptan bardak alıp köşede duran sebilden su doldurdum. Suyu içtikten sonra bardağı bırakıp içeri geçtim. Çantamı bir kenara koyup salonda oturan topluluğa girdim. Aras ayağa kalkıp yanıma geldi.
" Hoşgeldin abla."
" Hoşbuldum yakışıklı." Benden ayrılınca bütün aile üyelerinin ayağa kalktığını gördüm. Hepsine sırayla sarılıp Aslan abinin yanına oturdum. Ortamda hoş bir sohbet dönmeye başladı. Annem benim küçükken yaptığım yaramazlıkları anlatıyordu. Melek anne ise oğullarının yaramazlığını.
Mustafa ve Ahmet babam iş hakkında muhabbete girmişti. Annemler kendi aralarında sohbet ediyordu. Herkes mutluydu. Bende arada abilerimin konuşmalarına dahil oluyordum. Herşey çok güzeldi. Şu anda kalmak isterdim. Samet abim de burda olsaydı keşke diye geçirdim içimden. İçeri gelen çalışan yemeklerin hazır olduğunu söyleyince toplu bir şekilde kalktık. Büyükler başa bizde rastgele ortalara oturduk. Bir yanımda Aras diğer yanımda Berkay abi vardı. İçerdeki koyu sohbet devam ediyordu.
" Eee kızım seninde elin lezzetliymiş, artık bize de birşeyler yaparsın."
" Tabi Melek anne, sen iste yeterki." Yemekler yendi.

Herkes salona geçmiş kahvelerini içiyordu. Ortada bir piknik muhabbeti dönüyordu.
" E o zaman haftaya müsait bir günde pikniğe gidiyoruz "
" Gidelim canım, hem çocuklara da farklılık olur." Melek annenin annemi desteklemesi üzerine bize diyecek bir şey kalmadı. Kendi aralarında ne yaparız diye konuşmaya başladılar. Yarısına geldiğim kahveden bir yudum daha aldım. O arada salonda telefon sesi yankılandı. Ben çalan telefonu çıkarırken Berat abi de telefonunu çıkardı. İkimiz de aynı anda aranmıştık. Albayın adını görünce ayağa kalktım. İstemsiz olan bir durumdu. Berat abide ayağa kalkınca bana baktı. Salon da ses çıkmıyordu. Geri telefona bakıp aramayı yanıtladım.
" Yüzbaşı Yasemin Buzcu"
" Yasemin acil görev var . Hemen buraya geliyorsun, gizli."
" Anlaşıldı albayım."  Telefon kapanınca ekrana bakakaldım.
" Kızım, oğlum ne oldu?"  Melek anneye baktım. Herkes gibi oda bize meraklı bir şekilde bakıyordu.
" Karargaha çağırıyorlar."
" Karargaha çağırıyorlar." Berat abi ile aynı anda dediğimiz şey ile birbirimize baktık. Yanlış giden bir şey vardı. Ya büyük bir görevdi ve ikimizde o göreve gidecektik, yada... Herkes gergin bir şekilde birbirine bakarken büyüklerin yanına gittim. Önce anneme sarıldım.
" Dikkat et kızım, bizi habersiz bırakma."
" Tamam annem sen merak etme. Hakkını helal et."
" Helal olsun." Melek anneye sarıldım. O arada Berat abi Mustafa babaya sarılıyordu .
" Kızım dikkat et. Bizi habersiz bırakma. "
" Tamam anne, endişelenme hemen gidip gelirim zaten. Hakkını helal et.'
" Helal olsun yavrum helal olsun." Herkese tek tek sarılıp helallik aldım. Kapının önüne çıktık toplu olarak. Çantamı ve evin anahtarını aldım. Eve uğramam gerekiyordu. Sonra...sonra görevden önce Samet abiye gitmem gerek.
" Aslan abi senden bir şey isteye bilirmiyim."
" Tabiki de kardeşim."
" Kendi adına Şırnak için bilet alırmısın."
" Tamam." Sıkıca sarıldım ona. Neden diye sormadı. Direk tamam dedi. İşte gerçekten aile olduğumuzun bir kanıtı. Berat abi arabaya bindi. Benide ev bırakmayı teklif etti. Kabul edip bindim arabaya. Kapının önünde üzgün ve gergin bir şekilde bakan ailemi gördüm. El salladım. Araç çalışmadan önce Aras koşarak geldi. Kapımı açıp indim bende. Sıkıca sarıldı bana.
" Gitmesen olmaz demi abla."
" Olmaz ufaklık." Burukça güldü.
" Seni seviyorum abla." Gözlerim doldu, ama ağlamadım. Kafasının üstüne bir öpücük bıraktım. Aras benden ayrılıp Berat abinin yanına gitti. Ona da dedi " gitme" diye. Sarıldılar sıkı sıkı, sonra arabaya binip gittik. Geri gelicem mi bilmem ama ailem iyi olsun, ben geri gelmesem de olur. Her görev gibi gözümü kırpmadan vatanım için savaşmaya gittiğimi bildiğim için mutluydum. Telefonu çıkarıp Erdem'i aradım. Kısa sürede açtı telefonu.
" Yasemin."
" Nasılsın ?"
" İyimi sen?"
" Bende iyiyim.... söyleyemedin bana."
" Yasemin ben"
" Gerek yok, söylemesende olur. Senden gelecek zarara da aşk ile sarıldığımı bil.."
" Herşeyi halledicem hayatım, sana söz."
" Sana güveniyorum. Kendime güvenmediğim kadar."
" Seni seviyorum gözlerinde kalbimi taşıyan kadın."
" Seni seviyorum aldığın her nefeste aşkı hatırlatan adam. " Telefonu kapatıp arkama yaslandım.

Seni seviyorum kalbine hem vatanı hem beni alan adam. 

Seni seviyorum...

Ne Oluyor ?Where stories live. Discover now