Aşk İkilemi -Aşk Serisi 1-

34. BÖLÜM-PART 2-

Ben geldim. Berrak ve Fatih hakkında genelde üç dört bölüm önce gelen tahminler Berrak'ın Amerika'ya gidebileceği gibiydi ama bakalım öyle mi olacak?

Bölüm Şarkıları

Model- Müzik Kutusu
Şebnem Ferah- Mayın Tarlası

***
Berrak ne zaman uykuya yenik düştüğünü bilmiyordu ama kan ter içinde ağlayarak uyandığında güneş yeni yeni doğuyordu. Kabus görmüştü ancak esas kabusları uyandığında başlıyordu. Gördükleri gerçeklerdi sadece biraz daha ağırı. Her şeyi evlenmeden değil evlendikten sonra öğrendiğini yüzüne karşı herkesin kendi aptallığı ile alay ettiğini görmüştü. Neler olduğunu kimseye anlatamazdı, kimsenin onunla alay etmeseler bile acıyarak bakan bakışlarını görmeye katlanamazdı. Bunu sadece Rana'ya anlatabilmişti ancak bu evden çıktığı anda yüzleşmek zorunda kalacağı bir şekilde ona sorular soracak onlarca insan vardı. Hayatı boyunca düzgün ve nizami yaşamaya çalışmıştı. Kendi ayakları üstünde durmak için elinden geleni yapmış kimsenin ağzına laf vermemişti. Herkesin ona imrenmesini istemiş yere düştüğünde bile kendi gücüyle kalkmıştı. Kimsenin ona acımasına izin vermemişti, kimsenin acımasına ihtiyacı yoktu. 

Yirmi altı senenin kendini bildiği tüm zamanlarında aklıyla, zekasıyla ön plana çıkmıştı. Okul ve çalışma hayatında insanlar onu hep zeki ve akıllı olarak tanımlamıştı ancak bunun böyle olmadığını da görmüş oluyorlardı. Şimdi hayatı boyunca giydiği bu elbisenin yaması ortaya çıkmıştı. Kalbi devreye girdiğinde aklı ve mantığı devreden çıkıyor zekasının yerinde yeller esiyordu ve göz göre göre kandırılıyordu. Rana'nın sehpanın üzerinde duran sigara paketini ve çakmağı gördü. Üstündeki örtüyü kenara ittirdi ve paketi eline aldı. Belki de iyi gelirdi, babası ne zaman bir şeyi halledemese, stresten uyuyamaz hale gelse geceleri balkonda sigara içerdi. Paketi ve çakmağı alıp salonun küçük balkonuna çıktı. Bir dal sigarayı yakarken öncesinde sigaranın kokusundan bile hazzetmeyen kadın gitmişti. İçtiği sigaradan çektiği her nefeste kendini zehirlerken verdiği her dumanda anıların birini duman altında bırakıyordu. Rana'dan aldığı kulaklığı telefonuna taktı. Zihnini meşgul tutmanın yollarından biri müzikti.

Bir aşk daha biterken
Baş başayım yine gözyaşımla
Her savaştan çıkarken
Kuşandığım şeffaf zırhımla

Çok yoruldum
Bu saf hâllerimden
Arayıp arayıp buldum sanıp
Kaybettiklerimden

Gözlerini ileriye dikip gözyaşlarını sildi. Evet saf hallerinden çok yorulmuştu. Onca seneden sonra bulduğunu sandığı mutluluğu da kaybetmişti.

Hep aynı şarkıyı çalmış
Bir müzik kutusu gibi sarardım
Her kapağım açıldığında
Bu kez farklı olur sandım

Bu kez farklı olacağını sanmıştı. Bu kez sonsuza dek mutlu yaşayacaklarını sanmıştı bir masalda olduklarını ama gerçek hayat masallardan çok farklıydı. Ne Berrak prensesti ne de Fatih beyaz atlı prens... Fatihten olsa olsa beyaz bir at olurdu o da Berrak'ın kalbine çifteyi takar dört nala uzaklaşırdı. 

Yıllar geçer usulca
Küflü yalnızlıklarımızdan
Unutur insan sorulunca
Ne kaldı yaşadıklarımızdan

Anlarsın ki
Hepsi aynı hikâye
Döne döne yıpranmış
Yıllanmış dilimizde

Hep aynı şarkıyı çalmış
Bir müzik kutusu gibi sarardım
Her kapağım açıldığında
Bu kez farklı olur sandım

Eski bir liman
Yıkık bir han gibiyim
İzlerken geçenleri
Unuttum ben hangisiyim

İlk sigara biterken ikincisini yakmayı unutmadı. Seneler boyunca arkadaşlarına, babasına sigara konusunda sitemler eden kendisi değilmiş gibi teselliyi bir zehrin kollarında bulmuş aşkın zehrinin yerini doldurmaya çalışmıştı.

***
Balkondan dışarı bakarken içinden kendi kendine sayıp dökmek kolaydı, dışarıya hiçbir şey belli etmemeye çalışıyordu. Berrak hiçbir yerde yoktu, bildiği hiçbir yerde yoktu tanıdığı kimsenin haberi yoktu.