2

66 50 5
                                    

Nasılsınız?

İyi okumalar..

_____________________

'M'

'A...' 14 Aralık

Küçük bir çocuğun neferet etmesine kalbi izin vermez. Ama ben etmiştim. En sevdiklerimden, en sevdiğimden.

Ama neferet edip sonra sevdiklerim de olmuştu.

Çocukluğumun bir kısmını yağmurdan nefret ederek geçirmiştim. Diğer kısmını ise yağmura aşık kalarak.

Bazen bazı durumlardan sonra en nefret ettiğimiz şeye bile muhtaç kalıyorduk. Ben de bu durum çok olmuştur. Bazıları çok iyiyken iyi etkilemişken, bir kaç tanesi en acıtanı olmuştu.

...

Bir sonbahar günüydü. Ben 6 bilemediniz 7 yaşındaydım. Bir kaç arkadaşım vardı. Ama pek samimi değildim onlarla. İnsanlara yaklaşmayı sevmezdim. Çekinirdim ve utanırdım. Karakterim böyleydi.

İşte o sonbahar günü kendi isteğimle onlarla oynamak istedim. İsimlerini biliyordum. Ali, Kerem, Zehra, Murat ve Ayşe. Zehra benden 1 yaş küçüktü. Ali ve Ayşe ise benden biraz büyüktü. Kerem ve Muratla ise yaşıttım.

O gün onlarla oyun oynamak istememin nedeni Keremin yeni aldığı topuydu. O aralar Kerem kendine bir top almıştı. Gıcır gıcır, kırmızı - sarı renkli bir toptu. Topun kırmızı rengi hoşuma gitmişti. Eh bunda takımım da etkisi vardı. Galatasaraylıydım babam gibi. Babam da koyu Galatasaraylıydı.

Onlarla oynamak için eve, annemden izin almaya gittim.
...

Koşa koşa eve gitmem, çocuklar gitmeden onlarla oynamam lazımdı.

"Sarıı! Yavaş koş düşeceksin."

Kafamı sese doğru çevirdim. Bu mahalle bakkalı Hamdi amcaydı.

"Tamam Hamdi amca!" dedim. Ve koşmaya devam ettim. Arkamdan onun güldüğünü ve bir şey dediğini duymuştum.

"Babana bol bol selam söyle!"

"Tamaam!"

Eve doğru gelmeme az kalınca daha da hızlandım ve hemen eve gelip kapıyı açtım. Hızla ayakkabılarımı bir kenara fırlattım. "Anne!" diye seslenip mutfağa adımladım. Genelde orda olurdu.

Mutfağa geldiğimde orda olmadığını gördüm."Anne nerdesin?"

"Yatak odasındayım." hemen yatak odasına gittim. Annem yatağın kenarına oturmuş, elindeki kıyafetleri bir çantaya koyuyordu. Biraz yaklaşınca gözlerinin kızarmış olduğunu gördüm.

"Anne ne oldu? Neden ağladın?" annem küçük bir tebessüm etti.

"O da nerden çıktı? Bir şey olmadı da ağlamadım da."

Ama ağlamıştı. Bunu anlamıştım. "Bu çanta da ne var?"

"Eski kıyafetleri bir çantaya koyuyorum." dedi annem. Ama çantanın içine baktığımda içindekilerin eski olmadığını gördüm ama bunu umursamadım.

"Tamam. Anne çocuklar yeni top almış bende onlarla oynayabilir miyim?" diyip yüzümü en sevimli hale getirdim. Annem bana kıyamazdı.

Annem önce biraz şaşkınca güldü bu halime. O gülünce bende güldüm. Onlarla oynamama şaşırmıştı galiba.

Gözlerim annemin gülüşüne takıldı. Annem çok güzel gülüyordu. Daha önce annem gibi gülen birini hiç görmemiştim.

" Pekii gidebilirsin. Ama çok terleme sonra hasta oluyorsun." hızla kafamı onaylar şeklinde sallayıp çıkmak için kapıya adınladım.

"Sarı'm"

Arkamı döndüm "Efendim anne?"
Annem oturduğu yerden kalkıp yanıma geldi. Sonra birden bana sarıldı. Ve ağlamaya başladı.

"Ne oldu anne? Neden ağlıyorsun?!" annem benden biraz ayrılıp önümde diz çöktü. Ağlamaya devam ediyor, yüzüme bakıyor ve yanağımı okşuyordu.

"Anne ağlama, ağlama, ağlama. Lütfen ağlama." o nadiren ağlardı. Ama onu ilk defa onu böyle görmüştüm. Sürekli 'ağlama anne' diyor ve göz yaşlarını siliyordum.

"Çok vaktim kalmadı beni iyi dinle bir tanem. Ben.. ben seni çok seviyorum. Ama buna mecburum. Daha fazla dayanamam. Söz veriyorum seni... seni burda bırakmayacağım. Bir yolunu bulup yanımıza alacağım. Tamam mı?"

Ne oluyordu? Taşınacak mıydık?

"Taşınacak mıyız anne?"

Annem yavaşça eliyle yüzümü sildi. Ve yanağıma bir öpücük kondurdu. "Kısmen öyle." dedi.

"Ama-" beni bir anda susturan cama gelen bir sesti. O da neydi?

" Sarı'm, benim şimdi gitmem gerekiyor. Benden nefret etme tamam mı? Hakkımda ne duyarsan duy beni yargılama, benden nefret etme lütfen. Suçlu olacağımı biliyorum.
En büyük hatam sevmekti bir tanem. Eğer bir gün sende birini seversen beni çok iyi anlayacaksın. Ama umarım benim gibi olmazsın. " dedi ve beni son kez öpüp çantasını alıp kapıdan çıktı.

Bende peşinden koştum." Anne! Anne! " annem durmadı. Dış kapıdan çıktı. Bende peşinden koştum.Yağmur yağmaya başlamıştı. Evin önünde bir araba vardı.

Tanıdık bir arabaydı.

" Anne gitme lütfen! "annem yürüdü. Gitmeye devam etti. Annemin eline yapıştım. Beni hafifçe itti. Yüzüme bakmıyordu.

" Bırak beni. " bırakmadım. Ama annem elimi koparırcasına çekti. Yağmurdan ıslanmıştım.
Arabaya geldiğinde son kez çırpındım.

" ANNE BIRAKMA BENİ! "

Yağmurdan nefret ediyordum.

Annem arabaya bindi. Ve gitti. O gün annem beni terk etti.

Annem bizi aşkı için bırakmıştı. Aşk bu kadar vazgeçilmez miydi?

💧💧💧

_______________________

Bölüm nasıldı?

İyi günler dilerim efenim..

Bilinmeyen Biri (Ara Verildi) Where stories live. Discover now